Merhaba,
Farklı etnik grupların ten renklerindeki çeşitliliği sorduğunuzu varsayıyorum. Ten rengini oluşturan iki ana faktörden biri, cildin altında bulunan kan damarları, diğeri de ciltteki melanin pigmenti (melanin aslında kahverengimsi ve kırmızımsı olmak üzere, iki türe sahiptir). Çok az melanin bulunduran sağlıklı bir birey, açık pembe bir cilde sahip olur. Örn. kansızlık çekiyorsa, rengi griye çalar. Uç örnek olarak hiç melanin üretmeyen albinoların cilt rengini alabiliriz. Öteki uçta, cildinde çok yoğun melanin bulunan insanlar, siyaha yakın bir tonda olurlar. Melanin cildimizdeki melanosit adlı hücreler tarafından üretilir. Ciltteki basit ışık reseptörleri sayesinde, bu hücrelerin etkinliği azalır veya artar.
En yakın akrabamız olan şempanzelere bakarsak, kıllarının altındaki ciltlerinin pembeye yakın olduğunu görürüz. Muhtemelen ilk insan benzeri atalarımızın da açık renk bir cildi vardı, ancak ağaçlardaki yaşamdan bozkıra geçtiklerinde, çeşitli adaptasyonlar sonucu postları seyreldi ve ciltleri de bu süreçte koyulaşmaya başladı. Melanin, mor ötesi ışınların cildin alt katmanlarına ulaşmasını ve zarar vermesini zorlaştırır. UV ışınlara uzun süre maruz kalmak, folik asidin parçalanmasına neden olarak, gebe düşük yapma riskini arttırıyor. Dolayısıyla Orta Afrika, Güney Asya, Yeni Gine gibi bölgelerde doğal seçilim, koyu tenin yaygınlaşmasını sağlamış olmalı.
İnsanların 1-2 milyon yıl önce ilk ortaya çıktıkları Güney Afrika'da bugün yaşayan toplulukların bazılarında insanlar, görece açık (sütlü kahve) bir ten rengine sahipler bu arada. Zamanla insan toplulukları dünyanın farklı bölgelerine yayıldılar. Bu göçler, yoğun olarak son 100 bin yıl içinde gerçekleştiği için, ten rengindeki ayrışmalar da aslında görece kısa bir zaman diliminde ortaya çıktı. Ektavor kuşağındaki topluluklar en koyu cilde sahipken, daha güney ve kuzey bölgedekiler de, orada yaşadıkları süreye ve genetik çeşitliliğe bağlı olarak farklı cilt renkleri sergilerler (örn. Güney Amerika yerlileri de, kutup bölgesindeki İnuitler de, görece yakın geçmişte göç ettikleri için, Asya'dan geldikleri zamandaki cilt rengine sahipler). Beslenme alışkanlıkları da, D vitamini sentezinin ne kadar evrimsel baskı yaratacağını etkileyebilir.
Buna karşılık, uzun süre önce kuzey bölgelere göç eden topluluklar, düşük UV seviyesi nedeniyle D vitamini sentezlemekte zorlanmış olmalılar. Ciltteki melanin azalınca, daha fazla D vitamini sentezlemek mümkün. Açık tenli insanların, bu kuzeyli toplulukların torunları olduklarını varsayabiliriz. Ancak insanların tek bir yönde göç etmediklerini, zamanla gen havuzunun Kafkasya-Ortadoğu gibi bölgelerde tekrar tekrar karıştığını unutmamak gerekir. Ayrıca mavi-yeşil göz rengi örneğinde olduğu üzere, cinsel seçilim de ten rengi evriminde bir miktar rol oynamış olabilir. Örneğin koyu tenin yaygın olduğu bazı toplumlarda bile, açık ten rengi gençlik ve güzellik (ya da statü) göstergesi olduğu için rağbet görebiliyor.
Kaynaklar
- Dennis O'Neil. Skin Color Adaptation. (3 Haziran 2021). Alındığı Tarih: 3 Haziran 2021. Alındığı Yer: Palomar College | Arşiv Bağlantısı