Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ece Özen
Ece Özen
61.0K UP
Çeviren 7 Şubat 2019 14 dk.

Bilim insanları son kırk yıldır, gitgide karmaşıklaşan modellerle iklim değişikliğinin geleceğini yansıtmaya çalışıyorlar.

Atmosfer fiziği ve biyojeokimya (yer dirim kimyası) kullanarak oluşturulan bu modeller Dünya'nın iklimini ve gelecekte iklimin nasıl değişeceğini anlamamızda çok önemli bir rol oynuyor.

62
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Sibel Özkan
Sibel Özkan
157.4K UP
Yazar 5 gün önce 8 dk.

Basit şeyler bazen şaşırtıcıdır. Matematik, öyle büyüleyicidir ki son derece basit gibi görünen bazı problemler, onlarca yıl boyunca en azılı matematikçiler tarafından bile çözülemeyebilir. "Collatz Problemi" de basit görünen ancak insanların içinde kaybolup gittiği problemlerden biridir. O kadar kaotik ve öngörülemez nitelikte sayı dizileri üretir ki çözülemez veya karar verilemez bir bilmece olduğu söylenir. Bazı uzmanlar bunu bir siren şarkısı veya bir bataklık olarak görürler ve sadeliğiyle baştan çıkaran bu problem için amatör ve genç matematikçileri, bu problemden uzak durmaları konusunda uyarırlar.

Matematikçi Jeffrey Lagarias'a göre, sayı teorisyeni Shizuo Kakutani, Soğuk Savaş sırasında Yale Üniversitesindeki herkesin yaklaşık bir ay boyunca bu problem üzerinde çalıştığını ancak hiçbir sonuç alınamadığını söylemiştir. Kakutani, benzer durumu Chicago Üniversitesinde de yaşayınca bu sorunun matematik araştırmalarını yavaşlatmak için komplo amaçlı ortaya atıldığı esprisini yapmıştır.[1]

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
575.5K UP
Eseri Ekleyen 6 gün önce Film
9.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Zootopia 2
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 23 Kasım 2014 11 dk.

Ülkemizi dünyada en fazla sağır kedinin olduğu ülke olarak rahatlıkla adlandırabiliriz. Bu durum son derece üzücüdür. Bunun en büyük sebebi ise, beyaz kıllara sahip kedilerin bir nevi milli kedi olarak, ayrı bir ırkmış gibi lanse edilmesi ve üretilmesidir. Fakat insanlarımız sağırlığı unutup, kedinin hayatını ve sağlığını görmezlikten gelmektedirler. Anadolu coğrafyası içindeki beyaz kedilerimiz, renkli olanlarıyla genetik olarak hiçbir farkı olmamasına karşın; ülkemizde sanki ayrı, özel bir ırkmış gibi gösterilmiştir.

Renkli kedilerde sağırlığa yaygın olarak rastlanmazken, bizler beyaz kedilerimizi, bilinçsizce bir arada çiftleştirerek bu soruna neden olmuşuzdur. Yetiştiriciler dışında, Ankara Hayvanat Bahçesi ve Van Üniversitesi sağırlığa rağmen, üretime senelerdir devam etmektedirler. Bu yazının yazıldığı sıralarda Ankara Hayvanat Bahçesi hiçbir önlem almamıştır ve yapılan araştırmada 9 kediden 7’sinde kısmi sağırlığa rastlanılmıştır (Tike, 2009). Van 100. Yıl Üniversitesi ise sağırlık üzerine, ciddi bir bilimsel test yapmadan üretimlerine onlarca yıldır devam etmişlerdir. Medyada kedilerinin sadece %2-3 oranında sağır olduğundan bahsetmişlerdir, fakat bu inandırıcı olmamakla beraber, genetik olarak imkansızdır.

142
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Umut Güner
Umut Güner
54.2K UP
Blog Yazarı 3 dk.

ABD yönetimi Başkan Joe Biden öncülüğünde yeni “Ulusal Güvenlik Stratejisi”ni yayınladı. Yeni strateji en başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere küresel dünya ve dolayısı ile hepimizi yakından ilgilendiriyor. ABD yönetiminin yayınladığı strateji Biden yönetiminin gelecekte uygulamayı planladığı politikaları öngörmesi ve kurgulaması bakımından oldukça önemli. Bilhassa küresel enflasyon, petrol krizi, Ukrayna ve Rusya savaşı gibi muhtelif sorunların yaşadığı günümüzde ABD’nin stratejik vizyonu önemli anahtar ifadeler içermektedir. Bütün bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda Biden yönetiminin ulusal güvenlik ve savunma stratejisini anlamak ve yorumlamak hepimiz için önemli bir kazanım olacaktır.

Öncelikle Başkan Joe Biden ve ekibinin yeni dönem stratejisinde dünyanın önemli bir dönüm noktasında olduğunun sıklıkla vurgulandığı ve Rusya ile Çin gibi önemli küresel güçlere dikkat çekildiği görülmektedir. Stratejide Çin’in uluslararası düzeni yeniden şekillendirme ve küresel liderlik niyetinde olduğu ve ABD’nin yeni dönem stratejisinde Çin ile rekabeti kararlı bir şekilde sürdüreceği ifade edilmektedir.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Fırtına Erdogdu
İnceleyen 14 saat önce
Seni severim
Youtube Kanalı
10.0/10
(6 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taner Beyter
Taner Beyter
399.9K UP
Çeviren 12 Nisan 10 dk.

Olağan bir günün olağan bir sabahında uyandığınız ve o ana dek hem sizin hem de dünyanın çoğunun sahip olduğu tüm bilgilerin yanlış ve güvenilmez olduğunu öğrendiğinizi hayal edin.

Bu tasavvur ilk bakışta pek olası görünmese de, bazı çığır açıcı keşiflerin insanların çoğunun benimsediği temel inançları temelinden sarsması mantıksal olarak mümkündür. Benimsediğiniz veya inandığınız şeylerin temellendirilmiş veya açıklanabilir olmasını sağlamanın bir yolu var mıdır? Felsefenin bilgi ve inançla ilgilenen çalışma alanı olan epistemoloji, tam da bu mesele ile ilgilenir.

27
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Emre Nur
Emre Nur
1,146 UP
İnceleyen 9 saat önce
Töre Sivrioğlu, doğa tarihi merakı ve çizim yeteneğiyle bu eşsiz esere imza atmış. Eser; doğaya, hayvanlara, fosillere meraklı herkesi tatmin edecektir. Sade ve ilgi çekici bir üslupla yazılmış, yazarın kendi kalemiyle resimlenmiş bu kitap; yüz milyonlarca yıl önceden yüz yıl öncesine kadar değişen zamanlarda soyu tükenmiş otuz muhteşem hayvanı kısa kısa ele alıyor. Her hayvanın keşfedilişine, tür özelliklerine, evrim ağacındaki konumuna ve yok oluş nedenlerine değiniyor. Her sayfası bilgi dolu. İşte kitapta geçen o otuz muhteşem hayvan:
* Pteraspis: İlk balık türlerinden biri. Ön kısmı zırhla kaplıydı. Fena bir yüzücü olmadığı düşünülüyor. Çenesi olmadığı için küçük canlıları süzerek besleniyordu.
* Megalodon: M.Ö. 10.000'lere kadar yaşamış, iri cüsseli bir köpek balığı türü. Şimdilik sadece dişleri ve çenesi ele geçtiği için tam olarak neye benzediğinden emin değiliz.
* Meganeura (Dev Yusufçuk): Karbonifer Dönem'deki oksijen bolluğundan yararlanarak devleşen böceklerden biri dev yusufçuklardı.
* İhtiyostega: İlk tetrapod (dört ayaklı) omurgalılardan biri. Balıklardan amfibilere geçiş türü.
* Diadectes: İri cüsseli bir amfibi. Farklı amaçlar için özelleşmiş dişlere sahipti.
* İhtiyozor: Karalardan denizlere dönmüş bir sürüngen. Görünüşü balığa benzemesine rağmen sürüngen atalarının özelliklerini de bünyesinde taşıyordu. Bu yüzden onu bulan ilk fosil meraklılarının kafasını karıştırmıştı.
* Plesiyozor: Uzun boyunlu deniz sürüngeni.
* Pterozorlar: Uçmayı öğrenen sürüngen ailesi. Kimisinin iyi uçucu olduğu, kimisinin yalnızca süzülebildiği, kimisinin de -deve kuşu gibi- kanatlı olmasına rağmen uçma yetisini yitirdiği sanılıyor.
* Megalozor: Keşfedilen ilk dinozor türü. Megalozoru keşfedenler, onun file ya da gergedana benzediğini düşünmüşlerdi, bugün bunun doğru olmadığını biliyoruz.
* İguanodon: Keşfedilen ikinci dinozor. Bu dev hayvanın arka ayaklarının üstünde dimdik durduğu sanılıyordu, ama bugün böyle bir davranışı olmadığını biliyoruz.
* Hadrozor: Amerika kıtasında keşfedilen ilk dinozor. Dinozorlar çağının sonlarında ortaya çıkmış, kuş kalçalı bir dinozor.
* Sauropodlar: Dört ayaklı, otçul, dev dinozorlar ailesi. Bu ailenin üyeleri, karada yaşamış en büyük hayvanları barındırıyor.
* Triseratops: Üç boynuzlu ve farbalalı bir dinozor türü. Farbalası sayesinde boynunu etçil avcılardan koruyabiliyordu.
* T-Rex: Tüylü, etçil, iri beyinli, hızlı bir avcı. Dinozorların en meşhuru.
* Troodonlar: En zeki dinozor ailesi. Büyük felaket yaşanmasaydı acaba Troodonlar insan gibi zeki bir türe evrilebilir miydi?
* Arkeopteriks: Tamamen tüylerle kaplı küçük bir dinozor.
* Dimetrodon: Sırtında koca bir yelpaze taşıyan bir sinapsid türü. İlk bulunduğunda sürüngen olduğu sanıldı ama sonra sinapsid sınıfına dahil edildi. Sinapsidlerin bugün yaşayan tek temsilcisi memeliler.
* Trinaksodon: Bir terapsid türü. Terapsidler, memelileri ve yakın akrabalarını barındıran bir sinapsid grubudur. Bu yüzden bir terapsid fosiline baktığınızda onu kurt iskeletine benzetebilirsiniz. Dinozor çağları boyunca trinaksodon gibi terapsidler, dinozorlardan saklanan küçük canlılar olmaya mecbur kaldılar.
* Rutiodon: Timsah gibi ama timsahın atası değil. Yalnızca uzak bir akraba.
* Gastornis: Dinozorların yok olduğu ve memelilerin yeterince güçlenmediği bir çağda karalara hükmeden dev kuşlardan biri.
* Atın ataları (Eohippus, Orohippus, Epihippus, Mesohippus, Miohippus, Merychippus, Dinohippus): Atların, günümüz boyutlarına ulaştıkları evrimsel yolculuklarındaki ilk ataları 30 cm boylarındaydı.
* Paraceratherium: Yaşamış en büyük karasal memelilerden biri. Günümüzdeki gergedan akrabalarının aksine boynuzsuzlar.
* Chalicotherium: Tuhaf bir kolaj çalışması gibi duran bu toynaklı hayvan; gorili, ayıyı, atı ve daha başka birçok hayvanı çağrıştırabilir.
* Mastodon: Fillerin ve mamutların akrabası. Yaklaşık 11 bin yıl önce, mamutlar gibi yok oldular.
* Mamut: Yok olmuş canlıların en meşhurlarından. Muhtemelen buzul ikliminin sona ermesi ve insan faktörü yüzünden yok oldular.
* Kılıç dişli kaplan: Namıdiğer smilodon. Bir Amerikalı. 20 santimlik köpek dişleriyle düşmanlarına korku salıyordu.
* Megatherium: Amerikan megafaunasından bir tembel hayvan. Dev pençelerine bakıldığında onun vahşi bir etçil olduğu sanıldı ama tamamıyla otçul olan bu dev tembel hayvan, pençelerini ağaç kabuğu kazırken, dalları aşağı çekerken ya da kendini avcılara karşı savunurken kullanıyordu.
* Batı Asya fili: Muhtemelen insan eliyle Hindistan fillerinden çoğaltılmış bir tür. Türkiye'de de yaşamış.
* Moa: Yeni Zelanda'nın uçamayan dev kuşu. 500 yıl öncesine kadar yaşıyordu. Yok oluşlarının en büyük şüphelisi insan.
* Dodo: Hint Okyanusu'ndaki adalarda yaşayan, uçamayan, ağır bir güvercin türü. Muhtemelen insanlardan kaçmadığından dolayı aptal olarak nitelenmişti. Soylarının insanlar tarafından tüketildiği kesin.
* Amerikan göçmen güvercini: Çok acıklı bir yok oluş hikayesi olan bu kuşun son bireyi 1914'te öldü.
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Ece Müker
Ece Müker
575.5K UP
6 gün önce
Yeni bir çalışma, iklim değişikliği nedeniyle artan sıcaklık, seller, fırtınalar ve orman yangınlarının plastik kirliliğini hem hızlandırdığını hem de daha tehlikeli hâle getirdiğini gösteriyor. Frontiers in Science dergisinde yayımlanan analize göre aşırı sıcaklar plastiklerin daha hızlı parçalanmasına yol açarak mikroplastik oluşumunu artırıyor; şiddetli fırtınalar ve seller bu parçacıkları çok daha geniş alanlara yayıyor.

Araştırma, deniz buzunun erimesiyle mikroplastiklerin yeniden çevreye salındığını, orman yangınlarının ise yapı ve araçlardan toksik plastik bileşenlerini atmosfere taşıdığını bildiriyor. Mikroplastiklerin daha yüksek sıcaklıklarda zararlı kimyasalları daha kolay absorbe edip saldığı, böylece “daha tehlikeli kirleticilere” dönüştüğü vurgulanıyor.

Bu süreçler, özellikle deniz omurgasızları ve balıklar üzerinde birikerek ekosistem dayanıklılığını düşürüyor ve kirleticilerin besin zincirinde yukarı taşınmasına yol açıyor. Çalışma, tek kullanımlık plastiklerin azaltılması, ürün tasarımının yeniden gözden geçirilmesi ve üretim kısıtlamalarını da içerebilecek bağlayıcı bir küresel plastik anlaşmasının aciliyetine dikkat çekiyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
7
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Esat Kudret
717.0K UP
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 14 saat önce Sen de Cevap Ver

Olması Gerektiği Kadar, Yani Hiç Denecek Kadar Az!

Aslında cımbızla aradığımızda bulacaklarımız haricinde ne yazık ki ülkemizde aslında medya yok, bültenler var. Siyasetçi bültenleri, ünlü bültenleri, manipülasyon bültenleri, yönetici bültenleri ve say say bitmez.

Normalde hiçbir ülkede medya tarafsız olmaz ve olmamalı da. Ancak buradaki espri; medyanın bugün için takım taraftarlığı misali taraftar oluşu değil, aksine sahip olduğu özgürlüğün (Basın özgürlüğünün) esasında tek başına bir özgürlük olamayışı, onu var eden “HALKIN HABER ALMA HAKKI” ile evrensel bir hak ve özgürlük olan “DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ” ne bağlı bir özgürlük oluşudur.

Tüm Reklamları Kapat

Dolayısıyla da medya , kendi ahlaki ve hukuki varlığını dayandırdığı halkın ve haklının tarafında olmak zorundadır. Onu 4. Kuvvet yapan şey de budur. (Yasama, Yürütme, Yargı ve Özgür basın olmak üzere)

İşte buradaki sihir özgürlüktedir. Özgürlüğü de asırlar önce Nasreddin Hoca çok net tanımlamıştır: “Parayı veren düdüğü çalar…”

Dayanağı ve var oluş koşulu halka ve halkın haber alma hakkına bağlı olan bir güç, önce ekonomik olarak bağımsız olmalı ki velinimeti olan halka ve hakka vefa edebilsin.

Özetle: Patrondan gazeteci, holdingden medya olmaz. Olursa da ülkemizdeki gibi olur. Sevgiyle…

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Poyraz Savaş
Poyraz Savaş
118.0K UP
Çeviren 2 gün önce 9 dk.

Sosyal medya akışı çoğunlukla yapay zeka tarafından oluşturulan görsellerle dolu. Bir videoda, bir Sinek kuşu çifti bir gülün içinde yağmurdan korunurken gösteriliyor; bir diğerinde ise bir kutup ayısı yavrusu buzlu okyanustan “kurtarılıyor” ve kurtarıcılarına şakacı ve minnettar bir şekilde davranıyor. Yapay zeka; büyük, siyah, sevimli gözleri olan semender benzeri “amfiblet” yaratıklar da dahil olmak üzere, tamamen yeni hayvanlar bile üretiyor.

Yapay zeka tarafından üretilen içerikler giderek daha kolay, daha hızlı ve daha ucuz hale geliyor. OpenAI'ın Sora, Google'ın Gemini veya Meta'nın video oluşturucusu gibi araçlarla içerik oluşturucular, kelime komutlarıyla vahşi yaşam görselleri ve videoları hazırlayıp bunları sosyal medyada toplu olarak paylaşabiliyor ve bazı gönderiler milyonlarca beğeni topluyor. Bu görseller genellikle şaşırtıcı düzeyde ayrıntı ve gerçekçilik içeriyor, öyle ki yorum yapan birçok kullanıcı görsellerin sahte olduğunu fark etmiyor gibi görünüyor. Gerçekte, çiçeklerin içinde sinek kuşu yuvaları yok, kutup ayılarının doğal ortamlarından "kurtarılmaya" ihtiyacı yok ve "amfiblet" diye bir şey de mevcut değil.

12
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Gözlemi
Soner Mutlu
Gözlemi Yapan 16 saat önce Türkiye, Antalya
Televizyon üzerinde gördük ve eklemek istedik altın renkli çok güzel bir örümcek zıplayan örümcek olarak geçiyor ve tamamen zararsız olduğu söyleniyor
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taner Beyter
Taner Beyter
399.9K UP
Yazar 6 gün önce 13 dk.

Her yıl en az 60 milyar hissedebilen canlıyı (yüz tanıyan, rüya gören, sosyalleşen, bir dereceye kadar akıl yürütebilen, acı kaynağından kaçan ve çığlık atan, iletişim kuran, sosyalleşen, favori oyun ve yemeği olan) yemek için öldürüyoruz. Bunların çok büyük bir kısmının fiziksel ve psikolojik acı çektiği açıkça görünüyor. Yalnızca tabağımızda yemek olarak değil; kıyafet, kozmetik, yarışlar ve sirkler, deneyler vb. birçok alandaki hayvan kullanımı modern toplumların temel mekanizmasının çekirdeğinde yer alıyor gibi duruyor. Bu ahlaken tartışmaya değer bir mesele ki bundan ötürü felsefecilerin uygulamalı etik başlığında en çok tartıştığı konu başlıklarından biri hayvan hakları olmaya devam ediyor.

Hayvan hakları meselesi; ahlak felsefesi, hukuk, bilişsel bilimler, psikoloji, dinler tarihi, antropoloji ve daha birçok entelektüel alanla temas eden ve ilk bakışta görüldüğünden çok daha kapsayıcı, belirleyici ve mühim olan bir konuma sahip. Bu nedenle hayvan hakları ve etiğine yönelik kitapları okuyarak bu konuda daha fazla bilgilenmek son derece önemli.

9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 1 gün önce 9:38
Elementlerin birbirleri ile nasıl etkileştiği; elektronlarının nasıl sıralandığına ve atomlarda elektronların yerleştiği en dış bölgede kaç elektron için...
3
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim haberlerimizi ve diğer yazılarımızı Google Haberler'de görmek için bizi takip etmeyi unutmayın.

Ecem @Cadıbozmasıı
Kritisist 13 Mayıs 2020 Sen de Cevap Ver

Evet tam da bu sebepten.

Yırtıcılara karşı korunmak için ağaç tepelerine çıkmak , sık bitki dokusundan sıyrılıp uzaklara bakabilmek , kendinizi diğer insanlara karşı korumayı kolaylaştırmak gibi pek çok avantaj sağlıyordu bize.

Tarım Devrimi ve Yerleşik hayata geçişle birlikte tepelerde yaşamak başka avantajlar da getirir oldu.

Tüm Reklamları Kapat

Üstte olmanın insana bir güven duygusu vermesi de tesadüf değildir.Hükümdarlar,efendiler, patronlar hep yukarıda olur. Yüksekte olmak insana hep güç ve güven duygusu vermiştir.

Şimdinin aksine atalarımız tepelere yerleşerek , ovaları yani işlek tarım arazilerini daima korumuştur.

Yüksek tepelerde yaşamak ayrıca şehrinizi,kalenizi işgale karşı korumak için de büyük bir avantajdı.

Tepelerde yer alan kaleleri fethetmek Topların icadına kadar imkansızdan bir az daha kolaydı.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close