Tutankamun'un Meteordan Yapılma Hançeri
Hepimiz ve her şey yıldız tozlarından gelmektedir; Tutankamun'un 34.2 santimetrelik hançeri bile!
Gökbilimle ilgili olan, Carl Sagan hayranı olan, ya da hiç olmadı Kozmos’u izlemiş olan arkadaşlarımız, gönderme yaptığımız bu sözü hemen hatırlayacaktır. "Hepimiz yıldız tozuyuz." şeklinde geçen söz, aslında gezegenimizdeki herkes ve her şey için geçerli olsa da, konu Mısır Firavunu Tutankamun’un mezarında bulunan demirden hançer oldu mu, ayrı bir anlam kazanıyor. Çünkü henüz Mısır’da demir işçiliğinden söz edilemeyecek olan bir dönemden kalma olan bu hançer, Tutankamun’un hükümdarlığı sırasında Mısır’a düşmüş olan bir göktaşından elde edilen demirden üretilmişti.
Yıllardır durumun böyle olduğundan şüpheleniliyor olsa da, 2016'nın Mayıs ayının sonlarına doğru yayınlanan bir araştırma, durumun böyle olduğunu kanıtladı diyebiliriz. Yavaş yavaş yayılan araştırma sonuçları popüler bilim sitelerince mümkün olduğunca başarılı bir şekilde duyurulmuş olsa da, ana akım basına gelene kadar gittikçe bozulan ve ayrıntıları kaybolan haberler, konunun bazı inceliklerine açıklık getirmekten uzakta kalıyorlar. Biz de konuyu çeşitli bakış açılarından ele alarak bu hançerin hikayesini sizlerle paylaşmak istedik.
Düşen Göktaşı ve İşleme Kolaylığı
Öncelikle göktaşlarından başlayalım. Burada unutulmaması gereken önemli bir nokta var ki, o da gök”taşı” dediğimiz cisimlerin çoğunluğunun gerçekten de taş olduğu. Düştüğü gözlemlenen göktaşlarının %95 kadarı taş yapılı cisimler olsa da, geri kalan %5’i asıl önemli olan kısmı oluşturuyor: Çoğunlukla metalik yapıda olan bu %5’lik kısım; demir, nikel ve kobalt gibi elementlerden oluşmakta.
Bu göktaşlarındaki demirin Dünya’da bulunan demirden farkı ise, (Grönland dışında aşırı nadir bulunan Telürik Demir’i saymazsak) Dünya’daki demirin çoğunluğunun demir oksit biçiminde var olması. Demir oksitleri eriterek bunlardan saf demir elde etmek günümüzde sorun olmasa da, demirin 1538 derece Celsius’luk yüksek erime noktası yüzünden M.Ö. 2. Binyıl’ın fırınlarında bu mineralleri eritmek tamamen şansa bağlıydı diyebiliriz.
Bu yüzden metalik yapılı göktaşlarının erken dönem demir işçiliğindeki önemleri büyük. Bu göktaşlarının Dünya’daki demirden bir diğer farkları ise %5-35 arası değişen Nikel ve Nikel’in 16-20’de biri oranında bulunan Kobalt oranları. Bu oranlardan birincisi sanayi devrimine kadar Dünya demirlerinde görülmezken, ikincisi ise yıldız patlamalarında oluşan Nikel-Kobalt oranı olan 21’de 1’e yakınlığıyla dikkat çekiyor.
Araştırma: Nasıl Tespit Edildi?
İşte yapılan yeni araştırmadaki araştırmacılar da, 11 değişik göktaşı ve 11 değişik demir-çelik alaşımının demir-nikel-kobalt oranlarını Tutankamun’un hançeriyle karşılaştırdılar ve hançerin yapısının daha çok göktaşlarındaki yüksek nikel (%10.8) ve belirli nikel-kobalt oranına (18,62’ye 1) uyduğunu tespit ettiler. Bu uğurda ise XRF (X-Ray Fluorescence Spectroscopy) denilen ve hedefi X-Işınlarına maruz bırakarak cismin içindeki çeşitli elementlerin ışıma yapmasını sağlayan ve bu ışımanın dalgaboyuna bakılarak da cismin hangi elementlerden oluştuğunun anlaşılmasını sağlayan bir yöntem kullandılar. Daha sonra ise hançerin yapısına en çok uyan göktaşını bulmak amacıyla Kızıl Deniz merkez alınarak 2000 km çapındaki bir alana düşmüş göktaşlarını bir veritabanından buldular ve sonuç olarak zanlıyı Kharga Göktaşı olarak belirlemişler.
Ancak burada unutulmaması gereken bir nokta var ki, bu göktaşının nikel ve kobalt oranları da hançerinkinden bir miktar farklı, yani hançerin henüz bulunamamış ya da tamamen kullanıldığı için asla bulunamayacak bir göktaşından üretilmiş olması da mümkün.
Tutankamun Neden Bu Hançeri Ürettirdi?
İşte böylelikle hançerin hikayesinin bir kısmı tamamlanmış oluyor. Göktaşını bulduk, hançerin uzaydan geldiğini anladık, metal oranını tespit ettik. Ancak hançerin nelerden oluştuğunun anlaşılması kadar, ne amaçla oluştuğunun anlaşılması da önemlidir. İşte bu amaçla, göktaşı aramak için uzayda çıktığımız yolculuğun yerine tarihte, zamanda bir yolculuğa da çıkmamız gerekiyor.
Ortaokul müfredatının klasik bilgilerindendir “Tarihöncesi çağlar, kullanılan aletlere bağlı olarak isimlendirilir.” cümlesi. Gerçekten de Taş Çağı ile başlayan tarih, Kalkolitik (Taş-Bakır) ve Tunç Çağları'nın ardından sonunda Demir Çağı’na girer bir şekilde. Ancak günümüzde dahi demir çağını yaşamayan topluluklar olduğunu hatırladığımızda, bu çağların dünyanın her yerinde aynı anda yaşanmadıklarını da anlamış oluruz.
İşte konu Mısır olduğunda, Demir Çağı’na geçişin M.Ö. 700-600’lü yılları bulduğu düşünülmektedir. Madem ortaokul müfredatından gidiyoruz, bir hatırlatma daha yapalım: “Tarihte bilinen ilk yazılı antlaşma Kadeş Antlaşması’dır ve Hititler ile Mısırlılar arasında imzalanmıştır.” Kadeş Antlaşması’nın imzalandığı dönem olan M.Ö. 13. Yüzyılda Hititler demir işçiliğini önemli ölçüde kavramışlardı ve ordularını demirden silahlarla donatma işine başlamışlardı bile. Öte yandan Mısır’daysa hala daha Tunç silahlar kullanılmaktaydı. Peki, Tutankamun M.Ö. 14. Yüzyılda yaşamamış mıydı? Tutankamun’un elinde demirden bir hançer varsa neden kendisinden 100 yıl sonra gelecek olan Mısır ordusunun elinde benzer silahlar yoktu?
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Burada işin sırrı elde edilebilecek demirin miktarında yatıyor. Her ne kadar Mısır’ın önemli miktarda demir madeni bulunsa da, bu madenlerin işlenmesi görece olarak gecikmişti. Göktaşlarından gelecek olan demirin ise tabiri yerindeyse "kendisine dahi hayrı yoktu". Bu yüzden demir, Mısır’da uzunca bir süre sadece törensel görevi olan Tutankamun’un hançeri gibi silahların, mücevheratın ve benzeri süslerin yapımında kullanıldı.
Bu durumu, demir işçiliğinin yaygınlaşmasına kadar olan dönemde demire verilen isim ve yüklenen anlamlardan da takip etmemiz mümkün. Örneğin Mısırlılar demire M.Ö. 13. Yüzyıl dolaylarından itibaren “ba-en-pet”, yani “Gök Metali/Demiri” diyerek demirin temel kaynağını gökyüzünden düşen göktaşları olarak belirlemişlerdi. Aynı şekilde bu dönemlerde tanrıların kemiklerinin demirden olduğuna inanılır ve demire genel olarak tanrısal nitelikler yüklenirdi.
Bir hançerin ardından hem binlerce kilometre öteye, hem de binlerce yıl geriye gitmek insana disiplinler arası çalışmaların önemini bir kez daha hatırlatıyor. Her alandan araştırmacıyı bünyesinde barındıran araştırma ekibi de böyle düşünüyor olacak ki, geçmişi anlamak amacıyla bugünün yöntemlerini kullanarak bir çalışma yapmışlar. Bize de kendilerini tebrik etmek ve başarılarının devamını dilemek kalır. Bir de oturup Kozmos’u tekrardan izlemek. Sağlıcakla kalın!
Teşekkür: Bu yazıyı kaleme alan Doruk Dörücü'ye teşekkür ederiz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 11
- 5
- 3
- 3
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- R. Andrews. King Tutankhamun's Dagger Was Literally Out Of This World. (1 Ocak 2016). Alındığı Tarih: 10 Mart 2019. Alındığı Yer: IFLS | Arşiv Bağlantısı
- D. Johnson, et al. (2013). Analysis Of A Prehistoric Egyptian Iron Bead With Implications For The Use And Perception Of Meteorite Iron In Ancient Egypt. Meteoritics & Planetary Science, sf: 997-1006. | Arşiv Bağlantısı
- D. Comelli, et al. (2016). The Meteoritic Origin Of Tutankhamun's Iron Dagger Blade. Meteoritics & Planetary Science, sf: 1301-1309. | Arşiv Bağlantısı
- PSI. Meteoroids/Meteorites. (10 Mart 2019). Alındığı Tarih: 10 Mart 2019. Alındığı Yer: PSI | Arşiv Bağlantısı
- J. Merchant. Iron In Egyptian Relics Came From Space. (29 Mayıs 2013). Alındığı Tarih: 10 Mart 2019. Alındığı Yer: Nature | Arşiv Bağlantısı
- C. Shultz. The Ancient Egyptians Had Iron Because They Harvested Fallen Meteors. (30 Mayıs 2013). Alındığı Tarih: 10 Mart 2019. Alındığı Yer: Smithsonian | Arşiv Bağlantısı
- E. Deatrick. Pharaoh's Iron Dagger Made From A Meteorite, Study Confirms. (1 Haziran 2016). Alındığı Tarih: 10 Mart 2019. Alındığı Yer: EOS | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 07:20:09 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4422
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.