İsviçre-Fransa sınırında, yeraltının derinliklerinde, insan zekâsının şimdiye kadar yarattığı en karmaşık makine uyuyor: Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC). 2012'de LHC, Higgs bozonunu keşfetti. Higgs alanı olmasaydı, elektronlar atomların etrafında dönemezdi. Bu devasa yapı, 27 kilometrelik süper iletken bir tünelin içinde, protonları ışık hızının %99.999999'uyla çarpıştırıyor. LHC'deki çarpışmalar o kadar şiddetli ki: Sıcaklık, Güneş'in çekirdeğinden 100.000 kat daha fazla (5,5 trilyon derece!) ve çarpışan protonlar, Big Bang'den sadece 1 trilyonuncu saniye sonraki koşulları taklit ediyor. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı, insanlığın evrene sorduğu en derin sorulara cevap arıyor: Neyiz? Nereden geldik? Ve bu devasa kozmik okyanusta yalnız mıyız? Belki bir gün: Zamanın doğasını anlayacağız. Karanlık evrenin kapılarını aralayacağız. Hatta gerçekliğin dokusunu değiştireceğiz. Carlo Rovelli'nin sözünü hatırlayalım: ''Bu makine, bir katedral değil ama insanlığın evreni anlama tutkusunun en görkemli anıtıdır."