Esir, felsefede maddenin beşinci unsurudur. Ancak bu madde katı, sıvı ve gaz gibi algılanabilir hallerden farklı olarak yoğunluğu daha az, vibrasyonel hızı daha yüksek, daha süptil ve daha akışkan haline verdikleri addır. Maddenin esîr hali Orfe öğretisinde aether terimi ile ifade edilirdi. Sonralarda kavram Aristo tarafından kullanılmış ve dört unsurun ötesinde süptil olan esir maddesini ifade etmek üzere beşinci madde terimini kullanmıştır. Pisagor da Orfe gibi aether’i maddenin süptil hali olarak görmüş, fakat onu Aristo gibi bir unsur olarak değerlendirmemiştir. Pisagor’a göre beşinci unsur diğer dört unsura hükmeden ruhtu, yani beşinci unsur adı ancak evrene canlılık ve yaşam kazandıran ruha yakıştırılabilirdi.
Fizikteki eter teorileri ise, eterin ortamın varlığı için gerekli boşluk doldurucu ve elektromanyetik veya yer çekimi kuvvetlerinin yayılması için gerekli olduğu madde olduğunu öne sürmektedir. 19. yüzyılda bilim insanları, ışık dalgalarının eter içerisinde yayıldığını diğer bir deyişle eterin ışık dalgalarını taşıdığını düşünüyorlardı. Yani eter tüm evreni doldurduğu düşünülen bir maddeydi. Özel göreliliğin gelişmesiyle birlikte eter teorileri modern fizikte artık kullanılmamasıyla birlikte artık yerini daha soyut modeller almıştır.
Luminiferous (Işık saçan) Eter
19. yüzyılda ışık taşıyan eter anlamına gelen Luminiferous eter ya da eter ışık yayılımı (elektromanyetik radyasyon) için teorize edilmiştir. Ancak yeryüzünün hareketini anlamak için yapılan Michelson-Morley deneyi gibi 1800'lerin sonlarından yürütülen ve sayıları giderek artan karmaşık deneyler başarısızlıkla sonuçlanmıştır... Fakat eğer denklemleri doğru olursa Albert Einstein’in 1905'teki özel görelilik teorisi eterin tamamına bakılmadan aynı matematiği oluşturacaktır. Bu olay birçok fizikçi için Luminiferous eterin modern durumlarda kullanışlı olmayacağını göstermiş oldu.
Mekanik Yerçekimi Eteri
16. yüzyıldan 19. yüzyılın sonlarına kadar yerçekimsel olgular eter kullanılarak modellendirilmiş oldu. Diğer modeller Isaac Newton, Bernhard Riemann ve Lord Kelvin tarafından öne sürülmüş olsa da, en çok bilinen formüllemeler Le Sage’nin yerçekimi teorisi tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu konuların hiçbiri günümüzün bilimsel topluluğuyla bağdaştırılamaz.
Michelson-Morley Deneyi
Michelson–Morley deneyi, fizik tarihinin en önemli ve ünlü deneylerinden biridir. 1887'de Albert Michelson ve Edward Morley tarafından Case Western Reserve University'de yapılan deney genel olarak eter teorisine karşı en büyük kanıt olarak düşünülür. Albert Michelson özellikle bu çalışması için 1907'de Nobel Fizik Ödülü'nü aldı. Deneyin asıl amacı Ether maddesinin var olduğunu deneysel olarak kanıtlamaktı. Amacın olumlu yönde olmasına rağmen deney olumsuz sonuçlandı. Eğer böyle bir madde olsaydı içinde bulunan her şeyi etkilerdi (ışık dahil). Böylelikle de varlığı kanıtlanılamadı.
Michelson ve Morley deneyi değişik zamanlarda ve koşullarda tekrarladılar ama sonuç değişmedi. Işıkta bir sapma ya da gecikme olmadı.
1,786 görüntülenme
Kaynaklar
-
Levent Özkarayel. 19. Yüzyilin Yanlişlanan Fikri: Eter Ve Michelson – Morley Deneyi. (2 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 2 Eylül 2021. Alındığı Yer: Açık Bilim
| Arşiv Bağlantısı
-
Genel. Eter Teorileri. (2 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 2 Eylül 2021. Alındığı Yer: Wikipedia
| Arşiv Bağlantısı
-
Genel. Beşinci Unsur. (2 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 2 Eylül 2021. Alındığı Yer: Wikipedia
| Arşiv Bağlantısı
-
Genel. Esîr. (2 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 2 Eylül 2021. Alındığı Yer: Wikipedia
| Arşiv Bağlantısı
-
Genel. Michelson-Morley Deneyi. (2 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 2 Eylül 2021. Alındığı Yer: Wikipedia
| Arşiv Bağlantısı