100 milyar nöron olduğunu düşünelim. Her birinin de en az 10 adet dendrit ucu olsun. Bu dentritlerle toplamda her bir nöron 50 nöronla iletişim halinde olsun. Sayının kaça yükseldiğini çıkarabildiniz mi? 5x1013! Müthiş bir sayı. Ancak bu nöronların çok küçük bir kısmı öğrenme işlevini yerine getiren ayna nöronlardan oluşmakta. Teknik olarak bir insanın beynindeki nöronlar 300 sene aralıksız devam edecek olan bir HD filmi kaydedebilecek kapasitede. Yani bu kadar bilgi kayıt edildiğinde beyinde yeni nöron bağını oluşturabilecek yer kalmaz, öyle anlayabilirsiniz. Kaba bir hesapla beynimiz 2628 terabayt bilgi saklayabilir.
Ancak bunun hiçbir önemi yok, çünkü beynimiz SSD harddisk değil. Beynimiz öğrenip, içselleştiren, anlam yükleyen bir organ. Bizi bilgisayardan ayıran şey de bu. Bu kadar bilgiye sahip olsanız bile her birini işleme sokmanız mümkün değil ve beyniniz yorulmamak ve aşırı yüklenmemek için muhtemelen hayatınızı kurtaracak kadar kıymetli olmayan bilgileri eleyecektir, unutacaktır. Silme diye bir şey beyinde olmadığı için o bilgilerin nöron bağlarını zayıflatıp hatırlamasını zorlaştıracaktır. Böylece rahatlayıp asıl işiniz olan “hayatta kalma”yı odağına alacaktır.
Kısacası beynimiz sınırsız bilgi alma potansiyeline sahip. Ama hayatınızı idame ettirecek kadar kıymetli bilgileri.