Beyin Temelli Öğrenme” kavramıyla ilk karşılaştığımda şaşırmıştım.
Okuduğum onlarca makale bunu, beynin çalışma prensiplerini esas alan farklı bir öğretim metodolojisi olarak sunuyordu. Sanki başka bir şey temelli öğrenme varmış da, bu da beyin temelli olanıymış gibi! Yahu, biz aslen öğrenmeyi gerçekleştiren organı nasıl olur da formülün dışında bırakıp, daha sonra onu baz alan yeni bir metod geliştiriyoruz?
Öğretmenlere “Beyin Temelli Öğrenme” prensipleri sunmak, benim çıkıp kardiyologlara “Beyler yeni bir şey buldum; kalp temelli dolaşım!” demem ya da gastroenterologlara “Arkadaşlar artık mide temelli sindirim konuşma vakti geldi!” demem kadar komik olur.
Beyin öğrenen organdır. Beynin derin öğrenme ve öğrendiklerini aktarabilme yoluyla konuşarak iletişim kurma özelliği sadece insanlara özgüdür. İster ehliyet kursuna gidin, ister üniversiteye; sinirbilim ve beynin öğrenme fizyolojisi, bütün eğitim çalışmaların temelini oluşturmalıdır.
Gelin nerede yanlış yaptığımıza bakalım.
Sabit: Zaman – Değişken: Öğrenme
Günümüzdeki öğretim sisteminin sabiti zaman olup değişkeni öğrenmedir. Yani sizin öğrenip öğrenmediğinizden bağımsız olarak, belirli bir zaman periyodu sonrasında sistem bir sonraki konuya geçer. Çünkü önceden tasarlanmış bir yıllık plan ve yetişmesi gereken dersler vardır.
İnsan yetiştirmek için kurulmuş bir sistem, trajikomik bir şekilde ders yetiştirmeye çalışmaktadır.
Peki nasıl yürümelidir eğitim? Tam tersi şekilde.
Sabit: Öğrenme – Değişken: Zaman
Öğretim sisteminin sabiti öğrenme olup değişkeni zaman olmalıdır. Yani siz mevcut konuda yetkinlik kazanmadan, bir sonraki konuya geçmemelisiniz. Çünkü herkesin bir konuyu öğrenme süreci farklıdır. Yani eğitim kişiselleştirilmeli ve kişilere göre farklılaştırılmalıdır.
Farklılaştırılmış Müfredat ve metodlar, eğitimin geleceğidir. Beyin ve öğrenme konularında, algılar, sinirbilim, bilişsel psikoloji, nörofizyoloji veya kronobiyoloji konuşmadan önce çok daha basit olan her beynin farklı şekilde öğrendiği gerçeğini görmek bile bize çok mesafe aldıracaktır. Bunun bir sonraki aşaması ise eğitim bilimciler, sinirbilimciler ve psikologlardan oluşan multidisipliner ekipler tarafından tasarlanacak, tüm eğitim programının omurgası niteliğinde beynin fizyolojik temellerini esas alan öğreti[1]m metodolojileridir.
Kaynaklar
- D. S. C. G. T. Y. Göster →. Öğrenen Beyin: Nörobiyoloji Işığında Eğitim | Öğrenme Yoldaşı. (14 Temmuz 2015). Alındığı Yer: ogrenmeyoldasi.com | Arşiv Bağlantısı