Biyolojik organizma olmak, yaşamda kalma yi satın almamızı sağlayan bedel, yaşlılık ve ölüm. Bunun moleküler seviyedeki karşılığı ise oksidasyon. Bir elmanın oda şartlarında bozulmasıyla aynı süreç.
Yüksek yapılı canlılar olabilmemizi sağlayan faktör, mitekondriler ile oksijenle yüksek enerji üretecek metabolizmaya geçmek olmuştur. Tek hücreli yapılar sitoplazmada oksijensiz solunum yaparak bize göre çok az enerji üretirler.
Işte bu oksijenli solunumun yüksek enerji üretmesinin bir bedeli var o da okside olmak. Yani kimyasal anlamda yanmak. Oksidasyon sonucu oluşan metabolik atıkların neden olduğu hasar, asidik yük, proton yükü.
Yaşlanma süreci temelde oksijenli solunumun mutlak sonucu olarak değil, insanın yanlış yaşam koşullarında ısrarı olarak görebiliriz. Genetik olarak minimum 140-150 yıllık ömre göre kodlanmış bir türün 70-80 yıl hayatta kalabilmesi temelde bireylerin evrimsel gelişim süreçleriyle çelişen yaşam şartlarında ısrar ederek intihar ları. Evet hastalıkların yüzde 90a yakini geri döndürülebilir kaynaklıdır. Bu açıdan bakıldığında gezegenimizde türün kendine özel yaşam şartları dışında alışkanlıkları olan tek türüz. Temelde bitki ve iyi yağlar ve az miktarda et ihtiyacı olan insanın işlenmiş kızarmış yapay kaynaklardan tutun, sigara alkol gibi intihar araçlarını gayet normalmiş gibi tuketebilmesi gerçekten akıl dışı ve açıklanamaz.
Başka gezegenlerde farklı evrimsel süreçler de olsa, biyo-organizma, entropiye belli bir süre karşı koyabilen geçici düzendir teknik anlamda. Yani kısa ya da uzun bir ömrü olmak durumunda teknik olarak.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak. (12 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 12 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı