Tamamen insan inadından ötürü.
Aslında bir tel içinde hareket eden şey elektronlardır, protonlar (yani pozitif yüklü parçacıklar) değildir. Ama elektrik üzerine araştırmalar yapan Benjamin Franklin zamanında elektronlar henüz bilinmiyordu (pozitif yüklü protonlar biliniyordu). O da elektriği, pozitif yükün aktığı yön olarak tanımladı. Sonradan elektronları keşfettik ve gerçeği öğrendik; ama o zamana kadar yerleşmiş konvansiyonu düzeltmekle uğraşmak yerine, elektriğin yönünü +'dan -'ye doğru olarak tanımlamaya devam ettik.
Yani günümüzde size "Elektrik ne yönde akar?" diye sorarlarsa ve siz de "+'dan -'ye pozitif yüklerin aktığı yönde." derseniz, aslında fiziksel olarak yanlış cevap vermiş oluyorsunuz ama bu, doğru cevap sayılıyor.
Konvansiyonel olarak elektriğin yönü, "+ yüklü parçacıkların akmasını beklediğimiz yön" olarak tanımlanmaktadır, çünkü elektriğin protonlardan kaynaklı olmadığını bildiğimiz gibi, protonlar tel içinde pek hareket etmediklerini de bilmekteyiz - biz, onlar hareket ediyorlarmış gibi davranmaktayız. Bunun nedeni, nötronlarla birlikte çekirdeğe bağlı halde olmalarıdır; ama Franklin zamanında bu da bilinmiyordu (zira nötronlar bilinmiyordu).
Anlayacağınız, elektriğin yönü konusunda katmerli hata yaptık, 2 yanlış 1 doğru etmedi ama biz doğru kabul ettiğimiz için öyle kaldı. Bu yazımızdan okuyabileceğiniz gibi, bu kabulün yanlış olmasının hiçbir önemi veya etkisi yok; çünkü elektriğin ne yönde aktığı önemli değil! Elektrik gücünü kullanmak için bize gereken tek şey, elektronların çok yavaş bile olsa hareket etmesi.
Ama yine de insan inatçılığı sınır tanımaz, bu çok açık!
1,816 görüntülenme
Kaynaklar
-
Ç. M. Bakırcı. Elektriğin Hızı Nedir? Elektronlar Aşırı Yavaş İse, Elektrik Lamba Gibi Cihazları Nasıl Anlık Olarak Çalıştırabiliyor?. (13 Temmuz 2021). Alındığı Tarih: 9 Kasım 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı
| Arşiv Bağlantısı