Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Anonim
Anonim Üye
0

İnsanlar ve şempanzeler ortak atadan evrimleşiyor.Peki insan zeka yönünde evrimleşirken şempanze neden insan gibi zeka yönünde evrimleşmiyor ?

0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
1 Cevap
Ufuk Derin
Öğrenci-Okur

Beyin, şimdiye kadar evrimsel süreçte gördüğümüz ve bildiğimiz en pahalı organdır. Bu pahası, sadece harcadığı enerji sebebiyle değildir (en başta o olsa da). Beyin, canlıların aldıkları günlük enerjinin genellikle 5'te 1'ine yakınını tüketir; ancak bunun haricinde, beyni korumak çok zor bir iştir. Nöronlar ağı, sert bir yapıdan oluşmamaktadır ve kolayca hasar görebilmektedirler. Bütün vücudu kontrol eden yapıyı bir arada tutmak iyi bir şey gibi gelebilir kulağa; ancak bu kadar önemli bir organa sahip olmanın çok ciddi bir dezavantajı da vardır: avcıların bu organın varlığını bilmesi ve ona yönelik saldırılar geliştirmesi. Beyne sahip olan bir canlı, aynı zamanda onu korumak için yöntemler evrimleştirmek durumundadır. Bu, aşırı masraflı bir iştir. Kafatası dediğimiz kemik, son derece sert bir yapıdır ve öyle olmalıdır da. Beyin ve kafatasının kütlesi, genellikle canlı için büyük bir yüktür. Üstelik bütün duyu organlarının burada toplanması, bütün kontrol mekanizmalarının burada olması, bu organı, dediğimiz gibi açık hedef haline getirmektedir. Bunlar yetmezmiş gibi, yapılardaki merkezileşmenin enerji tasarrufu açısından faydasından ötürü (yani bir organa sahip olmak, dağınık hücrelere sahip olmaya göre enerji açısından daha tasarrufludur), duyu organlarına ait bütün sinirler de beyinde toplanmaktadır ve hatta bu duyu organları da, beyne yakın bölgelerde bulunur; bu sayede iletişim hızı arttırılır. Dolayısıyla, duyu organlarını kullanarak yeni bir ortama girecek olan hayvan, beynini de ortaya koyarak riske atmaktadır.

Tüm bunlar ve pek çok daha fazlası, beyni son derece masraflı ve riskli bir organ haline getirmektedir. Dolayısıyla beyin, evrimin çok net bir takas ilkesi (trade-off) örneğidir. Büyük beyin iyidir, çok daha fazla fonksiyonel işlem yapabilmemizi sağlar, dolayısıyla zekanın, düşüncenin, duyguların evrimleşebilmesine yol açar; ancak öte yandan çok masraflıdır, besin tüketiminin çok daha fazla olmasına sebep olur, ölme riskini çok daha arttırır ve beyinde meydana gelebilecek hasarlar canlıya çok daha fazla zarar verebilir. Bu sebeple doğada asla ihtiyaçtan fazla işleve sahip bir beyne rastlamak mümkün değildir. Gördüğümüz "ortalamadan büyük olan" beyinlerin tamamı, iyi bir sebeple evrimleşmiştir ve yukarıdaki grafiklerden görebileceğiniz gibi genellikle ortalamayı pek aşmaz. Sadece bazı spesifik türlerde bu beyin evriminin ciddi anlamda ileri boyutlara vardığını görürüz ki işte asıl incelediğimiz soru da budur. Neden bazı hayvanlarca (özellikle de insanda) bu kadar masraflı bir organ bu kadar şiddetli bir şekilde desteklenmiş ve evrimsel süreçte oluşmuştur? Hangi şartlar bu evrimin önünü açmıştır?

Biz, yapabildiğimiz için uçaklar yapmanın, binalar inşa etmenin, şehirler yaratmanın ve hatta düşünmenin çok önemli bir olay olduğunu sanır, bununla avunuruz ve kendimizi överiz. Halbuki sürekli olarak aklımızdan çıkardığımız, en temel doğa gerçeği olarak karşımıza çıkan bir gerçek vardır: Canlıların iki adet biyolojik varlık amacı vardır: hayatta kalmak ve üremek. Dolayısıyla sadece buna katkı sağlayan özellikler evrim tarafından desteklenir, diğer hepsi elenir. Eğer ki bir canlının ihtiyacından fazla beyin evrimeştirmesi, ona çok daha büyük riskler getirecekse (büyük beyin, çok enerji, çok risk demektir), öyleyse bu canlı elenecektir. Sırf bir Mona Lisa çizme şansı olduğu için, Empire State binasını inşa edebilme potansiyeline sahip olabileceği için, Kuantum Fiziği ve Evrimsel Biyoloji gibi ileri bilimleri keşfedebilme şansı olduğu için vahşi doğanın beyin evrimini destekleyeceğini düşünmek hatalıdır. Bunlar beyin evriminin bir yan ürünü olarak ortaya çıkmaktadır, hepsi zeka ile doğrudan ilişkilidir ve zeka olmazsa, hiçbirinin varlığı hayal bile edilemez. Dolayısıyla incelenmesi gereken, beynin nasıl ve neden evrimleştiğidir, bu yan ürünlerin değil.

Tüm Reklamları Kapat

"Neden diğer hayvanlar daha büyük beyinler evrimleştirmemişlerdir?" sorusunun en basit (ve ilk bakışta tatmin edici olmayan) cevabı şudur: çünkü ihtiyaçları yoktur. Ancak sebep gerçekten budur. Söz konusu bazı canlılar haricinde hiçbir türün evrimsel tarihinde beyin gibi masraflı bir organın büyümesi yönünde bir seçilim baskısı görmemekteyiz. Üstelik az sonra değineceğimiz gibi, bu evrimi tetikleyecek koşulları da aşırı sınırlı sayıdaki birkaç canlıda görüyoruz; ki insan bunların başında geliyor. Tabii ki bu şartlar "özellikle ayarlanmış" şartlar değildir. Nasıl ki çitanın hızlı ve güçlü bacaklarını oluşturan bazı koşullar varsa ve insan evrimsel süreci boyunca bu koşulların etkisi altında kalmadığı için çita gibi koşamıyorsa; diğer hayvanlar da insanın (ve bazı diğer türlerin) içerisindeki koşulları evrimsel geçmişinde yaşamamıştır. İşte bu noktada, şu soru kaçınılmaz olarak sorulmalıdır: Hangi Koşullar/Faktörler İnsanın Beyin Evrimini Mümkün Kılmıştır?

İşte bu noktada karşımıza beynin evrimleşebilmesine izin veren, hatta bunu zorlayan, birbirinden ayrılamaz ve bir arada bulunmak zorunda olan en az altı neden çıkmaktadır:

El-Göz Koordinasyonu

Karşıt Başparmak

Tüm Reklamları Kapat

İletişim Becerileri (Sosyal Yaşantı)

İki Ayak Üzerinde Duruş (Bipedalizm)

Cinsel Seçilim

Et Tabanlı Diyete Geçiş

Burada tekrar etmemiz gereken nokta, insanın zekasının evrimleşebilmesi için bunların bir arada ya da çok dar aralıklarla üst üste çevresel koşul olarak bulunmuş olmasının gerekliliğidir.

Bu altı faktörün olması, her zaman yeterli değildir. Çünkü ilk olarak, bu sayılanlardan çok daha fazlası, belki daha ikincil faktörler olarak insan evrimine etki etmiştir. İkincisi, bunların zamansal sırası da önem arz eder. Örneğin insan evriminde orman yaşantısından savanalara inmek çok önemli bir basamaktır ve çok ciddi çevresel değişim, dolayısıyla çevresel baskılar getirir. Böylesine bir değişimin, yukarıdaki faktörlerin etkisi altında sağlanması, matematiksel olarak nadir gerçekleşecek bir durumdur. Bu, insanda gerçekleşmiştir. Dolayısıyla insanın zekası evrimleşmiştir. Diğer hayvanlarda diğer kombinasyonlar, bizde hiç var olmayan çevresel baskılarla birlikte etki etmiştir ve o hayvanları ayırt edici özellikler evrimleşmiştir. Her tür, kendi evrimsel geçmişi içerisinde değerlendirilmelidir.

Şempanzelerde saydığımız 6 faktör çeşitli seviyelerde bulunur. Örneğin el-göz koordinasyonları oldukça gelişmiştir; ancak iki ayak üzerinde yürümezler ve halen ormanlarda yaşamaktadırlar, dolayısıyla savana hayatına geçiş gibi devasa bir değişim yaşamamışlardır. Sosyal yapıları oldukça güçlüdür; ancak iletişim yetenekleri halen oldukça kısıtlıdır ve şu anda üzerlerinde iletişimi önemli kılacak çok fazla baskı bulunmamaktadır. Ayrıca şempanzeler arada sırada et yeseler de, ot baskın bir hepçil diyete sahiptirler. Buna rağmen, insanların zekasının evrimini mümkün kılan faktörlerin altında olmaları, onların da zekasının evrimini mümkün kılmıştır. Tabii ki bu, ortak atalarımıza ve daha eskisine kadar da takip edilebilir. Primatlar, yapıları gereği bizim 6 faktörümüzü çeşitli seviyelerde barındırmaktadırlar; ancak bu faktörlerin halen süregelmesi, beyinlerinin körelmemesini sağlamaktadır.

Görülen odur ki, şu anda insana benzer bir zekaya sahip olmaya en iyi adaylar, en yakın kuzenlerimizdir: şempanzeler, bonobolar, goriller ve orangutanlar. Çünkü bu hayvanlarda, karşıt başparmak haricinde neredeyse tüm aranan faktörler bulunmaktadır. Sadece tetikleyici unsurlardan yoksundurlar (savanaya adapte olmak gibi) veya var olan faktörler oldukça zayıf etki etmektedir (et tüketimi gibi). Bu faktörler onlara yapay yollarla (veya uzun vadede doğal yollarla) sağlanacak olursa, bizler gibi gelişmiş beyinler evrimleşmesi için herhangi bir engel görememekteyiz.

Kaynaklar

  1. Ç. M. Bakırcı. İnsan Zekasının Evrimi: Neden Sadece İnsanın Beyni Bu Kadar Evrimleşmiştir?. (21 Nisan 2011). Alındığı Tarih: 3 Şubat 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı doi: 10.47023/ea.bilim.41. | Arşiv Bağlantısı
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close