Padişah veya padişah soyundan gelenlerin kanını akıtmamak gibi bir kural var. O yüzden çoğunlukla boğdurularak öldürülmüşler.
Padişah ve halife olması nedeniyle kanlarını akıtıcak olan da suçlu sayıldığından kanını, organını alamıyor.
Padişah veya padişah soyundan gelenlerin kanını akıtmamak gibi bir kural var. O yüzden çoğunlukla boğdurularak öldürülmüşler.
Padişah ve halife olması nedeniyle kanlarını akıtıcak olan da suçlu sayıldığından kanını, organını alamıyor.
Öncelikle selamlar. Aslında bu duruma duygusal bakılmaması gerektiğinin öncelikle altını çizmem gerekir. Osmanlı Devleti, kurulduğu günden beri aslında "Mutlak Monarşi " sistemiyle yönetilmiştir. Padişahtan daha yetkili kimse olmamakla divan bile aslında bir danışma kuruludur. Aslında, Osmanlı Devleti'nin asıl adı "Devlet-i Aliyye'yi Osmaniye" yani "Osmanlı Ailesinin Devleti"dir. Bkn : Halil İnancık "Devleti Aliyye "
Ve bir çok kişinin aslında gözden kaçırdığı nokta da burada başlar. Mutlak Monarşinin getirilerinden biride tek adamlıktır. Yani aslında Padişahın otoritesine kimse rakip olamaz. Bırakın veziri, kardeşi eğer halk ve asker artık padişahtan çok şehzadeyi, sultan olarak görürse, aslında katlini vacip kılar. Ki bunu da aslında Şehzade Mustafa olayından görebiliriz. Bu uygulama sadece Osmanlıda değil bir çok Türk devleti hatta bir çok monarşide de gerçekleşmiş ancak bunlar için ya değişik yollar ya da bahaneler aranmıştır.
Kardeş katli. 2. Mehmet (Fatih) dönemindeki kanun ile yazılı hale gelen bu uygulama, 1. Ahmed tarafından kaldırılmıştır. Bir çok rivayet olsa da en güçlüsü, saraydan yaklaşık 50 ye yakın çocuk genç fark etmeksizin şehzade tabutu çıkmasıdır.
Gelelim nedenine, bir çok monarşi yönetiminde olduğu gibi padişah, sultanlığını dine yani tanrıya yani tanrının ona hediyesi veya emanetine bağlayacak ve bu şekilde meşru kılacaktır. Ancak bu durum tahmin edersiniz ki, ufak bir mantıkla bile kardeşlerinde de vardır. Haliyle her erkek kardeş aynı oranda bu hakka sahiptir. Hadım edilmesi, onun sadece çocuğunu olmamasına sebep olur. Ama hala saltanattaki hakkı devam eder. En ufak bir otoritesel zayıflama haliyle diğer kardeşlerin eninde sonunda saltanatı istemesine yani iç kargaşaya neden olacaktır. Aslında bu durum zaten yaşanır. Biz buna taht mücadelesi diyoruz. Diğer yandan bakarsanız, bu durumun yapılmayan devletlerde eninde sonunda ilk başta 2 ye daha sonra çoklu parçalara bölünme gerçekleşilir ki bunun en güzel örneği Göktürklerdir. Osmanlı, bu sistemleri ne kadar Selçuklulardan öğrense de bunu kaybetmemiş ve iyi kullanmıştır.
Bu mücadeleyi güçlendiren şey ise askere ve divandaki rütbeli vezirlere kendini seçtirtmekten geçmektedir. Aslında 2. Mehmet Han oğullarına ve torunlarına bir mesaj vermiştir. Bu mesaj, "Ya devlet için en iyisi olur en güçlüsü olur, tahta geçersin ya da kardeşin seni öldürür". Hatta şehzade ölümlerinde yaşanan bir diğer olay, şehzadenin erkek çocukları da babalarıyla aynı kaderi paylaşır. Onlara hiç şans ve hak verilmez. Nedeni büyüyünce isyan çıkarıp hak iddia etmemesi içindir.
Yani burada bile aslında doğa dikkate alınır. Ya avcı olunur. Ya da av.... Kaynaklardan özellikle 4. olana bakabilirsiniz. Şehzade ölümünden, oradan kardeş katline bağlayabilirsiniz umarım.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.