Eğer bir çember çiziyorsanız çemberin başlangıç noktası vardır. Yazdığım basit gelebilir. Ancak burada kastettiğim eğer çemberin oluşum süreci varsa çemberin başı vardır ve sonu başına bitişerek oluşur. Bu nedenle paradoksların da başlangıcı varsa paradoks sonradan ortaya çıkmış demektir. Mesela dede paradoksu için kapalı bir zaman döngüsü oluşması gerekir. Yani teorik olarak geçmişe gidip dedenizle aynı zaman diliminde bulunmak özünde kendi yaşamınız için bir kapalı zaman döngüsü oluşturmak gibi bir durumdur. Çember veya döngü oluşturan paradokslar yanında bir de sonu gelmemeye ve sonu olmayaya bağlı paradokslar vardır yani sonsuzluğa dayanan paradokslar. Mesela varoluş nedenlerin bittiği bir yer yoksa paradoks yaratır. (Çünkü bu durumda nedenler zincirinin sonsuzluğu söz konusudur. ) Ancak nedenlerin bittiği ve öncesi olmayan bir neden varsa paradoks biter. Bazı kişiler nedenlerin nedeni veya nedensiz bir nedeni paradoks olarak görseler de asıl paradoks nedenlerin sonsuzluğundadır. Çünkü bu şekilde düşünenler zamansızlığa zaman atfetmiş olurlar. Zamansızlık sonsuz bir zaman olarak bile nitelenemez. Çünkü 'sonsuz zaman' dan bahsetmek zamanı nicelemektir ve ölçümlemektir. Oysa zamansızlık durumunda zamanın kendisi yoktur ve bu nedenle ölçülebilir bir durumdan bahsedemeyiz ve böyle bir şey düşünemeyiz dahi. Çünkü zaman ancak varsa sayılabilir bir nitelik ve nicelik olacaktır. Zamanın olmadığı zamansızlık durumunda sayılabilir bir nitelik olarak zaman diye bir şey yoktur. Bu da ne bir başlangıç vardır ne de son demektir. Böyle bir durumda düşünürken aslında bizler farkında olmadan bir zaman ufku düşünürüz. Bu bile özünde zihinsel olarak zaman atfetmek durumudur. Aynı biçimde zamansızlık değişmezlik demek olacağı için nedenlerin nedeni için neden aramak değişim aramak ile eş değerdir ve asıl paradoksu bu şekilde düşünmek yaratır. Çünkü zamansızlık için zaman aramak ile değişimsizlik için değişim aramak hem mantık hatası hem de paradokstur. İnsanlar genelde sonsuz deyince veya sonsuzluktan bahsederken genelde zihinlerinin derinlerinde farkında olmadan otomatik olarak nicelik ve bir son düşünme eğilimi taşırlar. Sonsuz demek zihinlerimizde bir son arayışı düşünmek olarak yankı yapar ama farkında olmayız. Çünkü bizim varlığımızın bir başlangıcı vardır ve bu nedenle zihnimize başlangıç hali ve arayışı derinlerde kök salmıştır. Bu nedenle nedenlerin nedeni bir nedensizlik olamayacağını düşünmek bir paradokstan kaçarken veya kaçtığını zannederken özünde başka bir paradoksa tutulmaktır. Bir şeyin sonsuz döngü de olması paradokstan çıkış değil paradoks yaratır. Eğer iki paradoksu tartarsak sonsuz döngüsellik daha ağır gelir. Nedeni ise bu şekilde düşünenler için çemberin başladığı bir noktanın olmasının kendi düşünüş biçimlerine göre zorunlu olmasıdır. Çünkü onlar sonsuzluğu red ederken aslında başka bir sonsuzluk içine girerler. Üstelik onların bu sonsuzluğu zaten 'başlangıcı'!!! 🙄 Olan bir sonsuzluktur. Dediğim gibi çünkü zamana bağlı olan bir çember için her zaman bir başlangıç noktası zorunlu olarak var olmak durumundadır. Çünkü o çember böyle bir durumda (zamana tabi olduğu için) çizilmiştir ve bir anda çember olarak var olmamıştır. (Not bir anda var olmak durumunun da zaman kavramını veya değişim kavramını otomatik olarak içinde barındıracağına da dikkat etmek gerekir. )