Uyuşturucu madde alma eğilimine doğrudan içgüdüsel demek doğru olmaz, zira uyuşturucu bağımlılığının da içine girdiği "kötü davranışlar/alışkanlıklar" başlığı sinirbilimin en çok çalışılan alanlarından biridir ve bu alanlarda görülen, çoğunlukla bu davranışların sonradan kazanılması yönündedir.
Elbette bazı içgüdüsel eğilimlerle destekleniyor olabilir; ancak bunlarla ilgili doğrudan bilgimiz henüz bulunmuyor. Genellikle bu kötü davranışlar ve özellikle de madde bağımlılığı, sinir sistemi ve hormonal sistem üzerinde kalıcı veya geçici değişimler yaratır. Bu sebeple sonradan kazanılan özelliklerdir diyoruz.
Örneğin kokain dopaminerjik yolakları bozarken, LSD serotonin salgısını etkiler, eroin endorfinler üzerinde etkilidir, sigara (nikotin) asetilkolinerjik yolakları bozar, benzodiyapezenler GABA reseptörlerini etkiler, vs. Dolayısıyla bunların etkileri incelenmeli ve davranışsal kökenleri bu şekilde anlaşılmalıdır.
Son olarak, primatlarda da kötü davranışlar görülmektedir, tıpkı bir diğer primat olan insanda görüldüğü gibi (hatta kuşlarda ve sürüngenlerde bile görülür). Bazı primatlarda sadece alkol bağımlılığı gibi maddesel bağımlılıklar görüldüğü gibi, bazılarında pornografik bağımlılıklar bile gözlenmiştir. Bu canlılar, bu bağımlılık yapıcı maddelerle doğada şans eseri karşılaşırlar ve sürekli tüketimi bağımlılığa neden olabilir. Bu da, içgüdüsel olmaktan çok edinilmiş davranışsal bir özellik olduğu fikrini öne çıkarmaktadır.