Merhaba,soru iyi ve fazla düşündürücü, bilmediğim birşey için de biliyor gibi yorum yapamam sadece ne kadar güçlü bir agnostik olduğumu hissetsem de şu felsefik olarak düşündüğüm sözü hiç aklımdan çıkaramam,O hep oradaydı, sadece biz bilemedik..
Merhaba,soru iyi ve fazla düşündürücü, bilmediğim birşey için de biliyor gibi yorum yapamam sadece ne kadar güçlü bir agnostik olduğumu hissetsem de şu felsefik olarak düşündüğüm sözü hiç aklımdan çıkaramam,O hep oradaydı, sadece biz bilemedik..
Dinlerden çok önce birçok filozof da bu konulara kafa yormuştur, bunlar çok temel sorular. Ama burada felsefe tarihi dersine girmenin çok gereği yok. En temel sebebi insanların anlama çabası.
Her şeyi bir nedene bağlıyoruz ama bunun bir sonu olmalı. Programımızın sonsuz döngüye girmesini istemiyoruz. Bir yere bağlansın istiyoruz. İnsanları bu tatmin ediyor. Kimisi bu tatmini dinde buluyor, kimisi başka filozofların cevabında buluyor. Ama doğa bizi tatmin etmek zorunda değil. Bize göre mantıklı olmak zorunda hiç değil.
Bizim evrenimizin ötesinde de bir meta-evren olduğunu, onun sürekli döngü halinde olduğunu düşünebilirsiniz. Ama insanlar onun da başlangıcını arayacaktır. Maddesel olan o evrenin bir başlangıcı olmayabilir. Nedensiz bir şekilde sonsuz döngüde olabilir. Peki neden bunu düşünmek zor geliyor?
Çünkü gördüğümüz maddesel şeylerin bir başı vardı. Ama burada asıl mantık hatasına düşüyoruz. Onların bir başlangıcının olduğunu düşünmemiz maddesel olan her şeyde mutlak bir neden ya da başlangıç olduğunu gösteremez. Bu, bir safsatadır.
Bu fikrin sebebi ile Dünya'yı düz sanmamızın sebebi aynı. (ve hayır, dinlerden bahsetmiyorum.) Bizi yanıltan sağduyularımız.
Ezeli ve ebedi kavramları zamansal olup evreni şu an ki bilgimizle sadece zamansal olarak tanımlayabildiğimiz için bu kavramların da dışına çıkamıyoruz. Başlangıç, son veya sonsuzluk hepsi zaman boyutu ile alakalı. Bu sebeple kendi bildiklerimiz üzerinden yorum yapmaya çalışıyoruz sadece. Fakat evrenin 11 boyuta kadar çıkabileceği hesaplanmış ve bu 11. boyutta 2 adet zaman olduğu gözlemlenmiş. Öyleyse 11. boyut için konuşacak olursak hangi zaman neyin başlangıcı olurdu? Yani başlangıç ve son gibi şu an ki bilgilerimizle anlayamayacağımız kavramları algılayabilmek için önce zamanın ne olduğunu, nasıl çalıştığını tam olarak bilmemiz gerekiyor.
Şu an ki bilime göre zaman düz ve ileri doğru haraket eder. Zaman Makinası icat edilseydi bile ancak ileri gidebilirdik. Zamanda geriye gitmek evren yasalarına göre mümkün değil. Öyleyse zamanı düz bir çizgi olarak hayal edersek bu çizginin bir başlama noktası olmalı. Fakat dediğim gibi bu kural sadece zamansal boyut dışında bir ortam hayal edemediğimiz için geçerli.
Ayrıca sebebi direkt( Dinler) diyerek saçmalamış oluruz çünkü bilinen dinlerden önce de çok ilginç inanışlar vs vardı,bilemeyiz ki belki o zaman din değil başka birşey deniyordu,bu ayrımı yapalım çünkü yanlış da anlaşılabilir, anlaşılsın da diyebilirsiniz ama herkesin tek istediği GERÇEK NE?NEDİR? Bu yüzdendir ki yanlış anlaşılmaya mahal verip yanlış anlayanlari da beyinlerini kullanmamalarini daha da fazla zorlaştirmayalim(bu dediğim yanlış anlaşılmasın,herkes bilir ki dinler pek sana düşünme özgürlüğü,sorgulama özgürlüğü vermez,Veremez,ondandir ki beni asla yanlış anlamayın)
Evrenin başlangıcı olduğu fikri ilk defa dinler tarafından ortaya konsada bunu bilmleştireb einsten alan denklemlerinin bir öngörüsü olan bigbang teorisidir ki şuana kadar bigbang teorisinin birçok kanatı bulunmuştur.
Ama bazı kuantum kozmolojik yorumlar(ör. Sınırsızlık koşulu) veya sizn dediğiniz gibi zamanın döngüsel olduğu gibi düşünceler de vardır yani bilimde başlangıç görüşü üstün tutularak savunulmaz hatta fikir onun denklemlerinden çıksada einstenda ilk başta bu fikri reddiyodu.
Hakkında hiç bir delil olmayan çoklu evren veya döngüsel evren modellerine inanıp inanmamak kişiye kalmış bir şey. Ancak evren kurulup çöken döngüsel bir yapıda olsa bile bu durumda şuan ki var oluşumuz yine benzersiz bir nitelik taşıyacaktır çünkü bu varoluşun gerçekleşmesi mesela maddenin var olamayacağı milyarlarca evrenin kurulup çökmesini gerektirir. Kurulup çöken evrelerinde belki milyarlarcası da zaten kütle çekim ve genişleme arasındaki gerekli denge olmazsa hiç başlayamayacaktır bile. Bu nedenle döngüsel evren modeli doğru olsa bile maddenin var oluşu ve bizim var oluşumuz milyar çarpı milyar yada çok çok çok daha fazla olasılıktan sadece biri olacaktır. Roger Penrose da zaten bunu hesaplamıştır.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.