O afili Alcubierre sürücülü yıldız gemin, egzotik madde (hani şu negatif enerji yoğunluğuna sahip, sıfır enerji koşulunu ihlal eden cinsten madde) kullanarak uzay-zaman metriklerini eğip büküyor ve vınn diye süper kütleli bir kara deliğin (SKKD) tam olay ufkuna doğru yol alıyor.
Teorik olarak, eğer bu çözgü baloncuğu Schwarzschild yarıçapına yerel olarak ışık hızının altında bir hızla girerse, Garattini ve Zatrimaylov gibilerinin yakın tarihli bazı makalelerine göre, olay ufku baloncuğun içinde adeta buharlaşabilirmiş, bu da geminin nedensel bağının kopmadan ve tekilliğe doğru spagetti gibi uzamadan oradan geçmesine imkan tanıyabilirmiş. Ama öyle "hoppala, girdim çıktım" denecek bir durum değil bu; o inanılmaz gelgit kuvvetleri ve kütleçekimsel eğimler insanın aklını başından alır ve bu etkileşim de öyle basit falan değil. Öyle hasarsız kurtulmak yerine, çözgü baloncuğunun varlığı ve ihtiyaç duyduğu o negatif kütle-enerji, kara deliğin termodinamiğini ve (eğer dönen bir SKKD ise) Kerr metriğini karmakarışık bir şekilde değiştirebilirmiş; hatta potansiyel olarak kütlesini azaltabilir ya da olay ufkunu "perdeleyebilirmiş" ki bu, kara deliğin yüzeyini tırmalamaktan çok daha öte bir şey; resmen temel topolojik yapısıyla ve Hawking radyasyonu özellikleriyle oynamak demek.
Gelgelelim, tüm jeodeziklerin içeriye doğru aktığı o geri dönüşü olmayan noktayı bir kere geçtin mi, içeriden tam anlamıyla "kaçış" hâlâ acayip tartışmalı bir konu ve muhtemelen nedenselliği ihlal ediyor; tabii eğer çözgü sürücüsünün kendisi yüksek boyutlar aracılığıyla bir kaçış yolu sunmuyorsa ya da yerel uzay-zaman geometrisini temelden değiştirip, normalde var olmayan bir "dışarı" yönü yaratmıyorsa iş başka.