Öncelikle ölümün sonrasında ne olacağını kesin olarak bilmeden acı stres gibi kavramların olmadığı söylemek çok taraflı bir görüş olur. Bütün bu ön fikirleri bir kenara bırakıp hiç bir şey bilmiyormuş gibi yorum yapmak gerekirse, ölümün yaşamdan üstün olmasının tek mantıklı yanı birinin olası koşullarının bilinmemesidir. Teknik olarak yaşamda karşımıza çıkacak olaylar bütünü de bir belirsizliktir fakat ölümün belirsizliği yanında bu hiçbir şey demektir. Ölüm yaşamdan üstün müdür sorusunun cevabı bulunduğu taktirde zaten yaşamın değeri bu ölçüde şekillenecektir. Benim görüşüm ise yaşamın ölümden üstün olduğudur. Biz bu iki kavram arasında kıyaslama yaparken bile yaşamın kıstaslarını göz önünde bulunduruyoruz. Siz bile sorunuzda yaşamın acı, stres ve ağrı gibi durumlarından bahsetmişsiniz.
Benim görüşüm yaşamın üstün olduğu yönünde fakat ölümün yaşamla eşit ve dengeli olma olasılığı da mevcut. Doğada denge içinde olan bu iki kavram zaten bir arada olmasıyla bir anlam kazanıyor. Yaşamın değerini ölüm olgusu ile şekilleniyor. Ölümsüzlük olsaydı yaşamın değeri ve önemi bu durumun üstünlüğü arasında kesin bir yargıda bulunulmazdı. Bundan 100 yıl sonra ölümsüzlük bulunduğunu hayal edin ve bu öyle bir ölümsüzlük ki ne yaparsanız yapın ölmüyorsunuz. Bu durumda 2 soru çıkar:
1. İnsanların ölmeye karar vermesini ne belirler
2. Bu kavramın eksikliği insanlara ne hissettirir.
Sonuç olarak ölümsüzlük son derece belirsiz bir kavram ve bu belirsizlik doğrultusunda karşılaştırma yapmak çok etkili olmaz. Ama benim şahsi görüşüm yaşamın üstün olduğu yönündedir.