Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen6 4 gün önce
The Dreamers çok hoşuma gidince 2 Oscar ödüllü Bernardo Bertolucci'nin sanırım en çok ödüllü olan filmini de izleyeyim dedim. 2 ödül de bu filmden geliyor zaten. Adam da İtalyan ama her kültürle çalışmış gibi. Film normalde 2.40 saat falan ama orijinal halini bulamadım çünkü LotR uzunluğunda durağan bir şeye daha fazla katlanamadım. Film 88 senesinin 9 Oscar kazananı. Filmde 8 Oscar adaylığı olan Peter O'Toole da oynuyor. Lawrence ve Priam gibi kritik rollerden tanıdık.

Film ise Çin'in Qing Hanedanlığı'nın 11. ve son, çocuk imparatoru Pu Yi'nin dört duvar arasında geçen hayatını anlatıyor. Asla özgür olamamış bir hükümdarın öyküsü olduğu için dramatik olarak zaten vurucu bir yapısı var. Tabii bu öykü dünyanın ve Çin'in çağdaş medeniyete geçtiği bir dönemi anlattığı için sosyolojik ve politik olarak da çarpıcı bir film oluyor. Minimum üç farklı dönem görüyoruz diyebilirim. Bütün bunları bu kadar kompakt anlatabilmek ciddi beceri. Bir Batılı anlatımı olduğu için illa ki problemler vardır ama gücü, kimlik krizini, özgürlüğü, yetişkin olamayan bir bireyi hem de belki de tarihten en az şekilde uzaklatarak anlatabildiği için ciddi bir film derim. Ama beni sıktı açıkçası. Teknik detayları da özel bir film belli.
6.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Last Emperor
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Muharrem Varol
İnceleyen10 22 Haziran 2023
Klasik bir amerikan filmi olan bu yapıtta başrol oyucumuzun sıradan ve sıkıcı olarak kabul ettiği bir günde başından geçenler ve yitip giden bu zaman aralığında taki sıkışana kadar hiç bir şeyin farkına varamaması "tıpkı bizler gibi" lakin sonrasında başta kendisinin sonrasında etrafındakilerin yaşamlarına yaptığı ufak dokunuşları seyir ediyoruz. Sıkılmadan izlenebilecek ve zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağınız bir film şimdiden izlemeyenler için; "iyi seyirler"
9.9/10
(34 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Groundhog Day
Yönetmen: Harold Ramis
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
10
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Serkan Yasin Dirice
Aktaran 25 Ağustos 2021 2 dk.

Penaltı vuruşu, en kapsamlı tanımıyla; bir futbolcuya ceza sahası sınırları içinde kural dışı bir müdahale yapılması veya rakip oyuncunun kural dışı bir eylemde bulunması sonucunda, mağdur oyuncunun rakip takımın kalecisiyle baş başa kalacak şekilde, kaleye 11 metre uzaklıktaki penaltı noktasından atış yapmasıdır.

İstatistiksel açıdan incelersek penaltı vuruşu, bir futbolcunun skor üretmeye (diğer bir tabirle "gol" atmaya) en yakın olduğu durumlardan birisidir. Örneğin; UEFA Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi'nin 2010-2015 yılları arasındaki beş sezonda kullanılan 536 penaltının 407 tanesi, yani %75.9'u gol ile sonuçlanmıştır.[1]

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Ekim 2020 21 dk.

Eskiden yaşamış varlıkların korunmuş kalıntıları, işaretlerine (İng: "impression)" ve izlerine (İng: "trace") fosil denir. Örneğin ölmüş bir canlıdan arta kalan kemikler, iskeletler, ayak izleri, sürünme izleri, reçine içinde korunmuş parçaları ve daha nice kalıntı fosil olarak değerlendirilebilir. Fosiller, evrim tarihini anlamamızı sağlayan veri hatlarından önemli bir tanesi olduğu için, evrimsel biyolojide, genel olarak bilim tarihinde ve evrene bakış açımızda büyük değişimler yaratmıştır.

Dünya'daki canlılık tarihi boyunca biriken fosillerin tamamına fosil kaydı adını vermekteyiz; çünkü fosil kaydı, gezegenimizdeki yaşamın adeta bir anı defteri gibidir. Bu defterin farklı sayfaları, yaşam tarihinin farklı noktalarına denk gelir. Daha eski sayfaları açarak, daha eski fosillerden gelen verilerle Dünya'mızın daha eski tarihini keşfedebiliriz. Yakın zamanlara gelerek, bu katmanlardan çıkarılan fosillerin modern türlerin yakın akrabalarına dair bıraktığı izleri öğrenebiliriz.

210
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
33K UP
Gözlemi Yapan 13 saat önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı Çankırı Yolu üzerinde, Sazcağız'a yakın bölgede gözlemlenmiştir.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Anıl Kocabaldır
Yazar 17 Şubat 2020 12 dk.

Bu yazımızda kaotik sistemlere örnek vermeye devam edeceğiz. Önceki yazımızda fiziksel bir örnek olan elektronik sistemlerde kaosu incelemiştik. Şimdi ise başka bir disiplin olan biyolojiden, kaotik davranış sergileyen, bir canlı grubuna ait popülasyondaki büyümede meydana gelen kaotikliği ele alacağız.

Biyolojik sistemlerde kaotikliği ilk defa inceleyen, biyolog R. M. May’dir. Kendisi 1970’lerin ortasında kompleks/ karmaşık davranış sergileyen biyolojik sistemlerin matematiksel bir modelini oluşturmuştur. Popülasyondaki canlıların sayısını zamana göre değişimini incelemiş ve 1976 yılında bunu bir makale olarak Nature dergisinde yayınlamıştır. Bu olay, aslında kaotik sistemlerin ilgiyi çekmeye başladığı bir dönüm noktasıdır. Çünkü basit ve karmaşık denklemlere sahip olmayan sistemlerde de hatta canlı maddelerde de kaotikliğin olabileceği ortaya konulmuştur.

70
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
106
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zehra Zehra
Zehra Zehra
1,686 UP
Üye 3 gün önce Henüz cevap yok.
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ebrar Özgen Arslan
Aktaran 2 gün önce 3 dk.

James Webb Uzay Teleskobu sayesinde araştırmacılar "anormal", "kaotik" ve "garip" olarak tasvir edilen 14 Herculis gezegen sistemine daha yakından bir bakış atabildi. Dünya’dan 60 ışık yılı uzakta bulunan 14 Herculis yıldızının yörüngesinde yer alan 14 Herculis c gezegeni Webb’in NIRCam’i ile başarıyla gözlemlendi. Keşfedilen yaklaşık 6 bin dış gezegenin yalnızca bir kısmı doğrudan görüntülenirken bu gezegenlerin pek çoğunun sıcaklıkları yüzlerce hatta binlerce Fahrenheit değerindeydi. 14 Herculis c ise bu dış gezegenlere kıyasla çok daha soğuk ve bugüne kadar görüntülenen en soğuk gezegenlerden biri. Ulaşılan yeni verilere göre bu gezegen -3 °C sıcaklığında ve Jüpiter’in 7 katı büyüklükte. Johns Hopkins Üniversitesi'nde lisansüstü öğrencisi William Balmer 14 Herculis c hakkında şöyle söylüyor:

Çeşitli gözlemevleri tarafından detaylıca incelenen 14 Herculis c astrofizik camiasında alışılmadık bir gezegen sistemi biçimine işaret ediyor. Merkez yıldızı olan 14 Herculis yörüngesinde 14 Herculis c ile birlikte 14 Herculis b de bulunuyor. Alışılmadık olan ise bu gezegenlerin yıldızları çevresinde aynı düzlemde ilerlememesi, gezegenlerin yörüngeleri ana yıldızı merkezde bırakacak şekilde bir X şekli oluşturarak birbirlerini kesiyor. Yanı 14 Herculis b ve 14 Herculis c gezegenleri birbirlerine 40 derecelik bir açıyla eğimli yörüngelerinde ana yıldızın etrafını dolanırken birbirlerini bazen çekerken bazen de itiyorlar.

8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emrehan Dikmenli
Yazar 29 Mayıs 2022 12 dk.

Helenistik Roma felsefesi döneminde Epikürosçuluk, Stoacılık, Septisizm ve Yeni Platonculuk olmak üzere dört büyük felsefe okulu ortaya çıkmıştır. Bunlardan özellikle ilk üçü kendi aralarında fikir ayrılıklarına düşmüş ve zaman zaman ciddi rekabet içinde olmuşlardır.

Helenistik Roma çağına bakıldığında, Stoacılığın M.Ö. 300 yılında başladığı ve Roma imparatoru Marcus Aurelius'un ölüm tarihi olan M.S. 180 yılına kadar yaklaşık 5 asır boyunca aktif bir felsefe okulu şekilde devam ettiği görülür.

140
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 21 Nisan 2017 7 dk.

Evrenin Karanlığında Evrimin Işığı: Modern Bilimin Bütünleştirici Harcı Evrime Disiplinler Arası Bir Bakış

Agora Bilim Pazarı (Tek) / Agora Bilim Pazarı (Set) / KitapYurdu / Hepsi Burada / Pandora / Arkadaş / Kitap Store / Oda Kitap / eganba / kitapseç / Kitap Denizi / Kitap Ambarı / Kitap Burada / Kitap Sihirbazı / Sözcü Kitabevi / Nadir Kitap

122
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Yağız Merdivan
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Mutluluğumuzu simgelerle kazanamayacağız
Kaynak: Yaz
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ekin Baran Sunar
Seslendiren 29 Ağustos 2019 30:06
“Doğa bir savaş alanıdır.” sözünü, çayırlarda koşturan aslan ve geyiklerden çok, bağışıklık sisteminde yaşananlar olarak anlamak mümkündür. Moleküler...
37
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen10 4 gün önce
Sayfada paylaşımını ilk yaptığım serilerdendi. Hiç uzatmadan tüm yaş gruplarına önermiştim. Live action ve imax versiyonu çıkacak diye çok heyecanlandım. Orijinal üçlemenin ne kadar eski ve animasyon kalitesi olarak ne kadar basit olduğunu unutmuşum. Fark aklını kaybettirir. Böyle güzel ve orijinal bir hikayeye böyle bir film şarttı. Yine de ejderhaların biraz daha gerçekçi ve sert resmedilmesini isterdim. Bu hala animasyon tadı verdi. Bu arada ejderhaların hareket dinamiklerinde muhtemelen kedi gibi vahşi evcil bir hayvanın imite edilmesini tekrar çok beğendim. Çok yakışıyor ve gerçekçi duruyor. Hele ejderha türlerinin en serserlerinden olan Night Fury'nin bir ve özellikle de benim smokin Bruce'umu andırması beni daha da içine çekiyor. Film sonrası şiddetli şekilde ev köpeği ya da kedi aşerdim.

Filmi izlememin üstünden bir süre geçtiği için yazacağım birçok şeyi unuttum. Hepsini olmasa da özellikle başrol oyuncusu seçimini beğendim. Güzel bir genç yıldız. Hikaye aslında topluluklarında aykırı kalan iki parçanın birleşmesini işliyor. Bazı temel ideallerin nasıl sağlanabileceğini de gösteriyor. Bu aslında yapay zeka insanlık savaşlarını işleyen hikayelerde de çoğunlukla kullanılan bir teknik. Düşmanı anlayabilen bazı aşkın varlıkların barışı sağlama uğraşını konu almaktır. O yüzden çok kıymetli bir seridir. Eğlenceli ve heyecanlı şekilde akan bir tarzla yapıyor bunu. Epik bir anlatı diyebiliriz. Galiba final savaşında değiştirilen bir şeyler olmuş gibi ama gayet güzel işlendi.
9.8/10
(4 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : How to Train Your Dragon
Yönetmen: Dean DeBlois
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ömer Ekmel Kara
Yazar 10 saat önce 5 dk.

2024 yılının mayıs ayında Nielsen ve arkadaşları tarafından yayımlanan bir araştırma, dövme yaptırmanın lenf kanseri riskini artırabileceği yönündeki bulgularıyla medyada geniş yankı uyandırdı.[1] Hemen ardından, Danimarka’da Clemmensen ve ekibi tarafından yapılan ve ikiz bireyleri kapsayan bir diğer çalışma da dövme ile lenf ve deri kanseri arasında istatistiksel bir bağlantı olabileceğini öne sürdü.[2] Peki, bu çalışmalar gerçekten dövme ile kanser arasında anlamlı bir ilişki kurabildi mi? Bu çalışmaların bulgularını sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek için öncelikle dövmenin vücuttaki genel etkisini ve araştırmanın neden dövme ile kanser arasında bir ilişki aradığını anlamak gerekir.

Dövme, binlerce yıldır insanlar tarafından dini, kültürel veya estetik nedenlerle kullanılan bir ifade biçimidir. En eski dövme örneklerinden biri, Alp Dağları’nda bulunan "Buz Adam Ötzi"ye aittir. MÖ 3370–3100 yılları arasında yaşadığı belirlenen Ötzi’nin vücudunda çeşitli dövme izlerine rastlanmıştır. Benzer figüratif dövmeler, Antik Mısır'da hem erkek hem kadın mumyalarında bulunmuştur.[3]

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Turkan Huseynova
2 gün önce
Salam Azərbaycandan izləyirəm araliqli orucla ilgili video yayinlarsaniz çok sevinirim
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Jeoloji konusunda geliştirebilirsin.

Depremler
Depremler
26 Makale
4 saat 44 dakika
Öğrenmeye Başla
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Haziran 2011 50 dk.

Elbette evrimsel biyoloji söz konusu olduğunda, soruların ucunun Tanrı inancına ve dinlere gelmemesi oldukça zor. Doğadaki evrim yasasının her ne kadar kütleçekimi yasasından veya kimyasal maddelerin tepkime dinamiklerini belirleyen yasalardan hiçbir farkı olmasa da ve her ne kadar Evrim Ağacı olarak biz, bugüne kadar bütün konuları bilimsel bir çerçeveden ele alıp, şahsi inançlara yönelik yorumlardan kaçınmış olsak da, ister istemez okurlarımız bizim halk arasında yaygın olarak Tanrı inancını bilimsel olarak nasıl izah edebileceğimizi, tanrıların, dinlerin ve bu inançların spesifik argümanlarının gerçeklik payı olup olmadığını ve Tanrı/din kavramını var oluşun neresine yerleştirmemiz gerektiğini soruyorlar.

Ne yazık ki bu soruların hepsinin cevabını veremeyiz; çünkü... Bilmiyoruz. Hatta halk arasında yoğun bir kamplaşma olsa da ve tutkuyla savunulan argümanlar/iddialar aksi yönde bir izlenim verse de, tarafların hiçbirinin yukarıdaki soruların nihai ve gerçek yanıtlarını bilmediğini de rahatlıkla iddia edebiliriz. Dolayısıyla biz, bu konuda bilimsel olarak sonlandırılmamış bir tartışmayı Evrim Ağacı olarak sonlandırma iddiasında olamayız - bugüne kadar hiç olmadık da. Ancak şunu yapabiliriz: İnsanı ve Evren'i tamamen doğal bir varlık olarak gören bilimin, "Eğer Evren bir süperbilinç tarafından var edilmediyse ve insan da dahil her şey doğal süreçlerle var olduysa, insanlar arasında görülen dini inançları ve Tanrı kavramlarını bilimsel ve doğal olarak nasıl izah edebiliriz?" sorusuna verdiği yanıtları size aktarabiliriz. Bu yazıda da yapacağımız bu olacak.

192
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gökçe Ada Damgacı
2 gün önce
Gerçekten harikanın ötesinde kelimelerle anlatılamayacak bir içeriği var herkese öneririm. Siz siz olun her zaman yaşadığınız hayattan memnun olun çünkü zaten yaşayabileceğiniz en iyi hayatı yaşıyorsunuz.
9.3/10
(13 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ali Uğur
Ali Uğur
27K UP
İnceleyen10 19 Ekim 2022
Dünya dışı akıllı yaşam formları biz insanların selamına karşılık verecek mi ? Ya da bizi aciz bir canlı olarak mı görecek? Voyager uzay araçlarındaki altın plaklarda insanlığa ait ne tür bilgiler bulunuyor ? Voyager uzay araçlarının araştırma konusu nedir ? Uzayın derinliklerinde hangi hızlarda ilerliyor ?

Tüm bu sorulara ünlü astronom Carl Sagan eserinde cevap vermiş. Sürükleyici ve bilgi dolu bir kitap. Aklınızdaki sorulara cevap verecektir.
10.0/10
(13 Kişi)
Puan Ver
Dünya’dan Uzaya Bir Selam: Voyager Yıldızlararası Plağı
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Utku Derin
Utku Derin
369K UP
Çeviren 29 Nisan 2024
Üç parlak cisim, bu ayın başlarında gün batımından hemen sonra gökyüzünün batısındaki deneyimli yıldız gözlemcilerini memnun etti. Bunlardan en tanıdık olanı sol üstte hilal evresinde görülen Ay'dı. Ay'ın geri kalan kısmı ise Dünya'dan yansıyan güneş ışığı sayesinde belli belirsiz görülebiliyordu. Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegen olan Jüpiter ise parlak şekilde sol üstte görülüyor. En sıra dışı olan; Ay'ın altında yer alan, sağında kısa bir toz kuyruğu, yukarı doğru ise etkileyici iyon kuyruğu görülen 12P/Pons-Brooks Kuyruklu Yıldızı’ydı. İspanya'nın Girona ilindeki Llers köyü yakınlarında çekilen fotoğraf, aynı konumda ve aynı kamerayla arka arkaya çekilen birkaç görüntünün birleştirilmesi ile oluşturuldu. Pons-Brooks Kuyruklu Yıldızı, geçen hafta Güneş'e en yakın noktasına ulaştı. Şimdi ise güney gökyüzüne doğru ilerleyip Güneş Sisteminin dışına dönerken sönükleşiyor.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
NGC 4565: Sınırdaki Galaksi

Samanyolu galaksimiz bu kadar ince mi? Nefes kesici sarmal galaksi NGC4565, Dünya gezegeninden bakıldığında yandan görünüyor. Dar görüntüsü nedeniyle İğne galaksisi olarak da bilinen parlak NGC 4565, kuzey gökyüzünde yapılan gözlemler sırasında soluk ama derli toplu Coma Berenices takımyıldızına bakan birçok teleskobun durağıdır. Bu keskin ve renkli görüntü, sarmal galaksi NGC 4565’in ince galaktik düzlemini süsleyen toz şeritleri tarafından kapatılan şişkin merkezi çekirdeğini gözler önüne seriyor. Bu güzel görüntüde, başka arkaplan galaksileri de karşımıza çıkıyor. Samanyolu galaksimize benzer bir şekle sahip olduğu düşünülen NGC 4565, yaklaşık 40 milyon ışıkyılı uzaktadır ve 100.000 ışıkyılı genişliğe sahiptir. Gökyüzü meraklıları, küçük teleskoplarla bile kolayca fark edilebilen NGC 4565’in, Messier’in gözden kaçırdığı önemli bir göksel şaheser olduğu düşünülüyor.

17 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: CFHT, Coelum, MegaCam, J.-C. Cuillandre (CFHT) & G. A. Anselmi (Coelum)
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0029 Haziran
Kuantum Açık Sistemlere Sezgisel Bir Bakış
29 Haziran 2025 15:00 tarihinden 06 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

Kuantum açık sistemleri, bir kuantum sisteminin çevreyle etkileşimini göz ününe alır. Genel olarak çevre, sisteme kuantum özelliklerini veren eşevrelilik ve dolaşıklık gibi kuantum etkilerin yitirilmesine sebep olur ancak çevreyi, sistemi ve aralarındaki ilişkiyi istediğimiz şekilde modelleyerek bunu tersine çevirmek mümkündür. Böylece sistemler kuantumluklarını (quantumness) koruyabilir, hatta yeni ilintiler üreterek geliştirebilirler. Açık sistemleri incelemekte kullanılan farklı yöntemleri karşılaştırdığımızda hesapsal ve kuramsal avantajlarıyla kuantum çarpışma modeli öne çıkar. Etkinlikte, kuantum çarpışma modeli kullanarak, kuantum nitelikler bağlamında sistemin düşmanı olarak gördüğümüz çevreyi sıkı bir dost haline nasıl getirebileceğimiz üzerine çalışacağız. Bu etkileşmeyi anlayabilmek için gerekli olan tüm bilgiler adım adım sunularak, hem sayısal hem analitik örneklerle pekiştirilecektir.

Devamını Göster
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close