Belki de çözülmesi gereken en derin paradoks budur.
Özgür Kaptan: Bu, hayat gemisinin kaptanı olmak isteyen, rotayı kendi çizmek, fırtınalarla kendi boğuşmak ve varacağı limanı kendi seçmek isteyen tarafımızdır. Rastgeleliğin getirdiği o boş sahneyi sever, çünkü o sahnede kendi oyununu yazabileceğini bilir. Önceden çizilmiş bir haritayı veya ona emir veren bir Patronu, bir kölelik olarak görür ve reddeder. Bu, bizim gündüz tarafımızdır; aydınlıkta, güçlüyken ve hayat doluyken ortaya çıkan Bendir.