Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat
Berat Demir
Berat Demir
10.9K UP
Yazar 1 Ağustos 2021 6 dk.

Elizabeth, 1533 yılında Londra’da Kral 8. Henry ve Anne Boleyn’in kızı olarak dünyaya gelmiştir. Doğduğu zaman teni bembeyazdı ve "hayalete benzediği" gerekçesiyle öldürülmek istenmişti. o dönemler cadı, hayalet ya da Şeytan ile anlaşma yapmış kişi olarak damgalanmak çok kolaydı. Ancak o zamanlarda, kendisinin İngiltere tarihinin en etkili isimlerinden biri olacağını kimse bilmiyordu.

Elizabeth’in babası olan ve zamanına göre fazlasıyla sansasyonel olan Kral 8. Henry’nin birtakım girişimleri, İngiliz reformunun fitilini ateşlemişti. 8. Henry, eşi Aragonlu Catherine’den boşanıp, Anne Boleyn ile evlenmek istemiş ancak Papa buna karşı çıkmıştır. 8. Henry ise İngiltere’yi Katolik kilisesinden ayırarak, Anglikanizmi kurmuştur.

25
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Ocak 2019 40 dk.

Toplumsal eşitsizliğin tarihi engindir. Zenginler ve fakirler, kadınlar ve erkekler, siyasetçiler ve yönetilenler... İnsan doğası kusursuz olmadığı için, insanların inşa ettikleri sistemler de kusursuz olamamaktadır. Buna rağmen, atalarımız her gün bir yandan av olmadıklarından emin olup, bir yandan avcılık ve toplayıcılık ile karınlarını doyurmak zorunda kalırken, günümüzde köşebaşındaki marketten karnımızı doyuruyoruz. Toplumsal buhranın sebep olduğu beklenmedik bir cinayete kurban gitme olasılığımız da ziyadesiyle düşük. Demek ki biyolojik tarihimizden gelen sorunların üstesinden istediğimizde gelebiliyoruz. Çözümlerimiz de inşa ettiğimiz sistemlerin kendisi kadar kusursuz olamıyor; ancak kabul edilebilir düzeyde çözümler üretebiliyoruz. İş kadın-erkek eşitliğine geldiğinde bunu neden hala yapamadık? Ve bu yönde atılan adımlar neden güçlü bir ayak direyiş ile karşılanıyor?

Bunun elbette birçok nedeni var. Kimisi feministler tarafından verilen mesajları isabetsiz buluyor. Kimisi ortada herhangi bir eşitsizlik problemi olmadığı kanaatinde... Kimisi, yöntemin feministlerinkinden farklı olması gerektiğini düşünüyor. Kimisi tamamen alakasız ve yanlış konulara odaklanıldığı düşüncesinde... Ancak bu ve bunun gibi düşünen gruplar azınlıkta. Geri kalan herkes kadın-erkek eşitsizliğinin kabul edilemez ama çözülebilir bir problem olduğunda hemfikir. İşte bu büyük kitlenin problemi ise susmak... Uğraşmak istemiyorlar, tartışmalara girmek istemiyorlar, konu hakkında bilgisiz olduklarını düşünüyorlar, toplumda daha büyük problemler olduğuna kanaat getirmiş durumdalar... Dolayısıyla susuyorlar. Bu da, özellikle de internetin gericiliği ve popüler fikirlerin yerilmesini ön plana çıkaran yorum/beğeni sistemleri ve algoritmaları ışığında, azınlığın sesinin, bir gürültü olarak da olsa, çoğunluğun sessizliğinin yerini almasına neden oluyor.

496
4
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

İnceleme
Esat Kudret
Esat Kudret
737.5K UP
İnceleyen 3 gün önce
Yaşamda şeyleşmenin (nesneleşmenin) eninde sonunda hiçleşme (değersizleşme)ile biteceğinin en yalın hikayesidir Dönüşüm. Yani bir bakıma böcekleşme...
Toplumsal özüne yabancılaşarak dönüşen ve bir bakıma nesneleşen (şeyleşen) bir toplumun birey nazarında en "tiksinç" var sayılan böcek üzerinden ifadesidir Dönüşüm. Üstüne Kafka'nın güçlü kalemi de eklenince ortaya muazzam bir eser çıkıyor. Yani özüne yabancılaşanın kürkü gidince alacağı yeni görüntünün ve göreceği yeni değerin hikayesi. Sevgiyle...
Kitap
9.4/10
(112 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Die Verwandlung
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hatice Kutbay
Hatice Kutbay
115.9K UP
ANTROPOLOJİ DE YÜKSEK LİSANS YAPIYORUM 2 gün önce Sen de Cevap Ver

Merhaba .

Kanser günümüz koşullarında bir çok insanın muzdarip olduğu bir hastalık malesef .Evrimsel süreç açıısndan baktığımızda şu şekilde açıklamak mümkündür sanırım.

Kanserin evrimsel süreçte neden “elenmediği” sorusu, biyoloji, tıp ve evrimsel teoriyi birleştiren temel bir problemdir. İlk bakışta kanser, bireyin yaşam süresini kısaltan ve üreme başarısını azaltabilen ciddi bir hastalık olduğu için doğal seçilim tarafından ortadan kaldırılması gereken bir durum gibi görünür. Ancak evrimsel biyoloji açısından değerlendirildiğinde, kanserin tamamen elenmemesinin birden fazla yapısal ve işlevsel nedeni olduğu anlaşılmaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Öncelikle doğal seçilimin, bireyin yaşamının tamamı üzerinde değil, esas olarak üreme başarısı üzerinde etkili olduğu unutulmamalıdır. Evrimsel süreçte seçilim baskısı, bireyin üreme çağından önce veya bu dönemde hayatta kalmasını ve üreyebilmesini etkileyen özellikler üzerinde yoğundur. Oysa kanserlerin büyük bir kısmı ileri yaşlarda ortaya çıkar. İnsanlarda ve birçok memelide yaygın görülen solid tümörlerin çoğu, birey üreme çağını tamamladıktan sonra klinik olarak belirgin hale gelir. Bu nedenle kanser, çoğu durumda bireyin genlerini bir sonraki nesle aktarmasını engellemeden ortaya çıkar ve doğal seçilim için “geç” bir problem olarak kalır (Williams, 1957; Nesse & Williams, 1994).

İkinci olarak kanser, tek bir gen ya da tek bir mutasyonun sonucu değildir; aksine çok hücreli yaşamın kaçınılmaz bir yan ürünüdür. Çok hücreli organizmalar, hücre bölünmesi, doku yenilenmesi ve büyüme süreçlerine dayanır. Hücre bölünmesinin olduğu her sistemde DNA kopyalanması gerçekleşir ve bu süreç mutasyon riskini beraberinde getirir. Kanser, temelde hücresel düzeyde kontrol mekanizmalarının bozulmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Dolayısıyla kanser riski, çok hücreli ve uzun ömürlü olmanın bedeli olarak görülebilir. Evrim, hücre bölünmesini tamamen ortadan kaldıramayacağı için, kanser riskini de sıfırlayamaz (Greaves, 2007).

Üçüncü önemli nokta, antagonistik pleiotropi kavramıdır. Bu evrimsel ilkeye göre bazı genler, yaşamın erken dönemlerinde faydalı etkiler sağlarken, geç dönemlerde zararlı sonuçlar doğurabilir. Örneğin hücre proliferasyonunu, doku onarımını ve bağışıklık yanıtını destekleyen genetik mekanizmalar, gençlikte hayatta kalma ve üreme açısından avantaj sağlar. Ancak aynı mekanizmalar, ileri yaşlarda kontrolsüz hücre çoğalmasına ve kansere zemin hazırlayabilir. Doğal seçilim, erken yaşta fayda sağlayan bu özellikleri korur; geç yaşta ortaya çıkan olumsuz etkiler ise seçilim tarafından yeterince “görülmez” (Williams, 1957; Crespi & Summers, 2005).

Dördüncü olarak kanser, doğrudan kalıtılan tek bir özellik olmaktan ziyade, somatik evrim sürecinin ürünüdür. Kanser hücreleri, bireyin vücudu içinde ortaya çıkan ve çoğu zaman kalıtsal olmayan mutasyonlar sonucu gelişir. Bu nedenle kanser, klasik anlamda nesiller arası aktarımı olan bir özellik değildir. Doğal seçilim, somatik hücrelerde yaşam boyunca biriken mutasyonları doğrudan hedef alamaz; çünkü bu mutasyonlar üreme hücrelerine aktarılmaz. Bu durum, kanserin evrimsel süreçte “kaçınılmaz” olmasının temel nedenlerinden biridir (Aktipis et al., 2015).

Tüm Reklamları Kapat

Buna ek olarak, evrimsel süreç kanseri tamamen ortadan kaldırmamış olsa da, kanser baskılayıcı mekanizmaların gelişmesine yol açmıştır. DNA onarım sistemleri, hücre döngüsü kontrol noktaları, apoptoz (programlı hücre ölümü) ve bağışıklık gözetimi bu mekanizmalara örnektir. Özellikle büyük ve uzun ömürlü hayvanlarda bu durum dikkat çekicidir. “Peto paradoksu” olarak bilinen olguya göre, balinalar ve filler gibi çok daha fazla hücreye ve uzun yaşam süresine sahip hayvanlarda kanser oranları insanlardan daha yüksek değildir. Bu da evrimin, kanser riskini azaltan ek biyolojik savunmalar geliştirebildiğini, ancak riski tamamen ortadan kaldıramadığını göstermektedir (Peto et al., 1975; Caulin & Maley, 2011).

[1]Son olarak, çevresel faktörlerin evrimsel zaman ölçeğine kıyasla çok hızlı değişmesi de kanserin günümüzdeki yaygınlığını artırmaktadır. İnsan evrimi boyunca karşılaşılmayan kimyasal maddeler, radyasyon türleri, sigara, işlenmiş gıdalar ve sedanter yaşam tarzı gibi faktörler, modern dünyada kanser riskini ciddi biçimde yükseltmiştir. Evrimsel süreç bu kadar kısa sürede bu yeni çevresel baskılara uyum sağlayamaz. Bu nedenle günümüzde gözlenen yüksek kanser oranları, yalnızca biyolojik evrimle değil, kültürel ve teknolojik değişimlerle de yakından ilişkilidir (Gluckman et al., 2011).

Sonuç olarak kanser, evrimsel süreçte “elenmemiş” bir hata değil, çok hücreli, uzun ömürlü ve yenilenmeye dayalı bir yaşam biçiminin kaçınılmaz bir yan ürünüdür. Doğal seçilim, üreme başarısını öncelediği için geç yaşta ortaya çıkan hastalıkları sınırlı ölçüde hedef alır; ayrıca kanser çoğu zaman kalıtsal değil, birey içi (somatik) bir evrim sürecinin sonucudur. Evrim, kanseri tamamen yok edememiştir; ancak onu geciktiren, sınırlayan ve kontrol altına alan biyolojik mekanizmalar geliştirmiştir. Bu bakış açısı, kanseri yalnızca bir “hastalık” olarak değil, evrimsel biyolojinin anlaşılması gereken temel bir olgusu olarak ele almayı gerektirir.

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tek başına seyahat etmeyi düşünenler için ilham verici filmler: "Wild" (2014), doğayla iç içe bir yolculuğun kişisel keşfe dönüşümünü anlatırken; "Into the Wild" (2007), toplumsal normlara karşı bir başkaldırı hikayesini sunuyor. "Eat Pray Love" (2010) ve "The Secret Life of Walter Mitty" (2013), kendi iç yolculuğuna çıkanların ilham kaynağı oluyor.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Feyza Nur Demirel
Üye 1 gün önce 1 Cevap
Koyu renkler ısıyı çeker, açık renkler ise yansıtır, mantıken bu yüzden beyaz kumaş aynı yerdeki siyah kumaşa göre daha yavaş ısınır.Afrikada gibi sıcak bölgelerde insanların teninin açık olması,soğuk yerlerde köyü olması kumaş örneğine göre daha işe yaramaz mi?Soğuk yerlerde açık tenli,sıcak yerlerde köyü tenli olması nasil bir fayda sağlıyor?
163 görüntülenme
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gizemnur Geyik
Gizemnur Geyik
2,020 UP
Çeviren 2 gün önce 9 dk.

“Kendi kendini iyileştiren biri olmak istedim.” diyor Chloe Angeline, “Kendini İyileştiren Ana" (Ing: "self-healing mama) adıyla bilinen Instagram hesabında. Antidepresanlar ve anksiyete ilaçları ona zombi gibi hissettiriyordu, bu yüzden o da kendini iyileştirmeye karar verdi. Ama tüm hikâye bu kadar değil. “Kendi kendini iyileştirme” ve “vücudun kendini iyileştirmesine yardım etmek” gibi ifadeler genellikle tıp dışında kanıtlanmamış ve çürütülmüş müdahaleler için para ödemek anlamına gelir.

Angeline, “Healy” olarak bilinen bir ürün ailesini satmaya adanmış çok seviyeli pazarlama makinesinin bir parçası. Bu cihazlar, bilezik ya da kulak memesi elektrotları aracılığıyla hafif bir elektrik akımı sağlayan avuç içi büyüklüğünde uzaktan kumandalara benziyorlar ve çok pahalılar. Bazılarının tek seferlik satın alımlar, diğerlerinin ise aylık abonelik gerektiren akıllı telefon uygulamalarıyla birlikte kullanılması gerekiyor. Ayrıca bir saat, kablosuz verici, beslenme uygulaması, dijital bulut servisi ve çeşitli aksesuarlar da var.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 26 Ekim 2014 12 dk.

Türev ve integral, matematiğin en önemli konseptlerinden ikisidir. Günümüzde okullarda (liselerde) bu ikili çok yüzeysel bir şekilde ve çoğunlukla tamamen ezbere dayalı olarak anlatılmaktadır. Özellikle de bu kavramların ne anlama geldiği öğrenciye anlatılmadan, sadece nasıl çözüleceği üzerinden anlatım yapılmaktadır. Örneğin türev için "sayının üssünü katsayı olarak önüne al ve üssü 1 azalt" denmekte, integrali anlatmak içinse "üssü 1 arttırıp, aynı sayıyı payda olarak sayının altına yaz" gibi kalıp halinde ve algılamanın imkansız olduğu bir biçimde anlatılmaktadır.

İyi, bu işlemleri yapalım da... Neden? Ne işe yarıyor? Ya da öğrencilerin daha sık sorduğu şekliyle: Gerçek hayatta ne işimize yarayacak?

410
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
🌐 Yapay zekâ araçları sayesinde sosyal medyada artık “gerçekçi” hayvan fotoğrafları ve videoları görmek mümkün; hatta bu araçlar tamamen yeni, doğada var olmayan canlıları bile yaratabiliyor.
⚠️ Ancak bu görsellerin gerçekliği garanti değil: Sahte yaban hayatı içerikleri, izleyenlerde hayvanların davranışları, ekosistemleri ve popülasyon durumu hakkında yanlış algılar oluşturabilir. Bu da doğaya olan ilgiyi azaltabilir ya da doğaya karşı yanlış beklentiler yaratabilir.
🔎 Ayrıca yapay zekâ ile üretilen görseller ve videolar, gerçek yaban hayatı belgeselleri ve doğa fotoğrafçılığını da gölgede bırakabilir — bu da biyolojik çeşitliliğe dair güvenilir bilginin göz ardı edilmesine yol açabilir.
🧭 Dolayısıyla, sosyal medyada gördüğünüz “vahşi doğa” içeriklerine karşı eleştirel olmak, görsellerin kaynağını araştırmak ve biyoloji / ekoloji ile ilgili bilgileri güvenilir kaynaklardan almak önemli. Yapay zekâ görselleri eğlendirebilir, ama doğa algımızı çarpıtabilir.
Yazar: Katarina Zimmer

Çeviren: Poyraz Savaş

Editör: Damla Şahin Uçar

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Ekim 2022 14 dk.

Akademik temeli ekonomi sahasında olan Meksikalı politikacı Josefina Eugenia Vázquez Mota, istatistiklerle ilgili şöyle söylüyor:

Gerçekten de istatistikler son derece tehlikeli oyuncaklardır. Birçok bilim insanı ve filozof buna dikkat çeken sözler söylemişlerdir. Örneğin Mark Twain, "Gerçekler inatçı olsa da, istatistikler daha fazla eğilip bükülebilir yapıdadır." diyerek tehlikeye işaret etmiştir. Kimi zaman Twain'e, kimi zamansa İngiliz başbakanı Benjamin Disraeli'ye atfedilen bir diğer meşhur söz ise şöyledir:

100
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Mete Han Güçlü
Gözlemi Yapan 2 gün önce Türkiye, Muğla
Muğla Fethiye de ofisimizin bahçesinde erkek ve dişilerin bulunduğu 5 bireylik bir aile olarak gördüm.
2
1 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hakan Orhan
Hakan Orhan
78.7K UP
Çeviren 5 gün önce 3 dk.

Egzersiz sonrası toparlanmayı hızlandırmak için kas esnetmenin değeri ya da değersizliği konusunda ciddi bir kafa karışıklığı var gibi görünüyor. “Esneme laktik asidi temizler!” ve buna benzer pek çok iddia ortalıkta dolaşıyor. Bunların herhangi biri doğru mu? Bir bakıma öyle.

Egzersiz sırasında kaslar çalışmaya zorlanır. Bu çalışma sırasında yakıt tüketilir, atık ürünler oluşur ve kas liflerinin yapısı çok sayıda mikro yırtık nedeniyle bozulur. Kıyaslama yapmak gerekirse bir ziyafet düşünün; yemek yenilir, çöp birikir (peçeteler, tavuk kemikleri vb.) ve masa düzeni bozulur. Bir sonraki ziyafetten önce, yiyeceklerin yeniden stoklanması, çöplerin temizlenmesi ve masaların yeniden kurulması gerekir. Kaslar için bir sonraki etkinliğe hazırlanma sürecine "iyileşme" denir. Bu süreçte kas, ağrı olmadan tam işlevine geri döner.

11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Düşüncenin doğasında iletilmek vardır: yazılmak, konuşulmak, gerçekleştirilmek. Düşünce çimen gibidir. Işığı arar, kalabalıkları sever, melezlenmek için can atar, üzerine basıldıkça daha iyi büyür.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
16
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Rüveyda Ayvaz
Rüveyda Ayvaz
65.3K UP
4 gün önce
Arkadaşlar Evrim Ağacında nasıl içerikler görmek istersiniz?
2
2 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Betül Parlak
Seslendiren 3 gün önce 14:59
Plüton, Güneş Sistemi'nin en dış bölgelerindeki asteroid tabakası olan Kuiper Kuşağı'na oldukça yakın bir noktada, Dünya'dan 7.5 milyar kilometre uzakta...
5
Discord
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bunu sadece Evrim Ağacı'nın eskileri bilir. 2010 yılında kurulan Evrim Ağacı'nın en önemli parçalarından biri, evrim ve ilgili konularda ürettiğimiz devasa Makale Arşivi'mizdi. Bu arşivimiz, her geçen gün daha da büyüyen şekilde yoluna devam ediyor. Nostalji yapmak isteyenlere önerilir!

Söz
Mery West
Mery West
50.9K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 saat önce
To not know mathematics is a severe limitation to understanding the world.

Matematiği bilmemek, dünyayı anlamak için ciddi bir sınırlamadır.
Kaynak: X=PhysInHistory (X)
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close