Tanrının var olduğu gibi bir sonuca ulaşmayı, problem çözmek, bilimsel bir keşif yapmak gibi algılarsak, geçersiz bir sonuca gidiş olacaktır. Bir konuyu anlama, analiz etme, sonuca varmada kullandığımız rasyonel yöntemler, kendi ihtiyaç, araştırma, keşfetme arzumuzun gereklerini sonuçlandırabilir. Varoluşu yorumlama gibi üst, felsefi bir bir sorgulama için böyle yöntemler yetersizdir. Felsefi - manevi bir ihtiyacı, bilimsel metodlarla anlamaya çalışıp, sonucun var ya da yok olabileceği yaklaşımı hatalı yani.
Bilimsel - fiziksel verilerden yola çıkarak bir tasarımcının varlığı sonucuna ulaşılabilir. Her bilinç bunu farklı yollarla gerçekleştirebilir. Ancak aynı referanslarla bir tasarımcının olmadığı sonucu üretilemez. Hiçbir bulgu - veri, bir tasarımcının olmadığını sonucunu doğurmaz. İnsan olarak ANLAMAYA, ÇÖZMEYE çalışmakla meşgul olmalıyız. Kişisel yargılarımızla red, gelişimin engeli olacaktır. Varoluşu tüm manevi açıklamalardan daha ileri düzeyde anlamlandırabilir insan bireyi. Ancak o zamana kadar bir şeyin olmadığına kendini ikna etmeye çalışmak yerine, tarafsızca ona izin verildiği kadarıyla deneyimlediği evreni anlamaya çalışmalı, zihnini bir şeylere kapatmaya değil, anlamaya kullanmalıdır.
Birey, varoluşu zihinsel kalıp bir gözlükle ele alıyorsa, taraflaşmıştır ve rasyonelitesini kaybetmiştir. Henüz varlığı doğru yorumlamada sınıfta kalan bir bilinç düzeyinin, tüm boyutların tasarımıyla ilgili hızlı - kısa yoldan - niteliksiz bir sonuca gitmesi, bir noktada kendini kandırması olmakta. Bu düzeydeki bakış açılarının tanrının varlığı yokluğu ile değil, kendi bakış açısının doğruluğu ile[1] ilgilenmesi gerekmektedir.
Kaynaklar
- Barry Smith. Ontology. (1 Haziran 2012). Alındığı Tarih: 2 Ocak 2023. Alındığı Yer: Brill | Arşiv Bağlantısı