Öncelikle çok güzel bir soru. Evet, elbette yaptığımız şeyin yanlış olduğunu bilemiyor olabiliriz. Hatta kesinlikle bilmediğimiz durumlar var. Bilsek yapmayız zaten.
Bunu anlamak için "doğru nedir, yanlış nedir?" Sorusunu sormak bence iyi bir başlangıç. Örneğin birisini öldürmek neden yanlış, buna kim karar verdi? Hayvanlarda yanlış ya da doğru diye bir kavram yok mesela, insana has bir şey doğru ya da yanlış. Bir canlıyı öldürmeyi doğru bulmuyoruz ama kırmızı et tüketmekten geri kalmıyoruz. O zaman diyebiliriz ki yanlış ya da doğru kavramlarını kültürel kodlar oluşturuyor. Çünkü bir avcı zevk için bir canlıyı öldürmeyi yanlış bulmuyor. Onun doğrusu da o. "Doğru" kesin gibi dursa da aslında bir yandan öznelbir kavram.
İkinci bir konu ise zaman. Geçmişte kölelik doğruydu. Bugün ise yanlış. Demek ki doğru, öznel olduğu kadar zamansal dair kavram. Bugün doğru dediğimiz şey yarın yanlış gelebilir bize.
Konuya biyolojik açıdan bakalım bir de. Şizofreni hastalarının yüksek çoğunluğuna duyduklarının, gördüklerinin gerçek olmadığını anlatamazsın. Onun gerçekliğinde vardır o. Bipolar hastaları da mani döneminde paranoyadan halusinasyona birçok yanlış düşünceyi inanır. Ve ilaçla tedaviden başka bir yol yoktur. Doktorlar mani döneminde paranoya yaşayan hastayı onu kimsenin öldürmeyeceğine ikna etmek için uğraşmaz bile. Tam da soruda belirttiğiniz gibi bu düşüncelerinin o an için yanlış olduğunun asla farkında olamazlar. Çünkü algılayamazlar. O an için vücutlarında bir takım gormonlar ya aşırı ya da çok az salgılanıyordur. Aşırı B12 vitamin eksikliği bile paranoya yapabiliyor.
O zaman diyebiliriz ki yanlış ya da doğru zihinsel algılarımızdan dolayı özneldir, zamana bağlıdır, biyolojimizden dolayı her zaman gerçek değildir, kültüreldir. Bunlara ek olarak ise belki hukukta çok kullanılan "mücbir sebepler" eklenebilir. O an kişi kendi vücut bütünlüğüne gelecek bir zararı bertaraf edebilmek için karşısındakine zarar verebilir. O zaman diyebiliriz ki yanlış bir şey mevcut durumun koşullarına göre doğru sayılabilir.
Bilimde ise bilim insanları doğru olarak umdukları şeyleri savunmazlar. Aksine yanlışlamaya, çürütmeye çalışırlar. Yanlışsa zaten ortaya çıkar. Sonra makale yayınlanır, diğer bilim insanları da çürütmeye uğraşır. Eğer çürürse deney sahibinin deneyinde farkedemediği bir yanlış vardır. Çürümezse mevzubahis konu daha da güçlenerek çıkar. İşte bu yüzden bilim insanları bir şeyi ispatlamak için savunmak yerine onu yanlışlamaya, çürütmeye çalışır. Savunmak için uğraşmak bilim insanını daha çok yanlışa sürükler. Yanlışlamaya uğraşmak ise teorinin doğru ise daha da güçlenmesini sağlar.