"Her şey titreşir; taş, yıldız, kalp. Biz sadece bu titreşimlerin bazılarını müzik sanırız."
Varoluşun en derin ve temel gerçeklerinden biri, evrenin neredeyse her ölçekte titreşim ve salınım ile tanımlanmasıdır. Bu titreşimsel doğa, yalnızca kulaklarımızla algıladığımız ses dalgalarından ibaret değildir. Elektromanyetik spektrumun tamamı titreşen elektrik ve manyetik alanlardan oluşur. Atomik düzeyde, atomların kendi içindeki elektronlar belirli enerji seviyeleri arasında salınır, atomlar birbirine bağlı moleküllerde ise bağlar sürekli titreşim halindedir. Hatta devasa ölçeklerde, yıldızların içindeki plazma ve galaksi kümelerindeki madde bile karmaşık titreşim modları sergiler. Fizikçi Harvey E. White, klasik eseri "Physics and Music: The Science of Musical Sound" (Dover Publications, 2014, özellikle s. 3-15 ve 45-60) bu temel fikri vurgular: Fiziksel dünyanın işleyişini anlamak, onun titreşimlerini ve bu titreşimlerin matematiksel ifadesi olan dalgaların davranışını incelemekten geçer. White, ses dalgalarının fiziksel özelliklerinin (frekans, genlik, harmonikler, rezonans) doğrudan müziğin algılanan niteliklerini (perde, yükseklik, tını, uyum) nasıl belirlediğini detaylandırır.