Tür içi değişim, bir türün bireyleri arasındaki genetik çeşitlilik olarak gözlemlenebilir. Bu çeşitlilik, doğal seçilim ve genetik sürüklenme gibi evrimsel süreçlerle zaman içinde değişir ve bazen yeni türlerin oluşumuna yol açabilir. Ancak, türler arası değişim ve yeni türlerin oluşumu, genellikle çok uzun zaman dilimlerinde gerçekleşir ve bu nedenle laboratuvar ortamında doğrudan gözlemlemek zordur.
Türler arası değişim, genellikle aşağıdaki süreçlerle gerçekleşir:
Ayrışma (Bölünme) Türleşmesi: Bir türün popülasyonlarının coğrafi olarak izole hale gelmesi ve bu izolasyonun zaman içinde genetik çeşitliliğin artmasıyla yeni türlerin oluşması.
Simpatrik Türleşme: Aynı coğrafi alan içinde yaşayan popülasyonların, ekolojik niş farklılaşması veya poliploidi gibi faktörlerle yeni türler oluşturması.
Hiybridleşme ve İzolasyon: İki farklı türün üreme ve sonuçta yeni ve farklı özelliklere sahip yeni bir tür oluşturacak şekilde genetik materyallerini birleştirmesi.
Laboratuvar ortamlarında türler arası değişim gözlemlemek zor olsa da, bilim insanları bazı durumlarda türleşme sürecini incelemek için deneysel yaklaşımlar kullanmışlardır. Örneğin, meyve sinekleri (Drosophila) ve bakteriler gibi hızlı üreyen ve kısa nesil sürelerine sahip organizmalar üzerinde yapılan çalışmalar, türleşme süreçlerinin bazı yönlerini incelemek için kullanılabilir. Ancak, bu tür deneysel yaklaşımlar genellikle sınırlıdır ve türler arası değişimi tümüyle kapsamaz. Bu nedenle, evrimsel biyologlar, fosil kayıtları ve moleküler genetik veriler gibi dolaylı kanıtları kullanarak türler arası değişimi ve türleşme süreçlerini incelemektedirler.
Kaynaklar
- M. Dragosits, et al. (2013). Adaptive Laboratory Evolution – Principles And Applications For Biotechnology. Microbial Cell Factories, sf: 1-17. doi: 10.1186/1475-2859-12-64. | Arşiv Bağlantısı