Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Dilin Evrimi Laboratuvarda İncelenebilir mi?

Dilin Evrimi Laboratuvarda İncelenebilir mi? Wikimedia Commons
"Genç Orangutanlar" - R. L. Garner'in "Apes and Monkeys: Their Life and Language" adlı kitabından (1900) bir ilüstrasyon.
7 dakika
302
Tüm Reklamları Kapat

Psikodilbilim, geçtiğimiz yirmi yıl içinde dilin evriminin ve bilişsel süreçlerinin araştırmaları arasında bir köprü görevi görmeye başladı. Bu yönde çarpıcı birtakım bulgular, sessiz jest paradigması (İng: "silent-gesture paradigm") olarak adlandırılan bir deneysel prosedürle tespit edildi.[1]

Deneklere basit olayların şematizasyonları gösterilip olayları konuşmaksızın, yalnızca el ve kol hareketleri yoluyla tarif etmeleri istendi. Denekler anadillerinin cümle içi öge sırasından (İng: "constituent order") bağımsız olarak özne ve nesnenin yer değiştiremeyeceği olayları (İng. "irreversible events") özne-nesne-yüklem sırasında gösterdiler. Buna karşın, özne ve nesnenin yer değiştirebildiği, yani özne ve nesne arasında anlam bulanıklığı olan olaylar için (İng. "reversible events") özne-yüklem-nesne sırasını kullandılar.[2], [3]

Deneklerin üretimlerinin öge sırası dağılımının, dünyanın dillerinin öge sırası dağılımına paralellik gösterdiği tespit edildi.[1], [4] Örneğin, deneklerin en çok özne-nesne-yüklem sırasını üretmiş olmaları ve diller arasındaki en yaygın sıranın özne-nesne-yüklem olması, tesadüf olmayabilirdi.

Tüm Reklamları Kapat

Özne, nesne ve yüklem sıralamalarının dünya dillerindeki dağılımı. Aslı için bkz. "WALS Online"
Özne, nesne ve yüklem sıralamalarının dünya dillerindeki dağılımı. Aslı için bkz. "WALS Online"
The World Atlas of Language Structures Online

Bu bulgulara istinaden, insan zihninin özne-nesne-yüklem sırasına bilişsel bir eğilimi olduğu ancak iletişimde bulanıklık olması halinde bu eğilimin ihlal edilerek özne-yüklem-nesne gibi başka sıraların tercih edilebildiği öne sürüldü. Bu bilişsel eğilim ve tercihler dillerin anlam bulanıklıklarını giderecek şekilde farklı öge sıralarına başkalaşmış olabileceği şeklinde evrimsel bakımından yorumlandı.[1], [2], [3] Uğultulu kanal hipotezi (İng. "noisy-channel hypothesis") olarak bilinen bu öneri, günümüzde yaşayan dillerin son ortak atasının bir özne-nesne-yüklem dili oluğuna işaret eden filogenetik analizlerle de örtüşüyordu.[5]

Ne var ki, böyle bir evrimsel sürecin gerçekten vuku bulup bulmadığını ve tam olarak nasıl bir yol izlemiş olabileceğini en iyi laboratuvar simülasyonları gösterebilirdi. Ne de olsa sessiz jest paradigması gibi deneysel prosedürler, dilin evrimiyle alakalı ancak dolaylı işaretler sunabildi.

Geçtiğimiz yıllarda birtakım umut vadedici çalışmalara imza atıldı. Bu çalışmalar arasından en temel sayılabilecek bir tanesi, iletişim oyunu (İng: "communication game") ve yapay dil öğrenimi (İng: "artificial language learning") paradigmalarının bir sentezi sayılabilecek yinelemeli öğrenim paradigması (İng. "iterative learning paradigm") oldu.[6], [7], [8] Bu tür yeni paradigmalar sayesinde, dilin sadece mevcut hali değil, geçmiş merhaleleriyle de ilgili gözleme dayalı tahminler yürütebilmeye başladık.

İletişim Oyunu Paradigması

Bu deneysel prosedürde deneklerden birtakım enteraktif iletişim görevlerini dil kullanmadan yerine getirmeleri istenir. Tipik olarak anlatıcı bir denek bir kavramı yorumlayıcı bir deneğe aktarmaya çalışır. Anlatıcı ve yorumlayıcı, görevlerini değiş tokuş edebilir veya bu roller bir grup denek arasında dönüşümlü olarak verilebilir.[8] Prosedür ilerledikçe denek gruplarına özgü üslup, unsur ve bunlara bağlı semiyotik değişimlerin belirdiği gözlemlenir.[9]

Tüm Reklamları Kapat

Bu deneyde önemli bir bulgu, iletişim oyunundaki denek sayısı arttıkça kullanılan çizili işaretlerin ikonikliklerini daha çok korumaları olmuştur. Bunun sebebi ikonların temsil ettikleri imgeye benzerliklerinden dolayı sembollere kıyasla daha kolay aktarılmalarıdır. Böylelikle, kalıntısal ikoniklik (İng: "residual iconicity") olarak bilinen bu olgu dilin evriminin seçilimsel baskılara tabi olduğunu düşündürür.[10] Dahası, bu tip bulgular dilin evrimsel temalarının biyolojik oldukları kadar kültürel de olduklarına işaret eder.[8]

1940'lar stili çizgi roman ses efekti.
1940'lar stili çizgi roman ses efekti.
Wikimedia Commons

Parantez açmak gerekirse, ikonlar temsil ettikleri imgeye benzeyen simgelerdir. Tabelalardaki çıkışa işaret eden kapı illüstrasyonları bir görsel ikon örneğidir. Semboller ve temsilleri arasındaysa rastlantısal bir ilişki vardır; dil ağırlıklı olarak sembollerden yararlanır. Örneğin, "ev" imgesi için herhangi bir yönden bir eve benzemeyen /e/ ve /v/ sesleri kullanılır. Bunun bir istisnası simgeledikleri doğal seslere benzerlik gösteren "bam," "pat," "hışır hışır" gibi yansıma sözcüklerdir. Yansıma sözcükler işitsel ikonlar olarak düşünülebilirler.

Yapay Dil Öğrenimi Paradigması

Yapay diller deney tasarımlarındaki bağımlı, bağımsız ve sabit değişkenlerin zahmetsiz ve net bir şekilde tayin edilip istenmeyen etkilerin önüne geçilmesine doğal dillere nazaran daha müsaittirler. Bu yüzden bu paradigmada deneklere yapay diller öğretilir ve deneklerin bu yapay dillerdeki üretimleri incelenir. Örneğin, dil geçmişlerinden ötürü bazı denekler belli bir doğal dili öğrenmeye diğer deneklere göre daha yatkın olup bulguları tahrifata uğratabilir. Buna karşın, yapay diller tüm denekler için yeni olup deneklerin anadillerine herhangi bir majör benzerlik göstermez.[11]

Burada önemli bir bulgu, hal gösterimi (İng: "case-marking") ve öge sırası esnekliği (İng: "constituent order flexibility") arasındaki ilişkiyle ilgiliydi. Deneklere öge sırası bakımından biri esnek ve biri sabit olmak üzere iki opsiyonel hal gösterimi içeren yapay dil öğretildi. Hal gösterimi esnek sıralı dilde korunurken sabit sıralı dilde terk edildi. Bu bulgu esnek sıralı doğal dillerde hal gösteriminin bulunup sabit sıralılarda bulunmaması şeklindeki tipolojik yatkınlıkla da paralellik gösteriyordu.[12] Hal gösterimi bulunan bir dilde hal gösteriminin özne ve nesne ayrımını netleştireceği göze alındığında, bu bulgu uğultulu kanal hipoteziyle de örtüşüyordu.[12] Önemli olarak, yapay diller kullanılmadan çekimsel morfoloji ve sentaktik yapı arasındaki bu bağ deneysel yolla gösterilemeyebilirdi.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Hal gösterimi sayılarının dünya dillerindeki dağılımı. Aslı için bkz. "WALS Online"
Hal gösterimi sayılarının dünya dillerindeki dağılımı. Aslı için bkz. "WALS Online"
The World Atlas of Language Structures Online

Tekrar parantez açacak olursak hal gösterimi, bazı dillerde ögelerin cümledeki görevlerini belirten yapılardır. Türkçe'de soneklerle gösterilen birçok hal mevcuttur. Örneğin, karga martıyı gagaladı cümlesinde martının nesne olduğu hal ekinden bellidir. "Karga martıyı çatıda gagaladı" ve "Martıyı çatıda karga gagaladı" cümleleri sıraca farklı olsa da anlamca eştir.

İngilizce'deyse (zamirler istisna olmak üzere) hal gösterimi mevcut değildir. Örneğin, "The dog bit the cat" cümlesinde kedinin nesne olduğu öge sırasınca bellidir. Bu yüzden "The dog bit the cat" ve "The cat bit the dog" anlamca farklıdırlar. Görüldüğü üzere cümle yapısı bakımından anlam netliği Türkçe'de hal eklerince ve İngilizce'de öge sırasınca sağlanır. Böylelikle her iki dil de hal gösterimi ve öge sırası esnekliği arasındaki ilişkiyi sergiler niteliktedir.

Yinelemeli Öğrenim Paradigması

Dilin evrimi üzerine dolaysız sayılabilecek ilk bulgular belki de Kirby ve meslektaşları tarafından elde edildi. Kirby ve meslektaşları, dilin kökenlerini aydınlatmak amacıyla iletişim oyunu ve yapay dil öğrenimi paradigmalarının sentezi sayılabilecek bir evrimsel simülasyon deneyi yaptılar. Basitçe ifade edecek olursak, denekler yapay dili birbirlerine çizgisel bir sırayı takip ederek, peyderpey aktardılar. Yani bir denek yapay dili kullanarak üretimlerde bulunurken, bir sonraki denek bu üretimleri gözlemleyerek yapay dili öğrendi. Her bir denek, bir jenerasyonu temsilen dilde birtakım küçük değişikliklere yol açtı.[7] Prosedürün sonundaysa, dil apaçık bir şekilde evrim geçirmişti!

Önemli olarak, ortaya çıkan değişiklikler dilin kültür yoluyla aktarılabilirliğini (İng: "transmissibility") maksimize eder nitelikteydi. Bir başka deyişle, yapay diller zaman geçtikçe daha muntazam (İng: "regularization") ve daha öğrenilebilir (İng: "learnability") bir hal almışlardı. Başlangıçta nispeten basit ve dağınık olan yapay diller prosedürün sonuna doğru yapı ve edinim bakımından doğal dillere benzemeye başlamışlardı.[7]

Bu süreç türlerin evriminde olduğu gibi, herhangi bir tasarımcı bulunmaksızın birtakım tasarımların oluşması suretiyle gerçekleşmişti. Dahası, yapay dillerin aktarımı kolaylaştıran öge ve özelliklerinin birikip zorlaştıranlarının eksilmesi, mutasyon ve doğal seçilim olgularını andırıyordu.

Charles Haigh-Wood'un Dedikodu (İng. "Gossip") adlı tablosu.
Charles Haigh-Wood'un Dedikodu (İng. "Gossip") adlı tablosu.
Wikimedia Commons

Yinelemeli öğrenmeye iyi bir metafor, dedikodu olabilir. Ne de olsa dedikodu bir bilgi aktarım zinciri olarak düşünülebilir. Elbette ki bu bilgi sıklıkla önem ve güvenilirlik bakımından yüksek değerde olmaz. Çünkü kişiler zinciri, bilgiyi aktardıkça onu tahrifata uğratarak ortaya daha uzun ve daha ilgi çekici hikayeler ortaya çıkarır. Burada temel fark, yinelemeli öğrenmede aktarılan şeyin olay ya da kişileri ilgilendiren malumatlardansa bir dilin kendi olmasıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Sonuç

Yinelemeli öğrenim günümüzde dilin evrimini dolaysız incelemenin sadece bir yolu olduğu gibi Kirby ve meslektaşlarının çizgisel aktarıma (İng: "linear transmission") dayanan yinelemeli öğrenim deneyi de yinelemeli öğrenimin yalnızca bir çeşidine örnektir.[13], [14] Önemli olan, bu tür laboratuvar prosedürlerinin hayret uyandırıcı raddede karmaşık bir sistem olan dilin çok daha basit sistemlerden nasıl evrimleşmiş olabileceğini anlamamıza yardım etmesidir. Bu basit başlangıç sistemleriyle insan harici türlerin iletişimsel davranışlarının dinamik özellikleri karşılaştırılarak dilin kökenleri, değişimi ve çeşitliliğine ışık tutulabilir.[8], [15] Elbette ki en güçlü sonuçları laboratuvar ve saha çalışmalarının iş birliği içinde, disiplinler arası bir şekilde tatbik edilmesi verecektir. Bu noktada bilişsel bilimciler ve evrimsel biyologlara büyük bir iş düşmektedir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
9
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 1
  • Muhteşem! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 26/06/2024 22:51:29 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17801

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Wuhan Koronavirüsü
Mutasyon
Toprak
Albert Einstein
Diş Hekimi
Adaptasyon
Büyük
Evrim Kuramı
Aşılar
Okyanus
Semptom
Test
Tutarlılık
Genler
Retrovirüs
Mühendislik
Yaşamın Başlangıcı
Doğal Seçilim
Buzul
Uzun
Hekim
Astrofotoğrafçılık
Yılan
Kültür
Kuşlar
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Y. T. Kurşunlu, et al. Dilin Evrimi Laboratuvarda İncelenebilir mi?. (18 Haziran 2024). Alındığı Tarih: 26 Haziran 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/17801
Kurşunlu, Y. T., Alparslan, E. (2024, June 18). Dilin Evrimi Laboratuvarda İncelenebilir mi?. Evrim Ağacı. Retrieved June 26, 2024. from https://evrimagaci.org/s/17801
Y. T. Kurşunlu, et al. “Dilin Evrimi Laboratuvarda İncelenebilir mi?.” Edited by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, 18 Jun. 2024, https://evrimagaci.org/s/17801.
Kurşunlu, Yasin Tuna. Alparslan, Eda. “Dilin Evrimi Laboratuvarda İncelenebilir mi?.” Edited by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, June 18, 2024. https://evrimagaci.org/s/17801.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close