Aşıların önemini anlamak için öncelikle bağışıklık sisteminin nasıl çalıştığını anlamalıyız ki aşının faydasını öğrenelim.
Bağışıklık sistemimizi bir ordu misali düşünmek zorundayız, ama öyle sıradan bir ordu da değil karmaşık işler yapabilen karmaşık bir ordudur bağışıklık sistemimiz. Bu sistemimizde: makrofajlar ve nötrofiller yer alır (bunlar asker hücrelerdir), dendrit hücreler yer alır (bunlar vücudumunuzun akıllı hücreleridir) ve son olarak antikor (vücudumuzun silahı) üreten silah fabrikaları B-hücreleri yer alır.
İnansak da inanmasak da her gün sayısız saldırıya uğruyoruz ama bağışıklık sistemimizin askerleri bu saldırıları geri püskürtmede başarılı olabiliyorlar, bu yüzden biz bu saldırıları fark etmiyoruz bile. Eğer bir hastalık ciddileşirse akıllı hücrelerimiz yani dendrit hücreler, bu enfeksiyon hakkında bilgi toplamaya başlar ve silah fabrikalarını (b-hücre) aktifleştirir. Dediğim gibi bu silah fabrikasının silahı, antikordur. Buna güdümlü füze gözüyle bakabiliriz, gittiği her yeri parçalayan bir madde (-evet, yararlı şeyleri bile parçalayabiliyor bazen, ama olsun hücreler kusursuz olmadığında dolayı bu, bunun yerine bakteriyofaj çalışmaları artıyor. Bu vücudumuzda oluşmuyor dışarıdan insanlara aşı yoluyla veriliyor ve antikor gibi gittiği her yeri parçalamak yerine spesifik bir bölgeyi parçalıyor, bunun hakkında çalışmalar devam ediyor, konumuz bu olmadığı için anlatmaya lüzum yok merak edersen araştırabilirsin.)
Bu antikorlar, enfeksiyona karşı savaşmaları için özel olarak üretilirler. Yani şöyle düşün: bilmediğimiz bir uygarlık bize saldırıyor ve biz bir şey bilmediğimiz için bu uygarlık hakkında bilgi topluyoruz. Bilgi toplayıp ne olduğunu öğrendikten sonra ve zayıf yönlerini ortaya çıkarttıktan sonra ona uygun bir silah yapıyoruz ve bu hastalıklı uygarlığı ortadan kaldırıyoruz. Bu da böyledir, akıllı hücreler enfeksiyon hakkında bilgi toplar ve onun parçalanması için onun lehine olan bir silah üretir yani antikor.
Bu sürecin tamamlanmasıda bir kaç gün alır. Ancak bu süre enfeksiyonların hücrelere zarar vermesi için yeterli bir zamandır. Bu sebeple vücudumuz bu uzun ve yorucu savaşa tekrar tekrar girmek istemez, o yüzden bağışıklık sistemimiz zamanla güçlenmek için sıradışı bir yöntem geliştirdi. Eğer ağır silahlarımızı aktif edecek kadar güçlü bir düşmanla savaşırsak, bağışıklık sistemimiz otomatik olarak özel bir b hücresi türü olan hafıza hücreleri yaratır. Hafıza hücreleri, vücudumuzda yıllarca bir işleve sahip olmadan beklerler, ve görevleri sadece hatırlamaktır -düşmanın ne olduğunu hatırlamak. Bu hücrelerin beklemeleri başka bir zamanda düşmanın ikinci kez saldırması ile değişir, düşman ikinci kez saldırdığı anda bekleyen hafıza hücreleri uyanarak koordineli bir saldırı ve antikor üretimi emri verir. Bu o kadar etkili bir yöntemdir ki bir kere yendiğiniz enfeksiyonlar sizi bir daha hasta etmez. İşte bu yüzden küçük çocuklar sürekli hastadır, bu enfeksiyonları hatırlayacak hafıza hücreleri daha yoktur çünkü. Peki aşı nerede devreye giriyor?
Aşı yaptırdığımızda ise, bu doğal mekanizmayı destekleriz. Hafıza hücreleri çok iyi olmasına rağmen, onları enfeksiyon yoluyla kazanmak bazen tehlikelidir -ne de olsa bu hastalığı atlatman gerekiyor öncelikle. Aşı burada devreye giriyor: aşılar, hafıza hücrelerini üretmek için vücudumuzu kandırıp bir hastalığa karşı bağışıklık kazandırıyor. İstilacı enfeksiyonları, vücuda zarar vermeyecek şekilde enjekte ederek gerçekleşir bu olay. Örnek olarak bir x virüsünü parçalayıp vücuda enjekte edebiliriz, bölerek vücuda enjekte edebiliriz veya hiç dokunmayıp sadece vücudun onun üstünde hakim olabileceği bir sayıda enjekte edebiliriz. Bu bağışıklık sistemi için çok kolay oluyor haliyle. Ama bazen virüsü parçalamayıp direkt olarak kendisini çok az sayıda enjekte etmek çok tehlikeli olabilir, her halükarda bağışıklık sistemi kazanıcak olsa bile bu işler belli olmuyor ve bilim insanlarıda işi şansa bırakmak istemiyor. Bu sebeple bu tehlikeden kaçınmak için bu virüsün zayıf hali olan bir kuzen virüs üretiriz laboratuvarlarda. Bu zayıf virüste bize bir şey yapamaz ama hafıza hücrelerin bilgi toplaması için gerekli süreyi de tanır.
Umarım anlatabiliyorumdur, yani aşı, virüsün kendisini kontrollü bir şekilde vücuda enjekte edilmesi ve bağışıklık sisteminin bu virüs hakkında bilgi toplayıp bir daha yakalanmamasını sağlıyor, dediğim gibi bu iş doğal da olabilir ama tehlikeli. Bu yüzden aşı çok önemli.
(Bu yazıyı aslen Kurzgesagt’tan aldım ama başka makaleler koyacağım okumak istersin diye [bknz. aşı karşıtlığı])
Kaynaklar
- Hayrunnisa Bekir Bozkurt. (2018). Aşı Reddine Genel Bir Bakış Ve Literatürün Gözden Geçirilmesi. DergiPark. | Arşiv Bağlantısı
- Kurzgesagt. Aşıların Yan Etkileri - Risk Ne Kadar Yüksek?. (12 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 5 Haziran 2021. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı