Günümüz dünyasında siber güvenlik, tıpkı evimizin kapısını kilitlemek ya da bankadaki paramızı korumak gibi hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Peki, Türkiye bu siber güvenlik yolculuğuna ne zaman ve nasıl başladı? Gelin, internetin ülkemize gelişiyle birlikte filizlenen ve 1 Temmuz 2025 itibarıyla oldukça sağlam bir yapıya kavuşan siber güvenlik serüvenimize yakından bakalım.

İnternet Geliyor, Güvenlik İhtiyacı Doğuyor

Giriş: “Kendin Sandığın Kişi” Kimdir?

"Kendini tanımak, Tanrıların en zorlu armağanıdır; çünkü kendini bilmek, kendi cehennemine bakmayı gerektirir."

The Last Hangover, izlerken hem kahkaha attığım hem de bunu yapmaya gerçekten cesaret etmişler mi? diye düşündüğüm sıra dışı bir komediydi. Son Akşam Yemeği’ni alıp The Hangover filmi uyarlamasıyla alkol, unutkanlık ve kaosla bezeyip bir parti gecesine dönüştürmeleri gerçekten inanılmaz yaratıcıydı. Özellikle havarilerin her birinin günümüz insanı gibi bencil, kafası karışık ve abartılı halleri beni çok güldürdü. İsa’nın kayboluşu üzerinden dönen bu absürt arayış, dini anlatıları hafife almak yerine insanlaştırıyor gibi hissettirdi bana. Tabii ki bazı sahneler sınırları zorluyor ama bence bu da işin eğlencesi. Kutsal olanı mizahla ele almak herkese hitap etmeyebilir ama ben bayıldım. Cesur, komik ve zekice!

2016 yılında, on binlerce siber güvenlik araştırmacısı, dünyanın en büyük hacker konferansı olan DEF CON için Las Vegas’taki Bally’s Oteli’nde bir araya geldi. Dört gün süren bu konferans boyunca katılımcılar; bir yolcu uçağının uzaktan nasıl kontrol edilebileceği, elektronik kasa kilitlerinin nasıl devre dışı bırakılabileceği veya bir ATM’nin güvenliğinin nasıl aşılabileceği gibi konularda yapılan konuşmalara ve gösterilere tanıklık ettiler ancak o yaz, organizatörler bu etkinlikte bile 'sansasyonel' sayılabilecek bir şey yapmak istediler. İnsanların bilgisayarları hacklemesi yerine, bilgisayarların birbirini hacklemesini istediler. Yaşananlar, bilgisayar tabanlı saldırılara ve daha önce hayal bile edilemeyecek ölçekteki bilgi sistemlerinin ihlaline açık bir geleceğin habercisiydi.

ABD Savunma Bakanlığına bağlı çığır açıcı teknolojilere fon sağlayan bir kuruluş olan DARPA (İleri Savunma Araştırma Projeleri Ajansı) ile iş birliği içinde DEF CON, bugüne kadar yalnızca bir kez düzenlenen Cyber Grand Challenge adlı yarışmaya ev sahipliği yaptı. Bu yarışma, yapay zeka sistemlerinin, diğer yapay zekalar tarafından savunulan bilgisayar programlarını otonom biçimde hacklemeleri üzerine kuruluydu. Yarışma, bir oyun formatında kurgulanmıştı: 10 saatlik mücadele süresince, diğer sistemlerdeki güvenlik açıklarını en iyi şekilde tespit edip istismar edebilen ve kendi sistemini en iyi şekilde savunabilen yapay zeka, geliştiricilerine 2 milyon dolarlık ödül kazandıracaktı.

Kanuni Sultan Süleyman’ın ile ava çıktığından kaynaklı tür adının “Sultan tazısı” olduğu söylenen Anadolu Sultan tazıları; ince, uzun bir anatomiye sahiptir ve diğer tazılar gibi çevikliğiyle dikkat çeker. Genellikle parlak kahverengi tüyleri vardır, avcılık konusunda epey iyidir. Eski zamanlarda özellikle tavşan avcılığında tercih edilmiştir. 3 sn gibi kısa bir sürede 65 km/sa hıza ulaşabilir. Ortalama, kalçadan buruna 90 cm uzunluğunda ve 20 kilo ağırlığındadır. Günümüzde avcılığın yasaklanmasıyla Türkiye’de Sultan tazısı popülasyonu sayılı miktarda kalmıştır.