Nasa'nın uzaydan çekilmiş dünya görüntülerinin bazılarındaki tutarsızlığı nasıl izah ederiz ?

Çünkü bu fotoğraflar tamamen farklı lenslerle, farklı enstrümanlarla, farklı yöntemlerle çekiliyorlar. Mesela şu fotoğrafların hepsi aynı kamera ile, aynı mesafeden, aynı özneyle, ama farklı odak uzaklığı olan lenslerle çekildi:

Görebileceğiniz gibi sadece odak uzaklığının değişmesi, birebir aynı öznenin daha fazla veya daha az detayının yakalanmasıyla sonuçlanıyor. NASA veya diğer uzay ajanslarının çektiği Dünya (veya diğer gök cismi) fotoğrafları da birebir aynı nedenle ufak tefek farklılıklar taşıyor.

Mesela, 2012 yılında çekilen Blue Marble fotoğrafı tek bir kare bile değil! Her bir karede bulutlar, gösterilmek istenen öznenin (Kuzey Amerika kıtasının) farklı kısımlarını kaplayarak istenen etkiyi yaratmadığı için, NASA, toplamda 8 saat süren 6 farklı yörünge geçişi sırasında aynı enstrümanla ("Görünür/Kızılötesi Görüntüleyici Radyometre Süiti" veya "Visible/Infrared Imager Radiometer Suite (VIIRS)") çekilmiş fotoğrafları birleştirdi ve bu sırada bulutları minimalize edecek şekilde kompozitlendi. Kareler, yerden 12743 kilometre uzaktaki bir perspektifi yansıtıyor.^[1] Sonuç, Kuzey Amerika'yı harika bir şekilde gösteren bu enfes kare:

NASA

Kuzey Amerika'nın absürt derecede büyük görünmesinin nedeni, sözünü ettiğim 6 karelik "yakın kenarlı perspektif projeksiyonu" kullanılmış olması (bu yöntemin detaylarını buradan okuyabilirsiniz). Ama bu projeksiyon, tıpkı balık gözü lenslerle çekilmiş gibi bozulmalara neden oluyor. Ama en nihayetinde fotoğrafçılık bir sanat ve gösterilmek istenen Kuzey Amerika ise, sanatçı %100 hedefine ulaşmış demektir.

Birleştirme işleminin basamakları aşağıdaki görselde özetleniyor:

2015 yılında çekilen EPIC fotoğrafı ise Derin Uzay İklim Gözlemevi'ndeki (DSCOVR) Dünya Polikromatik Görüntüleme Kamerası (Earth Polychromatic Imaging Camera veya kısaca "EPIC") ile, yerden 1.6 milyon kilometre uzaktan çekildi.^[2] Burada da 10 ayrı fotoğraf birleştirildi; ancak amaç spesifik bir kara parçasını göstermek olmadığından herhangi bir projeksiyon uygulanmadı. Yani bu kare, en nihayetinde bir lens ile çekilmiş olmasından kaynaklı doğal bozulmalar haricinde, "gerçekte gözünüzün göreceğine" çok daha yakın bir kare:

Genel olarak DSCOVR fotoğrafları gerçeğe en yakın olanlar. DSCOVR tarafından çekilen fotoğrafları, neredeyse anlık olarak şu Twitter hesabından görebilirsiniz.

çok büyük ihtimalle farkli yüksekliklerden çekilmiş görüntüler olmasidir. dünyanin şekli küresel bir şekil oldugu için aslinda orda tamamini görmüyor olsak bile, tamamini görüyormuş zannederiz ovallik dünyanin diger kisimlarini gizler. daha yüksek irtifaya çiktiginda , açidan dolayi göremedigin kisimlarinida görmeye başlarsin.bu sayede bahsettigin kita yakindan çekildiginde büyük , uzaktan çekildiginde küçük görünür dünyanin büyüklügüne kiyaslanarak. topun üzerine kara şekli çizip deneyebilirsin mesela. kamerayi çok yakindan uzaga dogru tuttugunda, kamera aslinda topun yarisini gösteriyor filan olsa bile, tamamini gösteriyor zannedeksin. çünkü diger kalan kisimlarini görecek açin yok arkaya kivrildigindan dolayi.