Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 20 Ekim 2016 5 dk.

Kuantum mekaniği (veya kuantum fiziği), modern bilimin en sıra dışı sahalarından birisidir. Basitçe, atom altı parçacıkların ve onların davranışlarının fiziği olarak da bilinen saha, giderek artan sayıda ticari uygulamaya da ilham kaynağı olmaktadır. Bu durum, halkın kuantum fiziğine olan ilgisini de arttırmaktadır.

Ne yazık ki, saha fazlasıyla teknik bilgi gerektirdiği için, bu merak ile akademik arka plan gereksinimi bir noktada çakışarak, "kuantum şifa" gibi saçmalıktan ibaret olan, tuhaf ve tamamen geçersiz alanların yaratılmasına ve pazarlanmasına neden olmaktadır.

52
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Eser
Ece Müker
Ece Müker
574.0K UP
Eseri Ekleyen 5 gün önce Film
Puan Ver
Orjinal Adı : A Poet, Un poeta
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Oğuzhan Kiper
Oğuzhan Kiper
57.7K UP
Yazar 6 Şubat 2016 12 dk.

Ana görselde gördüğünüz kimyasal elementlerin periyodik tablosu, elementleri simgeleyen harfler ve bir takım fizikokimyasal veya elektrokimyasal özelliklerini gösteren sayıların bulunduğu alışılageldik bir periyodik tablo değil. Bu kez, karelerin içinde elementlerin simgeleri ve altında da bazı harfler gösteriliyor. Bu harfler, elementlerin orijinlerini belirten harfler.

Periyodik tablolara periyodik tablo denmesinin bir nedeni vardır. Kimyasal elementlerin kimi özellikleri birbirlerine benzer, veya daha doğru bir tabirle belli bir trendi takip eder. Örneğin, en bilinen örnekle, atom ağırlığı periyodik tablonun solundan sağına ve yukarında aşağıya doğru artar. Periyodik tabloya bakarak her hangi iki element arasında bir ağırlık karşılaştırması yaptığımızda diğerinin sağında ve/veya altında kalan atom daha ağırdır diyebiliriz. Kimya ile biraz daha ilgiliysek, elementin sadece periyodik tablodaki yerine bakarak, o element çok tutarlı öngörülerde bulunabiliriz. Periyodik tablonun verdiği bu öngörü avantajıyla, normal şartlarda oluşmayacak bileşikleri teorik olarak oluşturabilir, onların tepkimelerini hesaplayabilir; hatta ve hatta Mendeleev’in yaptığı gibi, Germanyum, Skandiyum ve Galyum elementlerini, tüm özellikleriyle birlikte, daha keşfedilmeden öngörebiliriz. Bu bağlamda periyodik tablo, insanlığın icat ettiği ilk bilgisayarlardan biridir.

151
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağıl Benibol
Çağıl Benibol
58.5K UP
Yazar 2 Kasım 2016 16 dk.

Kütleçekim dalgaları, büyük kütlelerin ivmelenmesi sebebiyle uzay-zaman dokusunda meydana gelen bozulmalar ve bükülmelerdir. Kütleçekim dalgaları, tıpkı suya atılan bir taşın yarattığı dalgalar gibi, kaynaktan dışarı doğru dalgalar hâlinde yayılır. Ancak arada belirgin bir fark vardır: Kütleçekim dalgaları ışık hızında hareket eder; su dalgaları ise bunu yapamaz. Kütleçekim dalgaları, kütleçekimsel radyasyon yoluyla enerji taşır. Kütleçekimsel radyasyon, elektromanyetik radyasyon benzeri, kaynaktan dışa doğru yayılan bir radyasyon türüdür.

Einstein fiziği öncesi dönemde, yani ilk olarak Isaac Newton tarafından geliştirilen klasik fizik çerçevesinde, kütleçekim dalgalarının varlığına dair herhangi bir ipucu bulunmamaktaydı; çünkü bu dönemde kütleçekiminin bir noktadan diğerine anlık olarak etki eden bir kuvvet olduğu düşünülmekteydi. Dolayısıyla kütleçekimine yönelik teorilerin tarihi asırlar öncesine gitmesine rağmen, kütleçekim dalgalarının varlığı ilk olarak 1905 yılında Henri Poincaré tarafından ileri sürülmüştür; sonrasındaysa 1916 yılında Albert Einstein'ın geliştirdiği Genel Görelilik Teorisi çerçevesinde öngörülmüştür.

125
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 22 saat önce 16:12
Çift Yarık Deneyi olarak da bilinen Young Deneyi, fotonlar gibi parçacıkların hem dalga, hem parçacık olarak davrandığını ortaya çıkarması bakımından...
1
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
213.3K UP
50 dakika önce
Sabretmemek 'sinirsel (nöronal) saldırı altında' olmanız demek. (Tetikleyip, ateşleyip duran, 'dönüp dönüp tekrar gelen' sinir hücrelerinin saldırısı) 
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 5 Nisan 2015 2 dk.

2013 senesi içerisinde tüm internet "test tübünde üretilen hamburger" haberleriyle çalkalanmıştı. Bu heyecanın nedeni sadece bilim insanlarının laboratuvar ortamında gerçek bir eti büyük oranda sıfırdan üretebilmeleri değildi. Aynı zamanda bu başarının, her geçen gün daha az sürdürülebilir hale gelen hayvancılık sektörüne gerçek ve uygulanabilir bir alternatif sunma potansiyeliydi. Ancak sonra fiyatını duyduk... Tek bir hamburgerin laboratuvarda üretilme fiyatı 325.000 dolar civarıydı! İster misiniz?

Ancak aradan geçen 2 yıllık sürede bilim insanları bu etlerin üretiminde müthiş bir ucuzlama sağlamayı başardıklarını ilan ettiler! Şu anda laboratuvarda üretilecek tek bir hamburgerin maliyeti sadece 11 dolar; bu da laboratuvarda üretilen yapay etin kilosunun 80 dolar civarı olması demek!

37
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Şafak Aki
Şafak Aki
117.1K UP
Alıntıyı Ekleyen 2 gün önce
Hiçbir hanedan mensubunun kanı dökülmez, ancak boğularak öldürülürdü.
Bu neden böyleydi acaba? Kanları başka renkte miydi, yoksa öyle olduğunu sanmamızı mı istiyorlardı? Kanlarının biz âcizler gibi kırmızı olduğunun görülmesinden mi korkuyorlardı?
Kaynak: Engereğin Gözü
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 12 Ocak 2014 24 dk.

Penis, yapı ve görevi itibariyle tüm zamanların en ilgi çeken organları arasında yer almaktadır. Kültürel bir tabu haline getirilmiş olmasından ötürü, dalak ya da pankreas hakkında konuşurken kimsenin yüzü kızarmasa da, penis hakkında konuşurken kıkırdamalar, utanıp bozarmalar ve benzeri duygu ve davranışlar oldukça yaygındır. Halbuki, ortalama bir insan söz konusu olduğunda, vücudumuzun kütlece binde 2'sini, yani %0.2'sini oluşturan, kemiksiz, sıklıkla kanla dolarak şişen, damar ve sinir yığını olan bu organ hakkında bahsederken de, en az saçlarımız ya da parmaklarımız ile ilgili konuşurken olduğu kadar rahat olabilmeliyiz.

Dahası, merak etmiyoruz da değil! Bize en sık gelen sorular, cinsellik ve üreme organlarıyla ilgili sorular oluyor. Bu da çok normal; çünkü var oluşumuzu bu organlara ve sistemlere borçluyuz. Örneğin vajina ile ilgili bilmeniz gereken her şeye buradaki yazımızda yer vermiştik. Bu yazıda da penise bir bakış atalım.

221
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Bilime Dair Her Şey konusunda geliştirebilirsin.

Hazır mısın Bakü? 😍 Bilgi ve biletler için: @sosium.az
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 26 Şubat 2018 11 dk.

Daha önceki bir yazımızda, bilim insanları arasında ateizm, teizm, deizm, agnostisizm gibi inanç veya inançsızlık tiplerinin dağılımına ve bunun halk arasındaki dağılımı ile olan farklarına bakış atmıştık. Bu yazımızda ise, iki önemli noktaya değinmek istiyoruz: 

Ateizm, tarihsel olarak birçok şekilde tanımlanmışsa da, en genel anlamıyla her türlü yaratıcı gücün varlığını reddetmeye verilen isimdir. Ateistler, dinlerin ve tanrıların gerçek olmadığını düşünmekte ve bunların insanın hayal gücü ile kültürel evriminin bir ürünü olduğunu ileri sürmektedirler. Bu, en azından bir adet yaratıcı gücün var olması gerektiğini iddia eden teizm ile zıt olan görüştür. Daha dar anlamıyla teizm, hem en az 1 tanrıya, hem de o tanrının gönderdiği belirli bir dini görüşe iman etme, inanç duyma demektir. Öte yandan deistler, yaratıcı bir gücün varlığını kabul etmelerine rağmen, dinlerin insan ürünü olduğunu ve yaratıcının insanlarla kitaplar veya dinler yoluyla irtibat kurmadığını ileri sürerler. Alternatif olarak, en genel anlamıyla, ateizm veya teizmin doğru olup olmadığını elimizdeki verilerle bilemeyeceğimizi söyleyen agnostisizm ve yaratıcının Evren'den ayrı bir varlık olmadığını, Evren'in ta kendisi olduğunu ileri süren panteizm gibi dini inanç veya inançsızlık pozisyonları da bulunmaktadır. Fakat tarihsel olarak, bilimle en yakından ilişkisi olanlar, ateizm ve agnostisizm gibi inançlardan tamamen veya kısmen uzak olan felsefi düşünüşler olmuştur. Hele ki Orta Çağ'da Hristiyanlık merkezli teizmin, modern çağda ise İslam merkezli teizmin bilim üzerindeki baskısı düşünülecek olursa, bilim ile anti-teizm arasında sıkı sıkıya bir ilişki varmış gibi gözükmektedir. Peki bu, gerçekten organik bir ilişki midir?

240
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Esat Kudret
707.8K UP
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 2 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Ardil Yıldırım tarafından sorulmuştur.

Buhran ve Belirsizlik…

18. yüzyılda sanayi devrimi ve kırdan kente yoğun göçler ile yeniden anlam arayışına giren insan. Emeğin nesneleşmesi ve vesilesi ile burjuvazinin palazlanması. İşçi sınıfının doğuşu ve devamında arayışı kesintiye uğrayan anlamın yerini yabancılaşmaya bırakması.

19. Yüzyılın başlarında takip eden dünya ekonomik bunalımı (1929 buhranı) ve devamı olan 1. Empeyalist paylaşım savaşı. (1 Eylül 1939) …Çıkış yok…

Tüm Reklamları Kapat

Alternatif olarak yükselen ve işçi sınıfını işaret eden Marksizm ve vesilesi ile burjuvazinin korkulu rüyası olan bu sınıfın frenlenmesi kaygısı. Yani anlam arayışının sınıfsal temelde tam da izahının somut veriler ile yapılmaya çalışılması karşısında burjuvazinin, özellikle emek cephesinden kendine müttefik arayışı. Ve işte nihilizm: Evrenin ve insanın yaşamının özünde hiçbir anlam ifade etmeyişinin felsefe adı altında piyasaya sürülmesi. Yani özeti: Her şey (aslında kastedilen sınıf ve emek mücadelesidir) boşuna…

Bunun devamı da var. Modern hiçlik felsefesinin (Huntington, Brezinski ve Fukuyama) öncülüğünde ve tarihin sonu, sınıfların yok oluşu hikayesi üzerinden 21. Yüzyılda bile tekrar hortlatılması durumu.

Ancak bu gibi “felsefi” savrulmaların çıkış ve topluma pompalanış tarihlerine baktığımızda, istisnasız ya kapitalizmin ve vesilesi ile burjuvazinin krizini ya da işçi sınıfının muazzam yükselişini ve ne yazık ki ardın sıra adı emperyalist paylaşım savaşı olan , burjuvazinin iradi bir dünya geneli kan gölünü görürüz.

Bunu, Özgür Üniversite yayınlarından çıkan Fikret Başkaya’nın yazı ve kitaplarına bir göz attığımızda dahi rahatlıkla görebiliriz. Paradigmanın İflası kitabı ile başlayabilirsiniz. Fakat tüm kitaplarını okumanızı isterim. Farkı fark edeceksizniz.Sevgiyle…

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Goblin Ormanı

BURADA HER ŞEY MÜMKÜN HER ŞEYİN BİR BEDELİ VAR.

Hazel yetimhanede büyümüş bir kızdır; hayatı son derece sıradan, sessiz ve yalnız geçmiştir. Ta ki en yakın arkadaşı Pete’le birlikte, yetimhaneden kaçmaya karar verene kadar…

Ama kaçışları, hayal ettiklerinden çok daha gizemli bir kapıyı aralamıştır. Pete esrarengiz yaratıklar tarafından kaçırılmıştır. Hazel, korkularından arkasını bırakıp Goblin Ormanı’na adım attığında, hiç bilmediği bir dünyayla karşılaşır: Gücü tükenen periler, karanlık bir tehdit ve içinde henüz keşfetmediği sıra dışı bir güç…

Hazel, hem arkadaşını kurtarmak hem de kaybolmakta olan sihri yeniden canlandırmak zorundadır. Ama Goblin Ormanı’nda herkesin bir yüzü daha vardır. Kime güveneceğine karar vermek Hazel için, en az karanlıkta savaşmak kadar zor olacaktır. Sihirle, dostlukla ve cesaretle örülmüş unutulmaz bir maceraya hazır olun!

Goblin Ormanı, sizi bekliyor…

Devamını Göster
₺175.00
Goblin Ormanı
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close