Uzun bir süredir böyle bir yazı yazmadığımı biliyorum ve bu yazı bir filmin ilhamı ile yazılmaya başladı çünkü o filmi az ya da çok hatırlasam da "Cennetin Krallığı"ndaki ihtişam dolu bir gerçeğin sinemaya bu denli profesyonelce taşınması beni gerçekten her ona ait sahneyi izlediğimde heyecanlandırıyor. Kim bilir belki bir ara yine izler ve yine farklı şeyler görürüm ancak bir güç hakkında bahsetmek gerekirse herkese bu filmi izlemesini öneririm. Selahaddin ve Baldwin iki güçlü orduyla karşı karşıya kaldığı sahnenin genel izlenimi "saygınlık"tan öte "iki büyük liderin" kendine olan inancı ve karşısındakinin savaşını görmezden gelmemesi olabilir? Film boyunca sözde sanat filmlerinde bahsi geçen çekişmeden çok asıl liderliğin, gücün simgesi olan ehlileştirilmiş bir arzuyu izliyoruz. Başarılar, hastalıklar ve hayata dair yenemediğimiz tek gerçek olan "ölüm" ile yüzleşmeler ve seferlerin arasında sağ çıkmaya çalışan ordular... Her karakterin bir sembolü temsil etmesi, sinemada dinleri birbirine kışkırtmadan iki yönlü bakabilecek güzel bir eser yaratılması ve en önemlisi bir lider vasfı nedir, sunması bana oldukça ilham veriyor.
Baldwin'in en meşhur sahnesi ilk kazanışıyla kendisini sonsuza kadar yaşayacağını hissedip genç yaşta onu öldürecek hastalığa yakalandığını dile getirdiği sahnede "sonu ölüm olan bir savaşın" içinde olan Kral Baldwin hakkında şunu sorduruyor "Neden devam etmek istiyor?" ve bu devamlılıkta düşmanlıktan çok liderlik vasfını öne çıkarıyor?
Köy Enstitüleri, 1940-1954 yılları arasında Türkiye'de faaliyette bulunan, özellikle kırsal kesimin eğitim sorunlarını çözmek amacıyla kurulan özgün bir eğitim projesidir. Amacı, köylerden zeki ve yetenekli çocukları alarak onları öğretmen olarak yetiştirmek ve sonra tekrar kendi köylerine göndererek hem okuma yazma öğretmelerini hem de modern tarım teknikleri gibi uygulamalı bilgilerle köylerin gelişimine katkı sağlamalarını sağlamaktı.
Bu enstitülerde öğrencilere sadece teorik dersler verilmezdi. Aynı zamanda, tarım, hayvancılık, marangozluk, demircilik gibi mesleki beceriler de uygulamalı olarak öğretilirdi. Öğrenciler, kendi okullarını kendileri inşa eder, tarlalarını kendileri eker ve hayvanlarına kendileri bakarlardı. Bu sayede, hem pratik beceriler kazanır hem de üretime katkıda bulunurlardı. Köy Enstitüleri, çağdaş, aydın ve üretken bir nesil yetiştirmeyi hedefleyen, adeta bir "toplum kalkınma projesi" niteliğindeydi.
Aslında nobel matematik ödülünün verilmemesini birçok sebebi var ancak en bilinen sebebi nobel ödülün yaratıcısı Alfred nobelin teorik dallara ilgi çekmediği yüzünden matematik bu dalının ödülünü yaratmamış
Öncelikle dünyadan başlıyoruz sonra daha büyük bir alana metoorit kuşağının sınırlarına ve sonunda güneş sistemine giriyoruz güneş sistemi yıldızlar kümesinin içinde ve yıldızlar kümesi gök adamız yani Samanyolu içinde Samanyolu uzay içinde ve Uzay evrenin içinde evren seleniyum kümesi içinde bulunuyor
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.