Bilimçli bir eylem değil daha çok geri-besleme mekanizmalarının olduğu biyokimyasal kaskade olarak işliyor. Vücut için makro düzeyde hormonlar bu mekanizmayı sağlarken hücreye spesifik olarak da reseptörler bu görevi görüyor.
Kabaca; Hücre içinde oligosakkaritleri (karbonhidratların yapı taşlarından) bağlayan reseptörlere daha fazla bağlanmaya gerçekleşmeyince ve hücrenin de hala enerji ihtiyacı var ise bu sefer polipeptidleri bağlayan reseptörlerden enerji elde edinilmeye başlıyor... gibi.
Vücutta ise kanda karbonhidrat bileşikleri düşünce enerji ihtiyacı devam ediyorsa inüsilin salgılanması devam ediyor, fakat buna rağmen kandaki karbonhidrat birleştikleri artmıyorsa (yani dışardan karbonhidrat alınması durmuş ve vücudun karaciğerdeki rezervleri de tüketilmiş ise) bu sefer yağları demobilize eden böbrek üstü bezlerinin salgıladığı hormonlar yayılmaya başlıyor.