Görelilik ve sonrası gelişmelerin gösterdiği üzere, zamanda geçmiş gelecek ve şimdi gibi bir ayrım söz konusu değil. Kütleli cisimler zaman boyutu altına girdiği için, onu bütün olarak deneyimleyememekte. Bir kübün bizim tarafımızda olmayan yüzlerini göremiyor olmamız gibi, biz de zamanın içinde bulunduğumuz anı dışındaki alanlarını deneyimleyemeyiz. Kübün diğer yüzünü görebilmek için nasıl mekanda hareket etmemiz gerekiyorsa, zamanın bize göre geleceğini görmemiz için de mekanda hızımızı artırmamız gerekiyor. Hızla doğru orantılı olarak zamanın geleceğini deneyimleriz. Evrensel hız sabiti ışık hızına ulaştığımızda (ki bu kütleli cisimler için mümkün değil) zaman boyutundan çıkmış oluruz. Gelecek geçmiş şimdi gibi ayrımlar tamamen kaybolur.
Kütlenin uzay zamanı bükmesi nedeniyle dünyadaki zaman algısı bükülmüş uzayzaman etkisi nedeniyle, uzayda yaşayan (bükülme etkisi olmayan uzayzamanda) birinden yavaş olacaktır. Yani uzayda vakit geçirmek, dünyadaki zamana göre ileri gitmektir. Bunun deneyleri sayısız kez tekrarlanmıştır. atomik saatlerle yapılan deneylerde, jet ile yüksek hızla giden saat ile yere yakın saat arasında (ufak da olsa) fark oluşmuştur. Bunu dünya yörüngesindeki uydularda da görüyoruz. Uzun süre uzayda yaşayan bir astronot, dünyadaki zamana göre çok az bir miktar da olsa ileri gitmiştir. Işık hızına yakın olmayan hızlar zamanda farklılığı gözden kaçırılabilir düzeyde çok az miktarlarda yapmaktadır. Dikkat edersek, zamanda ileri gitmekten bahsederken, referans bir zaman kullanmak zorundayız. Ortak bir şimdi yok çünkü.
Kaynaklar
- Tolga Yarman. The End Results Of General Relativity Theory Via Just Energy Conservation And Quantum Mechanics. (6 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 6 Ocak 2021. Alındığı Yer: https://link.springer.com/ | Arşiv Bağlantısı