merhabalar Yusuf İğın
bu konu hakkında geçmişte o kadar çok düşündüm ki, sayısız tartışmalara girip çıktım ve kendi bakış açımda bir cevap buldum=eğitimsizlik.
kendi bakış açıma göre kültürü tanımlamam gerekirse, kültür nasıl yaşayacağını bilmeyen aptallar için bir kullanma kılavuzudur desek yanlış olmaz. klasik bir muhafazakarı düşünelim, önce okula git, sonra lise, sonra uni, iş bul direk evlen çocuk yap falan, sürekli geçmişi baz alarak yaşa, yeni bir şey deneme, sıradan ama sıkıcı bir hayatın olsun gibi. hani bir söz vardır ya "biz babadan böyle gördük!" bunun daha ötesine gidememek muhafazakarlık oluyor sanırım. kendi koyduğun sınırlardan çıkamamak, sorgulayamamak, ne kadar yanlış olursa olsun körü körüne uymak...
yani kısaca muhafazakarlık eski ve sıkıcı olana hayran olmayıp, mantıksız ve saçma olanı benimseyip, yeni ve denenmemiş olana muhalif olmaktır. bunu eğitimsizliğe, dar dünya görüşüne, fikirsel olgunluğunun gelişmemiş olmasına bağlıyorum. bu yüzden asimile olmak istemezler çünkü kabuklarının dışı onlara korkunç gelir yada bilinmeye atılan adım. biraz nefret kusmuş gibi oldum burda ama gerçekten muhafazakarlıktan çok çekmişimdir. her hayvanın evrimleştiği gibi kültürlerde sürekli evrimleşir, yeni kurallar ekler, çoğu zaman olumlu şekilde kendini yeniler(her zaman olumlu değil elbette) ve çoğu zaman yanlışlarından biraz daha arınır. insanlar eskisinden daha bilinçli, daha akıllı, imkanları daha fazla ve daha olgun. yani geçmişi özlemek ve istemek çok saçma.
"İngiliz entelektüellerin neredeyse tamamı 'muhafazakar' kavramına hakaret gözüyle bakar çünkü muhafazakar olmak demek yaşlılarla beraber olup gençliğe, otoritenin yanında olup yeniliğe, spontanlığa ve hayata karşı çıkmak anlamına gelir.'" Roger Scruton
155 görüntülenme