Farklı türlerin farklı seviyelerde bilişsel yeteneklere sahip olduğu ve dünyayı farklı şekillerde anladığı doğru olsa da, bu farklılıkların doğal filogenetik sınırlardan ziyade evrimsel tarih ve ekolojik niş farklılıklarından kaynaklandığını belirtmek önemlidir. Her tür kendi özel ortamında gelişmek ve hayatta kalmak için evrimleşmiştir ve bir türün bilişsel yetenekleri karşılaştığı seçici baskılar tarafından şekillendirilir.
Örneğin şempanzeler insanlarla ortak bir atayı paylaşır ve nispeten benzer beyin yapılarına sahiptir. Bununla birlikte, insanlar ve şempanzeler arasında dil ve soyut muhakeme gibi bilişsel yeteneklerde farklılıklar vardır. Bu farklılıklar, genetik faktörler, beyin yapısı ve bu türlerin evrimini şekillendiren sosyal ve ekolojik baskıların bir kombinasyonuna bağlanabilir.
Kuantum mekaniği gibi karmaşık kavramlarla ilgili sorunuza gelince, bu tür kavramları anlama yeteneğinin yalnızca beynin yapısı tarafından belirlenmediğini anlamak önemlidir. Bilişsel yeteneklerimiz kuşkusuz biyolojik yapımızdan etkilenmekle birlikte, kültürel ve sosyal faktörlerin yanı sıra eğitim fırsatları ve deneyimlerden de büyük ölçüde etkilenmektedir.
İnsanların ya da başka herhangi bir türün gelecekte neleri anlayabileceği ya da anlayamayacağı konusunda spekülasyon yapmak zordur. Bilgimiz ve teknolojimiz ilerledikçe, anlayışımızın sınırlarını sürekli olarak zorluyoruz. Bilişsel yeteneklerimizi geliştiren teknolojiler de dahil olmak üzere gelecekteki ilerlemelerin, şu anda kavrayışımızın ötesinde olan kavramları anlamamızı sağlaması mümkündür.
Bununla birlikte, herhangi bir organizmanın bilişsel yeteneklerinin doğasında var olan sınırlamaları kabul etmek de önemlidir. Evrimsel tarih, beyinlerimizi belirli düşünme ve anlama türleri için özellikle uygun olacak şekilde şekillendirmiştir, ancak evrenin diğer yönlerini kavramak için bizi daha az donanımlı bırakmış olabilir. Bu, sonsuza kadar ulaşamayacağımız temel gerçekler olduğu anlamına gelmez; daha ziyade, belirli kavramları anlama becerimizin, şu anda kavrayışımızın ötesinde olan yeni yaklaşımlar veya teknolojiler gerektirebileceği anlamına gelir.