Temelde karanlık madde bildiğimiz "normal" maddelerin aksine elektromanyetik kuvvetle etkileşime geçmiyor. Yani herhangi bir şekilde ışık saçmıyor ve ışığı yansıtmıyor veya emmiyor. Bu sebeple, varlığını sadece madde üzerindeki yerel kütle-çekimsel etkilerinden tespit edebiliyoruz.
Karanlık enerji için ise durum çok da farklı değil. Karanlık enerji uzaydaki boşlukla ilişki içerisindedir ve evrenin tamamına eşit dağılmıştır. Bu nedenle etkisi yerel değildir. Kozmolojik ölçüdeki itici kütle-çekimsel etkisi evrenin genişlemesini hızlandırıyor. Hubble yasasıyla yapılan gözlemlerle elde edilen evrenin genişleme hızındaki ölçümler ile diğer bilimsel verilerle birlikte varlığını doğrulayabiliyor ve evrende ne kadar bulunduğu hakkında yaklaşık değerler verebiliyoruz.
Parçacık hızlandırma konusuna gelirsek, bazı teoriler karanlık maddenin büyük hadron çarpıştırıcısında üretilebilecek kadar hafif olduğunu söylüyor. Bu teoriler doğruysa; eğer üretilecek olsaydılar, sensörlerin içinden tespit edilemeden giderlerdi. Ancak, bu esnada enerji ve momentum taşıyor olurlardı, bu sayede fizikçiler çarpışma sonrası karanlık madde tarafından taşınan enerji ve momentumdan kaynaklanan eksikliği tespit edip varlıklarından haberdar olabilirlerdi.