İnançlar insanoğlunun varlığından bu yana hüküm sürmüş düşünce kavramlarıdır.İnsanlar varlığından bu yana sürekli uygarlıklarını geliştirmiş ve çağlara göre yeni keşiflerde bulunmuş icatlar keşfedilmiştir.Fakat insanoğlu evrenin ana kaynağının ne olduğu, neden yer yüzünde olduklarını neden yaşadıklarını anlamlandıramamışlardır.Kendilerinin sürekli olarak birileri tarafından yaratıldığını ve o kişiye ait olduklarını düşünmüş, hatta ruh gibi kavramların yaptıkları yapıların içinde bulunarak onları izlediklerini düşünmüşlerdir.Tıpki teknoloji gibi dinlerde yıllar boyunca gelişmiş ve yaratıcı sistemi heykellerden ve sembollerden çıkarak görünmez bir ruha ve bu ruhun günün 24 saati boyunca insanları izlediği öne sürülmüştür.İnsanoğlunun yapısında tapınma duygusu vardır ve bu duygu bize atalarımızdan geçmiştir.Eski insanlar hukuk sistemini baskılamak ve insanların kötülük yapmasını önlemek için dinleri yazmış ve günah veya sevap gibi kavramların önemini anlatarak cennet veya cehenneme gideceklerinden bahsetmişlerdir.İnsanoğlunun düşünebildiği en acı veren olay yanarak ölmek olduğu için cehennemin ateşlerden oluştuğunu söylemiş ve insanlara korku yükleyerek hata yapmalarını ve günah işlemelerinin önüne geçilmeye çalışılmıştır.Dua etmek ise insanların kendi korkularını bastırmak için vardır ve bu yüzden "Allah'ım sen bizi cehennemden koru" derler.Tapınmak iç güdülerinde bulunduğu için tapınmanın bir parçası olan dua yöntemi ile yardım isterlerler.