Yılanların kökeniyle ilgili tartışmalar halen sürmektedir ve evrimlerine yönelik 2 temel yaklaşım bulunmaktadır. Bunlardan ilki, tünel kazıcı sürüngen hipotezi olarak bilinir ve yılanların Kretase Dönem'de yaşamış, tüneller kazan sürüngenler olan varanlar ve yakın akrabaları gibi bir canlıdan farklılaşarak evrimleştiğini ileri sürer. Bu görüşü destekleyen pek çok tür keşfedilmiştir. Örneğin aşağıda fosili görülen Najash rionegrina türü, 2 kolu bulunan ve diğer ikisi körelmiş olan bir ara geçiş türüdür.

Bu türün tamamen karasal olduğu düşünülmektedir, dolayısıyla ikinci hipotez olan sucul mezozor hipotezine karşı olarak kullanılmaktadır. Ancak ona geçmeden önce, kısaca ilk hipotezin iddailarına bakmakta fayda var: bu hipoteze göre bu tür bir atadan evrimleşen yılanlar, giderek tünel kazma konusunda özelleşmiştir. Bu süreçte, bril adı verilen, hareket ettirilemeyen ve tüm gözü kaplayan bir koruyucu katman evrimleşmiştir ve bu yılanlar, dış kulaklarını tamamen yitirmişlerdir. Tüm bunlar, yılanların toprak altında yaşama adaptasyonları olarak görülmektedir.

Bu tür bir evrimi destekleyecek, yılanların kademeli olarak uzuvlarını kaybettiklerini gösteren birçok ara tür keşfedilmiştir. Bu ara türlerde net bir biçimde körelmiş de olsa arka bacakların varlığı görülmektedir. Bu geçiş türlerinden üçü aşağıda gösterilmektedir:

Diğerleri Eupodophis ve Pachyrhachis'dir.
Diğer hipotez olan sucul mozazor hipotezi ise yılanların denizel sürüngenlerden evrimleştiğini iddia etmektedir. Bu canlılar, Kretase Dönem'de denizlere hükmetmiş ve sonrasında yok olmuş sürüngenlerdir. Bu canlıların da varanlar ve yakın akrabalarından (varanidlerden) ve monitor kertenkelelerinden evrimleştiği ve suları işgal ettiği düşünülmektedir. Bu varanların günümüzdeki temsilcilerinden biri olan Komodo Ejderi aşağıda görülmektedir:

Aslında iki hipotezin kullandıkları veriler büyük oranda ortaktır: örneğin bril yapısının toprak altı yaşantısına değil, tuzlu suyun etkilerine karşı evrimleştiğini ileri sürmektedir. Zira bu yapı sayesinde tuzluluk oranı düşük olan göz sıvısı, tuzlu su ortamında yitirilmemiş olacaktır. Benzer şekilde, su altında kulakların kullanılmasının gereksiz olması, bu organların yitirlmesine neden olmuştur.
Bu hipoteze göre dinozorların yok oluşu, karaları bereketli bir ortam haline getirmiş ve Geç Kretase Dönem'de bu sucul yılanlar yeniden karaları işgal etmeye başlamışlardır ve buna göre evrimsel değişimler yaşamışlardır. Bu hipotezi destekleyen de fosiller keşfedilmiştir. Ne var ki sonradan yapılan genetik çalışmalar, yılanların monitor kertenkelelerine, dolayısıyla varanlara ve soyu tükenmiş mozazorlara o kadar da yakın akraba olmadığını ortaya koymuştur. Bu durum, bu hipotez hakkında şüpheleri arttırmıştır. Bu konudaki çalışmalar halen devam etmektedir.
Kaynaklar
- G.Öztürk. Yılanlar Nasıl Evrimleşti? Yılan Zehri, İlk Olarak Ne Zaman Ve Nasıl Ortaya Çıktı?. (15 Aralık 2013). Alındığı Tarih: 30 Mayıs 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı