Konuşma biçimi, aksan, deneyim yoluyla anatominin şekillenmesinin sonucu oluşur. Kişi gırtlak, ses telleri dil gibi organlarını kullanmaya başladığında, etrafındaki konuşma biçimini kopyalar aslında yüksek oranda. Bu kullanma ile biçimlenen yapılar, yetişkinliğe geçerken artık biçimlenmeleri neredeyse tamamlanmıştır. Nasıl karadenizde büyümüş kişi, ya da doğu anadoluda büyümüş birinin konuşmasından çok hızlı bir şekilde memleketini tahmin edebiliyorsak, aslında diyoruz ki, ses anatomisinin geliştiği yer şurasıdır. Kişinin farklı dilleri küçük yaşta öğrenmesi, ve MARUZ KALMASI bu nedenle önemli. Tek bir ana dile göre şekillenen anatomi, diğer dillere ait artikülasyon, aksana uyumlanmakta zorlanır. Bunu ne kadar erken kullanmaya başlarsa, o derece ana dili gibi doğal kullanabilir. Dil merkezi çok küçük yaşta kapandığı için, sonradan öğrenilen diller, beynin diğer kısımları tarafından tutulur, bu nedenle de zor elde edilir. Yeni araştırmalar, çok uzun ve yoğun kullanımda nöronal yapının dil merkezine kaydığını göstermiştir hayret verici biçimde. Beyin nöroplastisitesi, buna izin verecek kadar geniş bir potansiyele sahip. Ancak anatomik oluşumun değişimi için evrimsel mekanizmaları da düşünürsek, bireyin göremeyeceği zaman aralıklarında oluşur değişim. Tabii ki kişi bunu aşamaz demek değil bu. Sadece hayata hazır hale gelmenin geleneksel yöntemleri dışında da olasılıklar olabileceğine açık olmamız gerekir.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Ses Fizyolojisi. (27 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 27 Aralık 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı