Y Kromozomu, Sadece Cinsiyet ile İlgili Değil!
Göze küçük gelebilir ama Y kromozomunun insana sağladığı çok fazla şey var ve merak etmeyin, muhtemelen bizimle kalacak. Bu ufak görünümlü kromozomun cinsiyet belirleme haricinde sadece birkaç ek özelliğe katkı sağladığı düşünülüyordu. Ancak Nisan 2014'te Nature dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre bu kromozomu boyutuna göre yargılamamamız gerektiği, sahip olduğu az sayıda genin erkeklerin hayatta kalabilmesi konusunda kilit rol oynadığını ortaya koydu. Bir diğer deyişle, boyu değil işlevi önemli diyebiliriz.
Memeli hayvanlarda 2 adet cinsiyet kromozomu bulunur: X ve Y. Cinsiyet açısından bakıldığında, dişilerde iki adet X kromozomu, erkeklerde ise bir adet X, bir adet Y kromozomu bulunur. Bu kromozomlar, "otozom" adı verilen, cinsiyetlere ait olmayan kromozomlardan evrimleşmişlerdir. Bu evrim, yaklaşık 300 milyon yıl önce gerçekleşmiştir. Bu süreçte Y kromozomu şaşırtıcı bir şekilde özelliklerini kaybederek nihayetinde üzerindeki tüm genlerin %97'sini yitirmiş, geriye sadece 100 genden biraz az sayıda gen kalmıştır.
X kromozomu ise bu süreçte atasal genlerinin sadece %2'sini kaybetmiştir ve günümüzde cinsiyet kromozomlarının atasından kalan genlerin %98'ini korumaktadır. Şu anda X kromozomu üzerinde 2000 civarında gen vardır. Ancak geride bıraktığımız 25 milyon yılda, Y kromozomunun küçülmesi kelimenin tam anlamıyla "durmuştur". Acaba bu geriye kalan genler sadece şans nedeniyle mi yok oluştan kurtulmuştur, yoksa bunların varlıklarını korumasının bir nedeni var mı?
Bazı cevaplar alabilmemiz için, araştırmacılar Y kromozomu üzerindeki genleri birçok farklı memeli türünde kıyaslamıştır ve kalan genler arasında bir benzerlik olup olmadığını incelemişlerdir. Zaten insanların, şempanzelerin ve makakların Y kromozomu üzerinde birebir aynı genleri taşıdığını bildikleri için, araştırmacılar kıyas yapabilmek için başka 5 tür daha kullanmışlardır. Bu 5 canlı fare, marmoset, boğa, opossum ve sıçandır.
Araştırmacılar hayatta kalan genlerin rastgele olmadığını ortaya koydular. Geriye kalan Y kromozomu genlerinin 18 tanesi, çok çeşitli özellikleri etkiliyor ve 8 türde de birebir aynı şekilde korunuyor. Bu kadar çok sayıda genin tamamen şans eseri birebir aynı olması tesadüf olamaz. Dahası, bu genlerin birçoğunun çalışabilmek için ikinci bir kopyaya ihtiyacı var; bir diğer deyişle bu genler belli dozlara bağlı olarak işlev görebiliyorlar. Bu durum, bildiğimiz diğer birçok cinsiyet kromozomu genlerinden farklılık gösteriyor. Normalde Y kromozomu üzerindeki bu genlerin çoğu tek başlarına işlev görebiliyorlar. Hatta Y kromozomundaki bu genlerin X kromozomu üzerindeki diğer eşleri genellikle işlevsiz oluyor.
Y kromozomu üzerinde geriye kalan büyük çoğunluktaki genlerse aslında cinsiyet belirlemede herhangi bir role sahip değil. Buna rağmen vücudun her yerindeki hücrelerde bu genlerin aktif halde olması, Y kromozomunun eskiden sanılana göre çok daha büyük roller üstlendiğini gösteriyor. Araştırmanın baş yazarı Winston Bellott şöyle söylüyor:
Evrim bize bu genlerin hayatta kalmak için gerçekten çok önemli olduğunu söylüyor. Zaman içerisinde bu genler seçilmişler ve saflaştırılmışlar.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 23
- 13
- 11
- 8
- 7
- 2
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- Çeviri Kaynağı: IFLS | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 18:53:35 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2306
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in IFLS. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.