Evlilik, insan doğasına aykırı diyen kişiler, doğa, evrim, insanın evrimsel dinamikleri üzerine pek de bir şey bilmeyen kişiler olsa gerek. Çünkü evlilik, insanın doğasına aykırı değil aksine insanın doğasının ortaya çıkardığı, her insanın yapmak zorunda olduğu bir birliktelik biçimi. İnsan eğer üremek, neslini devam ettirmek istiyorsa evlenmek zorunda.
Bunu burada defalarca kez açıkladık. Burada bir kez daha kısaca anlatalım.
İnsan yavrusu, doğadaki en aciz, en olgunlaşmadan dünyaya gelen yavru. Bunun nedeni de büyük bir beyne ve bu nedenle de büyük bir kafaya sahip olması. Genel prensip olarak doğada hamilelik süreleri yavrunun, dünyaya geldiğinde kendi başına beslenebilmesi, temel bedensel hareketleri yapabilmesi, yürümesi, çevresini görebilmesi gerekliliklerini ona kazandırma süresi ile belirleniyor. Ama insanda hamilelik, yavruyu bu yeterliliklere ulaştıracak kadar sürmüyor çünkü bu süre beklenirse yavrunun başı, doğum kanalından çıkamayacak kadar büyüyor ve anne kayıpları artıyor.
Bu durumda ortaya hayli zayıf ve aciz bir yavru çıktığı için o yavru uzun süreler bakıma muhtaç oluyor. Bu görev de temel olarak annede. Kadınların hayli gelişmiş memelere sahip olmasının sebebi de bu zaten. Anne sütü insan yavrusu için hayati önemde. İşte bu yavrunun bakılıp, beslenip, korunduğu sürede de anne, doğal şartlarla, düşmanlarla uğraşamayacağı ve gıda temin edemeyeceği için de o anne ve yavrunun korunma, beslenme gerekliliklerini 3. bir insan karşılamak zorunda. Bu kişi de baba zaten.
Bu evrimsel durumda da şu ortaya çıkıyor: Eğer insan üremek ve sağlıklı bireyler dünyaya getirmek istiyor ise bir kadın ve bir erkek, yavru kendi hayatiyetini sürdürebilecek yetişkinliğe gelene kadar iş birliği yapmak zorunda. Bu süre ne kadardır? Doğal şartlar göz önüne alındığında tahminen en az 5-6-8 yıl gibi bir şeydir. E bu da evlilik demek zaten. Bir erkek üremek istiyor ise, bir kadına ve bir bebeğe, bu süreler boyunca bakmayı göze almalı. Kadın da bu süreler boyunca kendisine ilgi gösterecek bir erkek seçmeli.
Bu iş birliği gerekliliğini detaylandırır isek de o kadar fazla cevapsız sandığımız soru cevaplanır ki şaşırırız. İnsanların eş seçme dinamikleri, kadın güzelliği, erkeğin gücü, güven, sadakat, kadın ve erkeğin aile ve toplum içindeki görev ve konum dağılımları vs. Her şey bu iş birliği gerekliliğinin ışığında ortaya çıkıyor zaten. Cevabımı uzatmamak için buralara girmiyorum.
Özetle... Evlilik insan doğasına aykırı falan değil. Tam tersi biçimde evlilik insan doğasının bir parçası ve gerekliliği. Gayet dönemsel, popülist, aslında temelde saçma ve yalan nedenlerle milyonlarca yıllık evrimsel bir birliktelik biçimini geçersiz kılmaya çalışmak çok çocukça ve mantıksız.