DNA molekülünde 4 adet azotlu organik baz bulunması, verim ve işlevsellik açısından en uygun olanıdır. Bu 4 baz (adenin, guanin, sitozin ve timin) hem birbirine uyumlu hem de sınırlı bir sayıda kombinasyonları vardır ve bu kombinasyonlar, DNA'nın bilgi depolama ve çoğaltma kapasitesini etkiler. DNA'nın fonksiyonunun bozulmaması için, baz sayısının 4 olması gerekir ve daha fazla baz, molekülün daha fazla karışmasına veya hatalı kombinasyonlarına yol açabilirdi.
evrimi hakkında tam olarak bilgi bulunmamaktadır ve bu konuda teoriler bulunmaktadır. Ancak, genel olarak, DNA'daki bu 4 bazın evrimi, evolusyonun çeşitli aşamalarında gelişen ve zamanla kompleks hücresel yapıların oluşmasına yol açan bir süreçtir.
DNA molekülünün ve azotlu organik bazların evrimi, zamanla farklı moleküler yapıların ortaya çıkması ve bu yapıların hücresel fonksiyonların gelişmesine yol açmasıyla bağlantılıdır. DNA molekülü, hücresel bilginin depolanması, çoğaltılması ve taşınması için gerekli olan bir araçtır ve azotlu organik bazlar, DNA'nın bu fonksiyonlarını yerine getirmesine olanak tanır.
Bu bazların evrimi, hücresel evolusyon sürecinde farklı hücresel fonksiyonların oluşması ve gelişmesine yol açtı ve bu evolusyon, bugünkü canlıların oluşmasına ve gelişmesine yol açtı.
Kaynaklar
- C. J. Avers. (1986). Molecular Cell Biology. Yayınevi: Addison Wesley Publishing Company. sf: 737-738.