İnsanların çok büyük bir çoğunluğu, evrenin ve canlılığın, sadece bilimle açıklanamayacağını ve bunun da ötesinde tüm sırları çözülmüş ya da çözülmeye aday bir evrenin var olamayacağını düşünüyor. İlla ama illa bir şeyler açıklanamaz, bir şeyler anlaşılamaz, varoluş her zaman bizim ötemizde bir alan, bir gerçeklik barındıracaktır.
İşte bu ihtiyaca cevap veren bir çok disiplin var. İlk akla geleni tabi din. Kadim dinler, ilahi dinler, mistisizm, astroloji, fal vs. Hemen her türden doğaüstü alan, insanın bu içgüdüsel ihtiyacına cevap veren disiplinler. Ve artık hiçbiri çağdaş dünyanın beklentilerine cevap veremiyor.
İşte "evrene enerji yolluyorum" diye özetlenebilecek akım, bunun son durağı. Son din. Son mistik disiplin. Son doğaüstü akım. İlla bilimle açıklanamayacak, anlaşılamayacak, madde öte bir şeyler olmalı dedik ya.
Bunların hepsi ama hepsi, en azından iddia edildikleri anlamda saçmalık. Elbette evrende ve yaşamda, bilimin açıklayamayacağı ve anlayamayacağımız bir çok şey var ve olacak. Ama bunların var olması, onları, gerçekten çok zayıf, çok temelsiz dinamiklerle özetleyebileceğimizi göstermemeli. İnsan evrene enerji gönderiyormuş. Pozitif duygular pozitif, negatif duygular negatif enerjiymiş... Bu mantık ve açıklama, şaka olmalı. Gerçekten birileri ile dalga geçiyor olmalı bunun varlığını iddia edenler. Biz de gülüp geçmeliyiz. Ama öyle olmuyor. Çünkü dediğim gibi insanların içinde, hep, mantıkla ve bilimle açıklanamayacak bir alanın varlığına karşı garip bir ihtiyaç var. Dünya bu kadar basit olmamalı. Çünkü bu çok sıkıcı.
İnsanın, evrene, bir enerji gönderdiği falan yok. Enerji dediğimiz şey, gayet kolay ölçülebilen, kanıtlanabilen, görülebilen bir şey. Kimse bir yere enerji falan yollamıyor. Onlar bir yerde birikmiyor. İnsandan çıkan bir enerji falan olmadığı için ortada bir şeyi etkileyen bir enerji falan yok. Her hangi bir şeyin olup olmaması, gerçekleşip gerçekleşmemesi, bizim o konuda ne düşündüğümüzle ilgili değil.
Günümüz dünyasında, evrenin sınırlarına varan uzaklıkları görebildiğimiz, 13,8 milyar yıllık tarihi dönemlendirebildiğimiz, insanın ve hatta tüm canlılığın ortaya çıkışını ve varoluşunu açıklayabildiğimiz, elbette daha keşfedilecek çok fazla şey olsa da bir aydınlanma dönemi olarak adlandırabileceğimiz bir çağda böylesine cahilce, böylesine temelsiz, böylesine uyduruk disiplinlere güven duymak gerçekten inanılır gibi değil. Evrene enerji yolluyorum ve o bir şeyleri etkiliyor demenin, Ay'ı ya da Güneş'i bir tanrı olarak görmekten hiç bir farkı yok.
Umarım insanlık bir gün, duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için evreni çözümleme gücünü ona veren bilimi zayıflatmaktan vazgeçer. Ama bence bugün hayatta olan hiç kimse, böylesi bir aydınlanmayı göremeyecek. Çünkü insanlık hâlâ, bir mum ışığı ile aydınlanmak istiyor. Evreni görmek değil.