Tip 2 Diyabeti, Sadece Beyin Kimyasını Kullanarak, Kilo Vermeksizin Yönetmek Mümkün Olabilir!
Bu haber 3 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Tip 2 diyabetin yönetilmesi, tipik olarak kilo vermeyi, egzersiz yapmayı ve ilaç tedavilerini içerir. Ama Dr. Makato Fukuda ve Baylor Tıp Üniversitesi'nden çalışma arkadaşlarının yaptığı yeni bir araştırma, tip 2 diyabetin beyin aracılığı ile kontrol edilebilen yeni bir yolu olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar beynin küçük bir bölgesinde, vücut ağırlığınızı etkilemeden vücudunuzun glikoz dengesini ayarlayabilecek bir mekanizma keşfetti. Bu da keşfedilen mekanizmanın değiştirilmesinin ve düzenlenmesinin kan şekeri seviyesinin sürekli sağlıklı aralıkta kalmasına yardımcı olabileceğini gösteriyor. Araştırma ile ilgili olarak Baylor Tıp Üniversitesi Pediatrik-Beslenme Bölümü'nde yardımcı profesör olan Fukuda şöyle diyor:
Giderek artan kanıtlar gösteriyor ki kan şekeri seviyesini düzenleyebilen beyin, henüz gerçekleştirilememiş tedaviler için umut verici bir hedef. Bu araştırmalara bağlı kalınarak ileride gerçekleştirilecekler, beynin antidiyabetik etkisi ile bağdaşabilecek ve moleküler düzeyde hedefleri ilaçla tedavi edebilecek çalışmalara yoğun ilgi doğuracaktır.
Beyinden Bütün Vücudun Glikoz Dengesini Düzenlemek
Araştırmalar beynin hipotalamus bölgesinde bulunan ve hipotalamusun ventromedial çekirdeği (VMH) olarak bilinen küçük bir bölgenin, glikoza duyarlı sinir hücreleri içerdiğini ve bu hücrelerin periferal dokulardaki glikoz metabolizmasını düzenleyebildiğini gösteriyor. Dr. Fukada şöyle devam ediyor:
VMH nöronlarının glikoz düzenleme mekanizmasında kritik birer aracı oldukları düşünülüyordu. Ancak yine de VMH nöronlarının vücudun şeker düzeyini nasıl düzenlediği tam anlamıyla bilinmiyordu. Bu çalışmada biz VMH'nin içindeki moleküler yolakları ve aşırı beslenme ile ilgili hastalıklara aracılık eden Rap1 enzimini belirlemiş olduk.
Bu çalışmada araştırmacılar yüksek yağlı diyet ile ilişkilendirilmiş obeziteli ve diyabetli fareler ile çalıştılar. Bu farelerden hiçbirinde Rap1 enzimi özellikle aktifleştirilmemişti ya da elemine edilmemişti. Araştırmacılar, hipotalamustaki Rap1 enziminin aktifleşmesinin aşırı derecede yüksek kan şekerine ya da hiperglisemiye neden olduğunu keşfettiler. Bu da hipotalamik Rap1 enziminin genetik olarak çıkarılmasının obezitedeki hiperglisemiyi azaltacağını gösterir. Dr. Fukada:
İlginç olarak, vücuttaki kan şekeri değişiklikleri vücut ağırlığından bağımsız olarak tamamen Rap1 aktivitesi sonucu gözlemlendi. Bizim Rap1'e dair buluşlarımız, Rap1'in sinyalizasyonunu hedef alan ve beynin antidiyabetik etkileri ile glikoz dengesini arttırmayı amaçlayan müdahalelerin doğruluğunu kanıtlar nitelikte.
Yaşa, cinsiyete ya da diyete bağlı olmaksızın vücut ağırlığında hiçbir etkisi olmasa da Rap1 eksikliği kan glikozu ve insülin seviyesini düşürmekte ve glikoz ile insülin toleransını iyileştirmektedir. Son olarak Dr. Fukada şunları söylemektedir:
Eğer kilo alırsak kan şekerimizin dengesiz olduğunu görürüz. İşte bu yüzden obez insanların diyabetleri de vardır. Fakat biz diyabetli fareler üzerinde yaptığımız bu çalışmada hipotalamustaki Rap1 aktivitesini değiştirerek kan glikozunu kontrol edebileceğimizi gördük. Tabii ki daha yapılacak çok şey var, ama bizim buluşlarımız ileride obez insanların kilolarını değiştirmeden kan şekerleri kontrol edebileceğimizi gösteriyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 4
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Science Daily | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:35:33 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10652
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Science Daily. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.