Yapay zekan, bir yandan çok güçlü araçlar sunarak yaratıcılığımızı destekleyebilir. Mesela, tasarımcılar, yazarlar, sanatçılar, hatta bilim insanları bile yeni fikirler oluştururken, yapay zekanın sunduğu hızlı analizler ve önerilerden faydalanabilirler. Ayrıca, karmaşık veri kümeleriyle çalışarak insanın önceden düşünemediği veya gözden kaçırdığı bağlantıları ortaya çıkarabilir. Bu da daha önce hiç düşünülmemiş yaratıcı çözümleri gündeme getirebilir.
Ama diğer yandan, bu gelişim bazı sorunlar ortaya çıkarabilir . Çünkü yaratıcılığımızın bir kısmı özgün düşünceye, risk alıp yeni yollar denemeye dayanıyor. Eğer yapay zeka sürekli olarak bize önerilerde bulunursa, zamanla kendi yaratıcı düşünce gücümüzü zayıflatabiliriz. Yani, her zaman bir yapay zekanın rehberliğine güvenmek, bizim doğal yaratıcılığımızı etkileyebilir, belki de sınırlayabilir.
Yani bu soruya verilebilecek en doğru cevap yapay zekanın yaratıcılığımıza etkisinin hem olumlu hem de olumsuz olabileceğidir. Kendi yaratıcılığımızı artırmak için bir araç olarak kullanırsak, oldukça faydalı olabilir; ama tamamen ona bağımlı hale gelirsek, riskler de doğurabilir. Önemli olan dengeyi sağlamak ve yapay zekanın sunduğu imkanları kendi özgün düşüncemizle harmanlayarak kullanmaktır..[1][1]
Kaynaklar
- M. Tegmark. (2019). Yaşam 3.0: Yapay Zeka Çağında İnsan Olmak. ISBN: 9786052996133. Yayınevi: Pegasus Yayınları.