Sirkadiyen ritmin kökeni, canlılığın kökeni üzerinden ele alınmak durumunda. Canlılığın güneşe göre evrimleşmesi nedeniyle, bakteri gibi tek hücreliler dahil bütün canlılar sirkadiyen ritme sahiptir. Güneş döngüsü, organizmaların günlük bazal işlevlerinin döngüsünü de belirleyici olmuştur. Çok uzun bir süreç, günümüzün "modern" (!) yaşam şartlarıyla çelişerek uyumsuzluklara neden olmakta.
Nasıl uçakla yerel saati farklı bir noktaya gittiğimizde oraya uyum sorunu -jetlag- yaşıyorsak, aynı şekilde akşam 11 den sonra ışığa maruz kalmak, 11-6 arası uyumamak, gece yemek gibi sirkadiyen ritme zıt yaşam şekilleri de jetlag a neden olur. Yani sirkadiyen ritmi bozar. Normalde kanserli hücrelere, yenilenmeye harcanacak biyolojik kapasite, yanlış yaşam tarzının olumsuzlukları için harcanır, bu nedenle hızlı yaşlanma ya da hastalıkların erkene gelmesi sonucu oluşur. Özellikle ekran ışığına maruz kalma, gece geç yatma, güneş battıktan sonra besin alma gibi neredeyse NORMAL gibi görülen davranışlar, bireyleri henüz 30larına gelmeden yaşlı bir görünüme ulaştırmakta. Bu tarz yanlış yaşam şekli dışında bir de sigara alkol gibi biyolojiye tamamen zıt ŞEYlerin bedene alınabiliyor olması, mantık ile açıklanamaz biyolojik kapasite sömürücüleridir.
Yapay müdahele ile bu kadar uzun zamanda oluşmuş bir ritm, değiştirilemez. Ancak şu var ki, shift - vardiyalı çalışan bireylerde biyoloji, farklı bu ritme bedel ödeyerek uyum sağlamaya çalışır. Uzun süreli belli bir farklı ritme uyum sağlama eğilimindedir biyoloji. Başka ülkede yaşamak ya da belli zamanlar gece belli zamanlar gündüz çalışmak gibi. Özellikle farklı gündönümü şartlarında yaşayan bireylerin(6 ay gece 6 ay gündüz olan yerler gibi) sirkadiyen ritmleri zamanla uyumlanır belli oranda.
Bizim sirkadiyen ritmi değiştirmeye çalışmak yerine, onun neden fabrika ayarlarımızda kilit rol üstlediğini anlamaya çalışıp içinde bulunduğumuz yaşam koşullarının neden biyolojimizle bu kadar çeliştiğini anlamaya çalışmamız lazım. Bizim değişip ona uymamız gerektiği konusunda yeterli bilgiyi elde etmiş olmalıydık.