Birileri belki bu konuda araştırmalar vs. sunabilir. Ben sadece kişisel deneyim ve çıkarımlarım üzerinden bir şeyler söyleyebilirim. Eveeet... Bu benim de çok takıldığım bir konu. Aslında bu sadece sosyal medya değil yüz yüze konuşmalarda da yaşanmaktadır ancak yüz yüze konuşurken kontrol daha basittir. Gelen tepkiyi erken sezer ve hemen müdahale edersin. Yanlış anlaşılmaktan kurtulursun. Bazen de saçma sapan tartışmalar ve kavgalar çıkabilir.
Öyle görünüyor ki insanlar çoğunlukla söylediğin sözleri veya yazdığın metni senin gibi anlamıyor. Basitçe bir ''iyi-kötü'' veya ''negatif-pozitif'' sistemi üzerinden çalışan bir algıya sahipler. Sen ''yalnız şurada hatalı bir ifade kullanmışsın'' dediğinde ona sadece ''kötü bir şey'' şeklinde bir sinyal göndermiş oluyorsun. O da ya gardını alıp slogan atıyor ya da sana mezhebine göre ''tabii sen aktroll, fetöcü, pkkcısın'' gibisinden bir negatif ileti yollayarak karşı saldırıyla yanıt veriyor. Negatif iletiler alay, küfür, laf sokma veya hakaret şeklinde de olabilir.
Zannediyorum söylenilen söz karşısında anlam yerine niyet anlaşılmaya çalışılıyor. Siyasi partilerin veya aktivistlerin çoğunlukla hödükçe sloganlanları düşünülürse, genel kitlenin anlama kabiliyeti hakkında fikir edinilebilir.
Aslında bu kimseler yer yer veyahut hayatının bütününde kurdukları cümleleri de niyet okuma davranışına göre kuruyorlar. Bir köylü kavgasının başlangıcına şahit olursan, çoğu kez birinin diğerine kinayeli bir cümle kurmasıyla başladığını görürsün. Cümle bazen kötü niyet içeren kelimelerden oluşmak zorunda değil. Çoğu zaman kavganın sonunda başlatan tarafın bu cümleyi bilerek kurduğu anlaşılabilir.
Bu yüzden ya insanların hatalarını devamlı uyara uyara onları alıştıracağız ya da bizde negatif-pozitif iletiler lisanına alışacağız. Ben ikinciyi becerebileceğimi becerebilsem bile sürdürebileceğimi sanmıyorum :D
Benzeri olayları adli süreçlerde bile görebiliyoruz. Merhum Gazeteci Hrant Dink ''Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur.'' şeklinde başlayan bir yazı yayınlamıştı. Biraz sanatlı ve sivri bir üsluba sahip de olsa azıcık şiir okumaya alışmış birisi bu cümlede ''Türk'ten boşalacak'' lafının iki anlamlı olduğunu, buradaki anlamında Türk'ün kan sahibi değil bizzat kan olduğunu anlayacaktır. Kurulan ikililikten de Türk kelimesinin soyut bir manaya geldiği görülür. Yazı okunursa (http://www.agos.com.tr/tr/yazi/17525/ermeni-kimligi-uzerine-8-ermenistanla-tanismak) kurtulunması gereken ''zehirli kanın'' Ermenilerdeki Türk nefreti olduğu, içeriğinin tamamen Türklerin lehine öneriler bulunduran bir yazı olduğu anlaşılır. Ancak Hrant Dink bu yazıdan dolayı ''Türklüğe Hakaret'' suçundan yargılandı ve ceza aldı :D Çünkü ''Türk'ten boşalacak'' = negatif, ''zehirli kan''=negatif, ''Ermeniler yerini dolduracak temiz kan''=negatif ''Bu bir hakaret!!!'' Negatif-pozitif lisanı kendini mahkemelerde bile gösteriyor.
Yapılabilecek bir şey var mı? Bu dil denen araç daha çok sosyal ilişkiler için kurulmuşa benziyor. Zannediyorum sırf beden dilini güçlendirmek için icat olundu. Konuşurken yaptığımız belki de karşı tarafa söylediklerimize veya tavrımıza bağlı olarak kuyruğunu sallayan, tüylerini kabartan, hırlayan, inleyen, dilini çıkartan bir köpek kadar anlam gönderiyor.
''Aslında aynı inançta olanların hatalı benzetmelerle inançlarını savunanlara daha çok tepki göstermesi gerekmez mi?''
Eğer görüş savunmak bir tür savaş gibi algılanıyorsa gerekmez. Negatif-pozitif dilindeki hatalar ve doğrular biraz daha farklı.