Hayatın belli dönemlerinde içimizde bir şeyler sarsılır. Yaşadığımız olaylar, kırıldığımız insanlar ya da kendimizden bile sakladığımız duygular... Bizi biz yapan her şey zamanla bir aynaya dönüşür ve bu aynaya bakmak zorunda kalırız. İşte tam da bu noktada, Carl Gustav Jung’un yıllar önce ortaya koyduğu *içsel uyanış* fikri devreye girer.
Jung’a göre insanın en büyük yolculuğu, kendine yaptığı yolculuktur. Ona göre “kim olduğumuzu” değil, “kim olabileceğimizi” keşfetmemiz gerekir. Çünkü hepimizin içinde gölgede kalmış yönlerimiz, bastırdığımız arzularımız ve unutmaya çalıştığımız hislerimiz vardır. Jung bu karanlık yanımıza “Gölge” adını verir. Ve der ki: *Gölgenle yüzleşmeden, asla tam bir birey olamazsın.*