Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Hayvanlar, İnsanlardan Diğer Yırtıcılara Göre Daha Çok Korkuyor!

8 dakika
361
Hayvanlar, İnsanlardan Diğer Yırtıcılara Göre Daha Çok Korkuyor! Bu görsel DALL-E 3 tarafından oluşturulmuştur.
Tüm Reklamları Kapat

Modern insanın dünya sahnesine çıkışından bu yana on binlerce yıl geçti. Bir zamanlar vahşi doğada hayatta kalmaya çalışan, yırtıcılardan kaçan ve av olmamak için saklanan bir türdük. Ancak zaman ilerledikçe ateşi kontrol etmeyi öğrendik, aletler geliştirdik ve medeniyetler kurduk. Av olmaktan "süper avcıya" ilerlediğimiz bu serüvenimiz, gezegenin dengelerini kökten değiştirdi.[1] Artık diğer canlılar üzerinde benzeri görülmemiş olumsuz etkiler yaratıyoruz. İlginç olan şu ki, hayvanlar bizlerden, doğal yırtıcılarından bile daha fazla korkuyorlar! Bu yazıda, insanlığın bu dönüşümünün hayvanların davranışlarını nasıl etkilediğini keşfedeceğiz.

İnsanların "Süper Yırtıcı" Rolünün Doğrudan Avlanmanın Ötesindeki Etkileri

İnsanlar, dünya ekosistemlerinde "süper yırtıcı" rolünü üstlenmiş durumda.[2] Doğal yırtıcılara göre hem kara hem de deniz canlılarını çok daha yüksek oranlarda öldürüyorlar.[3] Ancak doğrudan avlanma yoluyla verdiğimiz zararın ötesinde, insan varlığının yarattığı korku ve stres de hayvan davranışlarını, avlanma modellerini ve genel olarak ekosistem dengelerini önemli ölçüde etkiliyor. Bu insan etkisinin yalnızca fiziksel düzeyde değil, aynı zamanda psikolojik ve davranışsal (etolojik) düzeyde de hayvanlar üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu gösteriyor.

İnsanlar gerek doğrudan gerek dolaylı etkileri ile birçok canlının soyunu tehdit etmektedir.
İnsanlar gerek doğrudan gerek dolaylı etkileri ile birçok canlının soyunu tehdit etmektedir.
The New York Times

Doğal yırtıcılar, avları üzerinde fiziksel bir tehdit oluşturmanın yanı sıra, onların davranışlarını da şekillendirirler. Bir yırtıcıdan kaçmak, saklanmak ya da onun varlığından haberdar olmak, hayvanların enerji harcamalarını, üreme oranlarını ve yaşam sürelerini, kısacası seçilim baskılarını etkileyen önemli faktörlerdir.

Tüm Reklamları Kapat

Benzer şekilde insanlar da hayvanlar için bir tehdit kaynağı olarak algılanmakta ve bu durum onların günlük yaşamlarını ve beslenme davranışlarını derinden etkileyebilmektedir. Pumalar gibi yırtıcıların üzerinde yapılan araştırmalarda olduğu gibi, bir insanın sesi bile bu hayvanların kaçmasına, bir tehdidi algıladıktan sonra daha önce bulunduğu yere geri dönme konusunda kararsızlık yaşamasına ve beslenme sürelerini ciddi oranda kısaltmalarına neden olabiliyor.[2]

Yırtıcı korkusunun doğrudan bir ölüm tehdidi olmasa bile besin zincirlerinde zincirleme değişikliklere yol açabileceği artık bilim dünyasında giderek daha fazla kabul görmektedir.[4] İnsanlardan kaynaklanan korkunun da benzeri etkiler yaratabileceği düşünülmektedir. Çünkü büyük yırtıcıların avları ve rakipleri üzerindeki etkileri çok iyi belgelenmiştir. Yani bu yırtıcıların avlarını nasıl kontrol ettikleri ve diğer türlerle nasıl rekabet ettikleri bilimsel araştırmalarla detaylı bir şekilde incelenmiş ve kanıtlanmıştır. Ancak bu korkunun av popülasyonlarına etkisi, yırtıcıların nasıl tepki verdiğine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.[5]

Örneğin büyük yırtıcılar insanlardan korkup, insanların yoğun olduğu alanlardan uzaklaştığında bu bölgelerdeki avlar üzerindeki baskı azalır. Ancak tam tersine bazı yırtıcılar bu bölgelerde kalmayı tercih eder ve sadece insanlardan kaçınmak için avlanma saatlerini değiştirirler. Bu durumda yırtıcıların beslenme süresi kısalır ve enerji ihtiyaçlarını karşılayabilmek için daha fazla av öldürmek zorunda kalabilirler.

Pumalar (Puma concolor) üzerindeki çalışmalarda, California'daki Santa Cruz Dağları'nda yaşayan pumaların, yerleşim bölgelerine yakın alanlarda avlarını öldürdükten sonra bu avların başında daha az zaman geçirdikleri ve buna bağlı olarak avlanma oranlarının arttığı tespit edilmiştir.[6] Bu artışın sebebi, av popülasyonlarındaki değişiklikler olabilir. Ancak araştırmacılar insanlardan kaynaklanan korkunun da önemli bir rol oynadığını öne sürmektedir. Pumaların insanlara korku tepkisi gösterip göstermediğini ve bu korkunun beslenme davranışlarını nasıl etkilediğini anlamak için yapılan araştırmalarda, büyük yırtıcıların insan varlığına nasıl tepki verdiğini ve bunun ekolojik sonuçlarını anlamak amaçlanmıştır.

Tüm Reklamları Kapat

Bahsi geçen araştırmalarda, pumaların insan korkusuna verdiği tepkiyi ölçmek amacıyla ses deneyleri gerçekleştirilmiştir. Bu tür deneyler, av-yırtıcı ilişkilerini daha iyi anlamamıza yardımcı olurken insan seslerinin vahşi yaşamda güçlü korku tepkileri yarattığını da göstermektedir.

Deneyde pumalar doğal avlanma alanlarında gözlemlenmiş ve onlara insan sesi ile tehdit oluşturmayan hayvan sesleri (örneğin kurbağa sesi) dinletilmiştir. Sonuçlar ise oldukça dikkat çekicidir: Pumalar insan sesi duyduklarında çok daha sık kaçmış ve beslenme süreleri önemli ölçüde azalmıştır. Bu da insan varlığının pumaların avlanma davranışını doğrudan etkilediğini ve enerji ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla avlanmak zorunda kaldıklarını göstermektedir.

Bu çalışma insanların yalnızca fiziksel varlıklarıyla değil, herhangi bir sebepten (örneğin ses veya inşa edilen bir bina) yarattıkları korku ve stresle de ekosistemlerde zincirleme etkiler yaratabileceğini göstermektedir. İnsan kaynaklı korku, büyük yırtıcıların doğal davranışlarını değiştirerek av popülasyonlarını ve dolaylı olarak diğer türleri etkilemektedir.

Genç bir puma armadillo yemeye çalışıyor
Genç bir puma armadillo yemeye çalışıyor
Smithsonian Magazine

Öte yandan bu tip çalışmalar yalnızca puma gibi yırtıcı hayvanlar özelinde yapılmamıştır. Yapılan deneyler, Afrika, Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'daki etçil ve otçul canlıların insanlardan, diğer yırtıcılarda nazaran daha fazla korktuğunu ortaya koymuştur. Örneğin, Afrika'da yapılan bir çalışmada test edilen etçil ve otçul türlerin %95'inin, aslan sesine kıyasla insan sesi duyduklarında iki kat daha fazla ve daha hızlı kaçtıkları gözlemlenmiştir.[7] Benzer sonuçlar Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'da yapılan deneylerde de elde edilmiştir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Avustralya'da gerçekleştirilen benzer araştırmalar, bu bölgedeki memelilerin yırtıcılara karşı verdikleri tepkilerin farklı olabileceği düşüncesiyle, bu hayvanları yırtıcı-naifliği (yırtıcılara karşı bilinçsizlik) araştırmalarının odak noktası haline getirmiştir. Bu görüşe göre, Avustralya'daki keseli memeliler, "gevşek yırtıcı baskısı" altında olduklarından yani son 40.000–50.000 yıl içinde büyük memeli yırtıcıların olmaması nedeniyle, yırtıcılara karşı farkındalıklarının azaldığı ve dolayısıyla yırtıcılara karşı daha naif hale geldikleri öne sürülmüştür. Fakat bu iddia insanların da etkisiyle gittikçe zayıf düşmektedir.

Avustralya'nın kara memeli faunası, keseli hayvanlar, tek delikliler ve yüksek oranda endemik türleri içermesiyle dünyanın en farklı faunalarından biri olarak kabul edilmektedir. Avustralya'daki keseli memelilerin insanlar tarafından avlanması, yaklaşık 50.000 yıl önce Aborjin halklarının bölgeye gelişiyle başlamış, Avrupa kolonizasyonu ile birlikte bu avlanma daha da artmıştır. Günümüzde de kanguru ve valabilerin yıllık avlanma oranları, dünya genelindeki memelilere benzer seviyelerdedir. Bununla birlikte, Avustralya'ya sonradan getirilmiş altı geyik türü gibi pek çok tür, eğlence amaçlı avcılık için getirilmiştir. Hem yerli keseli memeliler hem de sonradan getirilen bu geyikler, diğer kıtalardaki memeliler gibi insan "süper yırtıcısından" en çok korkan türler arasında olabilir.

Ancak, Avustralya'nın faunasının benzersizliği, adanın izole yapısından kaynaklanmaktadır ve adalardaki memeliler, yırtıcılara karşı geliştirdikleri alışılmadık tepkilerle tanınmaktadır. Bu bağlamda, Avustralya memelilerinin bazı yırtıcılara karşı daha az farkındalık göstermesi ya da daha zayıf tepkiler vermesi mümkündür. Önemli olan bu memelilerin insan korkusuna nasıl tepki verdiklerinin deneysel olarak incelenmemiş olmasıdır.

Özellikle Avustralya'daki memelilerin insanlardan ne ölçüde korktuklarını anlamak amacıyla yapılan deneylerde, dört yerli keseli memeli türü (Doğu boz kangurusu, Bennett valabisi, Tazmanya pademelonu ve Tilki Kuskusu) ile Avustralya yerlisi olmayan ve kıtaya sonradan getirilmiş olan alageyik incelenmiştir. Bu hayvanlara puma deneyinde olduğu gibi, yırtıcı (insan, köpek, Tazmanya canavarı, kurt) ve tehdit oluşturmayan hayvanların (koyun) ses kayıtları dinletilmiş ve verdikleri tepkiler ölçülmüştür.

Bataklık valabisi.
Bataklık valabisi.
Wildlife Wonders

Araştırma sonuçları, yerli keseli memelilerin en çok insanlardan korktuklarını göstermektedir.[8] Bu canlıların insanlardan sonraki en korktukları yırtıcı olan köpeklere kıyasla, insanlardan 2.4 kat daha fazla kaçtıkları ve insan sesine karşı çok daha dikkatli oldukları kaydedilmiştir. Bu bulgular Avustralya'daki yerli memelilerin insanın oluşturduğu tehlikeye karşı naif olmadığını ortaya koymakla kalmayıp, vahşi yaşamın genel olarak insanları gezegenin en korkutucu yırtıcısı olarak gördüğünü kanıtlayan deneysel bulguların taksonomik ve coğrafi kapsamını genişletmektedir.

Öte yandan sonradan Avustralya'ya getirilen alageyikler, insanlardan kaçmalarına rağmen diğer yırtıcılara kıyasla daha güçlü bir tepki vermemiştir. Bu farklılık, büyük olasılıkla alageyiklerin bu ekosistemin doğal bir parçası olmamalarından, yani sonradan getirilmiş olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Yani alageyikler, Avustralya'nın yerli yırtıcılarına ve tehlikelerine uzun bir evrimsel süreç boyunca maruz kalmadıkları için insan gibi yeni tehditlere karşı yerli türler kadar güçlü bir korku tepkisi geliştirmemiş olabilirler.

Tüm Reklamları Kapat

Sonuç

İnsanların doğaya verdikleri zararlar açıktır. Sadece avlanma yoluyla değil, varlıklarıyla da hayvanlar üzerinde derin bir korku etkisi yaratmaktadırlar. İnsan korkusu, hayvanların davranışlarını değiştirmekte, bu da ekosistemlerde zincirleme etkiler yaratmaktadır. Özellikle büyük yırtıcılar ve otçullar, insanları diğer doğal yırtıcılardan çok daha büyük bir tehdit olarak algılamakta; bu da onların beslenme, üreme ve hareket modellerini doğrudan etkilemektedir. İnsanlar çoğu canlının neslini tüketmekle kalmamakta, aynı zamanda ekosistemlerin dengesini bozarak çok daha büyük etkiler yaratmaktadır. Habitatların tahrip edilmesi, iklim değişikliği ve çevre kirliliği gibi faktörler, biyolojik çeşitliliğin hızla azalmasına neden olmaktadır.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
21
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Üzücü! 6
  • Grrr... *@$# 3
  • Tebrikler! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • İnanılmaz 1
  • İğrenç! 1
  • Korkutucu! 1
  • Muhteşem! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Güldürdü 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/09/2024 01:05:20 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18594

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Kadın Doğum
Genetik Değişim
Bitki
Higgs Bozonu (Parçacığı)
Koruma
Psikanaliz
Tümör
Sürüngen
Dil
Balıkçılık
Ses Kaydı
Fizyoloji
Işık Hızı
Hastalık Kontrolü
Beslenme Bilimi
Sinirbilim
Hidrojen
Küresel İklim Değişimi
Biyocoğrafya
Tohum
Ateş
Küresel
Temel
Carl Sagan
Psikoloji
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
A. K. Selçukoğlu, et al. Hayvanlar, İnsanlardan Diğer Yırtıcılara Göre Daha Çok Korkuyor!. (23 Eylül 2024). Alındığı Tarih: 27 Eylül 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/18594
Selçukoğlu, A. K., Alparslan, E. (2024, September 23). Hayvanlar, İnsanlardan Diğer Yırtıcılara Göre Daha Çok Korkuyor!. Evrim Ağacı. Retrieved September 27, 2024. from https://evrimagaci.org/s/18594
A. K. Selçukoğlu, et al. “Hayvanlar, İnsanlardan Diğer Yırtıcılara Göre Daha Çok Korkuyor!.” Edited by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, 23 Sep. 2024, https://evrimagaci.org/s/18594.
Selçukoğlu, Alper Kaan. Alparslan, Eda. “Hayvanlar, İnsanlardan Diğer Yırtıcılara Göre Daha Çok Korkuyor!.” Edited by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, September 23, 2024. https://evrimagaci.org/s/18594.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close