Cannabis çok eski zamanlardan beri, yaklaşık 12.000 yıldır her dönem en çok ilgi çeken bitkilerden biri... 12.000 yıl derken tahmin yürütmüyoruz. 2016 yılında Japonya’da yapılan bir kazı sırasında, mağaralardan birinde etrafında tuhaf giyimli insanların yer aldığı oldukça ilginç bir Cannabis yaprağı resmi keşfedilmiş ve bu resmin Neolitik Dönem’e ait olduğu belirlenmişti. Cannabis, işte belki de o günlerden bugünlere en çok tartışılan bitkilerin de başında geliyor.
Bazı kesimler tarafından tıbbi amaçlarla kullanımı desteklenen, bazı kesimlerin ise kesin bir şekilde düşman ilan ettiği Cannabis konusunda kafalar sadece ülkemizde değil, tüm dünyada oldukça karışık olduğundan bu konuya bir de farmakognozik açıdan değinelim.
Günümüz itibariyle C. sativa türünün bileşiminde bulunan 540 civarı doğal bileşik tespit edilmiştir. Bunlar başlıca olarak kannabinoidler, terpenoidler, flavonoidler ve alkaloidler olarak sınıflandırılabilir. En önemli etken madde grubu olan kannabinoidler, terpenofenolik bileşikler sınıfına ait, özellikle bitkinin dişi çiçeklerinin salgı tüylerinde bulunan bileşiklerdir. Fitokannabinoidler; kannabigerol (CBG), kannabikromen (CBC), kannabidiol (CBD), tetrahidrokannabinol, kannabisiklol (CBL), kannabinol (CBN) gibi alt gruplar altında incelenir. Tekstil ürünlerinde kullanılmak üzere yetiştirilen bitkide en çok bulunan fitokannabinoidler CBD grubuna ait bileşiklerdir. CBD ve D9-THC molekül yapıları açısından birbirine benzer moleküller olmalarına rağmen CBD’ler kannabinoid reseptörlerine daha düşük afinite göstermektedir.
Keşfedilen 100’ün üzerinde fitokannabinoidden en etkilisi olan ve psikoaktif etkiden sorumlu ana bileşik trans-Δ-9-tetrahidrokannabinol’dür (D9-THC). Tekstil ürünlerinde kullanılmak amacıyla kültürü yapılan C. sativa’nın D9-THC maddesini yüksek oranda içermemesi gerekmektedir. Diğer yandan CBDler asidik ortamda siklizasyonla D9-THC’ye dönüşebilmektedir.
THC, yağda çözünen bir maddedir ve hızlı bir şekilde beyin ve diğer organlara geçer. THC, vücuttaki endojen kannabinoid maddelerin (endokannabinoidler) de etkilediği sinir hücreleri üzerindeki CB1 ve CB2 kannabinoid reseptörlerinin aktivitesini değiştirir. Endojen kannabinoid sisteminin esas olarak beyin nöromodulasyonda rol oynadığı düşünülmektedir. Bitkide aynı zamanda kendine özgü kokusundan da sorumlu olan 200’ün üstünde terpenik bileşik bulunmaktadır. En yüksek oranda bulunan terpenik bileşikler limonen, mirsen ve pinendir. Farklı terpenik bileşikler ve fitokannabinoidler birlikte sinerjist etki göstererek çeşitli farmakolojik aktivitelerin oluşmasını sağlarlar.
Tıbbi amaçlarla Cannabis kullanımına dair kayıtlar yaklaşık 4700 yıl öncesine dayanmaktadır. Çin İmparatoru Shen-Nung, Cannabis’i Ephedra ve Ginseng ile birlikte önemli bitkiler arasında kabul etmiş; sıtma ve romatizmaya karşı Cannabis kullanımını önermiştir. MÖ 1500’lere ait bazı Mısır papirüslerinde gözdeki yaralanmalar ve enflamasyonun tedavisi için kullanılabileceğinden bahsedilmektedir. Günümüzde ise CBD’lerin antikonvulsan, antispazmodik, anksiyolitik etkilere ve nöroprotektif özelliklere sahip olduğunu gösteren çalışmalar olduğunu söyleyebiliyoruz. Bu nedenle Cannabis’in özellikle Alzheimer, Parkinson, kanser ve infertilite tedavisinde kullanılması ile ilgili araştırmalar tüm dünyada devam etmektedir.
Kanada’da yapılan araştırmalara göre, tıbbi amaçla Cannabis kullanmak isteyen kişiler mümkün olan en düşük dozda Cannabis içeren ürün kullanmak istediklerini ve hiçbir şekilde bağımlı olma riskini göze almak istemediklerini hekimlerine özellikle belirtiyor. Keyif amaçlı Cannabis kullanan kişiler ise tam tersi mümkün olan en yüksek dozda temin etme talebinde bulunuyor. Burada Cannabis’in kullanım şekilleriyle ilgili ciddi farklılıklar olduğunu söyleyebiliriz.
Tıbbi kullanımda belirli dozda etken madde, uzman kişilerce hazırlanan belirli bir formulasyon şeklinde kullanılıyor. Örneğin oromukozal sprey, suppozituvar veya kapsül gibi. Sigara şeklinde kullanım asla önerilmiyor, hatta yine Kanada’da 2019 yılında katıldığım Cannabis Education Today adlı konferansta “Tıbbi amaçla Cannabis’i sigara şeklinde kullanmanın parasetamol içeren tableti yakıp dumanını içeri çekerek ağrınızı kesmesini beklemekten farkı yoktur.” şeklinde bir ifade kullanıldığını da not düşeyim.
Kaynaklar
- J. Ditchfield, et al. (2014). The Medical Cannabis Guidebook. Yayınevi: Green Candy Press.
- M. Backes, et al. (2014). Cannabis Pharmacy. Yayınevi: Black Dog & Leventhal Publishers.
- K. R. Casey. (2019). Cannabis For Dummies. Yayınevi: John Wiley & Sons.
- T. Tellioğlu, et al. (2012). Tıbbi Esrar Psikiyatrik Bozuklukların Tedavisinde Kullanılabilir Mi?. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni. doi: 10.5455/bcp.20120223123828. | Arşiv Bağlantısı