Her hayvan yalıtım, su geçirmezlik ve hayatta kalmada avantaj sağlayan diğer sebepler yüzünden çeşitli derecede kıl(kuşlarda tüy) yoğunluğu ve kalınlığına ihtiyaç duyar. Ormanlardan savanalara sürülmemiz sonucu iki ayak üzerine kalkmamız ile birlikte, özellikle uzun göçlerde vücudun ısı dengesinin sağlanması konusunda belirli evrimsel adaptasyonlar gelişti; bunlardan bir tanesi de vücudumuzdaki kılları kaybetmemiz. Aslında insan vücudundaki kılların sayısı yaşayan en yakın akrabamız olan şempanzelerle aynıdır; kıl köklerimizi kaybetmedik, sadece kıl kalınlığımız azaldı. Kılların yoğun olduğu bölgelerde genellikle ter bezleri oluşamıyor. Ter bezleri, terlemeyi sağlayarak vücut ısısının düzenlenmesi ve sıcaklığın daha kolay düşürülmesini sağlar. Bizler için, kılların kalınlığının azalması, ter bezlerinin oluşması ve sıcaklığın gerekli ani değişiminin sağlanması göçlerde ve avlanmada avantaj sağlayan bir evrimsel adaptasyondur. Kalın kıllar ise ısıyı belirli bir seviyede tutmaya yarıyor. Beynimizin ısısının belirli bir sıcaklıkta tutulması da kafamızdaki kıllar yani saçlarımız sayesinde oluyor.