Konu öncelikle kimyasal, yani dondurma gibi uç sıcaklıktaki gıdalarda kullanımı çok yaygın olan 'tuz' ile alakalı. Bu, dondurmanın donma sıcaklığındaki formunu korumaya yardımcı olan büyük bir etken. Sodyumun yani tuzun, düşük sıcaklıklarda besinlerin formlarını koruduğu fark edilerek, dondurmanın kendisine has krema yapısını koruyarak sorbe gibi buz formuna dönmesinin önüne geçiyor.
Küçük bir atıştırma gibi görünen dondurmanın içerisinde fazla miktardaki şekerin kan hücreleri tarafından anında emilmesi ve kandaki hücre dışındaki suyun çekilmesi ile özetlenebilir. Bu durum anlık olarak susuzluk diye ortaya çıkan, beyne gönderilen bir dolu sinyaller sebebiyle de fark edilen bir durumdur. Kişi bedenindeki bu değişimi fark etmesi nörolojik olarak anında gerçekleşse de; yaşam koşulları içerisinde bu durumu göremeyebiliyor.
Dondurma yediğimizde ortaya çıkan ferahlama hissi, vücut iç ısısın düşmesiyle başlayan bir sindirim süreci. Fakat dondurmayı hayatımızda vazgeçilmez kılan diğer güzel olay ise; sıcak havalarda tüketildiğinde hücre içerisine çekilen sıvının terlemeyle dışarı atılamadığı bir durum oluşturması. Devam sürecinde de bedende çok yoğun bir ısı yükselmesi ama görece daha az ter atımı olması. Yaratılan bu ilüzyonun önüne geçilmesi için sorbe, dondurulmuş mevye püresi gibi gıdaların aksine dondurma, tüketildikten sonra su içilmesi kimyasal olarak bedendeki bir ihtiyacı doğuruyor.
Bu söylemin de sadece yaşlı kesim tarafından dile getirilmesi sebebi, dondurmanın tarihine tanıklık etmiş olmaları ve pazarlanması sırasında oluşan kulağa yerleşen bilgilere sahip olmalarıdır.
Ek olarak uç sıcaklıktaki besinlerin tüketimi halk tarafından bir kültürel sembol haline gelmiştir. Dondurma bu kültürlerdeki gıdaların sadece bir tanesidir. Kültürel coğrafyada yaygın olarak sadece donma sıcaklığındaki gıdalar değil; aşırı sıcak çay, kahve, çorba, yemek gibi gıdalar da tüketilir. Bu gıdaların yeme ve yemek kültürüne doğrudan bir etki olduğunu ve tad alımda körelmeye sebebiyet verdiğini fark etmekteyiz. Yeni bilimsel araştırmalar doğrultusunda henüz tam bir sonuca varılmasa da bu tip sıcaklık farklılıkları olan gıda ve besinlerin tüketiminde konuyu ince bir yerden ele alan gastronomi ve moleküler gastronomi bazı enteresan buluşlara ve yeni sunum teknikleri ortaya çıkardığını görmekteyiz. Bunların en bilineni ise pişen yemeği dinlendirmek veya anında sunmamak ve ortam sıcaklığına indirgemek ve soğuk yenilen gıdalar için de tatlı kaşığı ile çay kaşığı arasında yeni bir kaşık türü ile dondurma servisi yapmak. Nispeten daha küçük olan porsiyonlara geçilmesi (quenelle sunumu) ve tadı artırmakla birlikte vücuda giren -fazlası zarar olan- şekeri dengelemektir.
Kaynaklar
- Sarah Arora - University of Wisconsin- Madison. Why Does Ice Cream Make You Thirsty After Eating It?. (15 Ağustos 2021). Alındığı Tarih: 15 Ağustos 2021. Alındığı Yer: www.spoonuniversity.com | Arşiv Bağlantısı