Cevap beklediğiniz sorunuzda, üzerine konuşulması gereken bir kavram karmaşası var.
Anaksimandros'un "Dünya boşluktadır" söylemi aslında bir teori sayılmaz. O günün bilimsel ya da söylev kıstaslarına göre olabilir ama bugün için bu bir teori değil. Bu bir hipotez. Hiç bir dayanağı yok, ortada bir veri yok, bir gözlem dahi yok. Bu nedenle buna bir teori diyemeyiz.
Hipotezler, üzerlerine yapılan çalışmalar ile bir teoriye dönüşebilirler ancak bu gerçekleşmez ve o hipotez çürür ise de bu aslında kimseyi üzmez ve şaşırtıcı bir durum da sayılmaz. Çok sayıda hipotez üzerine yapılan çalışmalarla teoriye dönüşmüştür ama bu sayının belki binlerce katı kadar hipotez ise ilk bilimsel incelemede çürütülmüştür. Siz de bugün hemen şimdi bir hipotez üretebilirsiniz. Eğer hipotezinizi, bilimsel nitelikli bir yayınla bilim dünyasına duyurmayı seçer iseniz birileri bunu dikkate alıp inceleyebilir ve hipotezinizi çürütmeye niyetlenebilir ya da bunu yaparken çürütemeyip bir teoriye dönüşmesine yardımcı olabilir.
Ve zaten Anaksimandros'Un "teori"sinin doğru olduğuna emin misiniz? Uzay gerçekten bir boşluk mu? Evrenin %23'ünü oluşturan karanlık maddenin yapısını henüz bilmiyoruz ve belki de bir süre sonra karanlık maddenin yoğun biçimde bulunduğu uzay bölgelerini "boşluk" olarak nitelemekten vazgeçebiliriz. Bu durumda Anaksimandros'Un hipotezi, 3000 yıl sonra çürütülmüş olacaktır.
Peki bu durum Anaksimandros'un değerini düşürür mü? Elbette hayır. Tarihin en büyük ve öncü filozofunun yaptığı fikir yürütme çabası, onun hipotezini çürütme çabalarını ortaya çıkaran temel yakıttır. Anaksimandros'un hipotezini çürüten dinamiklerin mucidi yine Anaksimandros'tur.
Bilimsel bakışta ve yöntemde kanıt, ispat, doğruluk gibi kavramları kullanmak biraz tedirgin edici. Çünkü bunlar kesinlik iddiasında olan söylemler. Bunlar yerine hipotez, veri, teori, kuram üzerinden gitmek bir ölçü daha tutarlı ve besleyici olacaktır. Her ne kadar sokakta işler böyle gitmese de...
Umarım yeterli cevap sunabilmişimdir. Sağlıcakla...