Saniyede 60 kare gösteren videodaki hareketleri 60 dilime ayrılmış olarak neden göremiyorsan evdendeki ve vücudundaki değişimleri de aynı nedenle göremiyorsun. Üstlelik evrende planck mesafesi ve planck zamanı nedeniyle tek bir saniye bile inanılmaz küçük zaman dilimlerine bölünür. Bu da evrende mikro seviyede her saniyede dahi büyük değişim süreçleri ve oluşun yaşandığı anlamına gelir. Ama biz bunu algılamayız. Evrenin kendisi için 1 saniye bu anlamda değişim ve hareket için oldukça uzun bir süredir. Evrende mikro seviyede bir saniyenin milyonda birinde bile büyük değişimlerin fitili ateşlenebilir. Çok büyük değişimler bu anlamda tek bir minicik ana dayanabilir.
Bizim ise mikro seviyedeki bu çalkantılı süreçten haberimiz yoktur. Herşeyin sabit ve durağan olduğunu zannetigimiz evrende an be an değişim ve dönüşümler, çalkantılar yaşanır. Bizim algı araçlarımızın kendi durumuna bağlı olarak (yani algı araçlarımızın da kendi işleyişine bağlı nedenlerle) özellikle gözümüzün algılama sınırları yani ışığın belli bir frekans ve dalga boyu aralığını algılaması bu durumun nedenidir. Biz bu nedenle esasen evrenin gerçek durumuna göre algı araçlarımızın bize sunduğu özel bir evren deneyimi yaşıyoruz. Bu da evren karşısında tüm tanımlama ve kavramlarımızın esasen felsefeye dayandığı noktaya uzanır. Çünkü mikro seviyede bizim mantık ve tutarlılık kurallarımız dahi anlamını yitirir. Örneğin kuantum fiziğinde sağ duyuya aykırılık denen haller mantık ve tutarlılık beklentisine aykırılık halleridir. Ve evrenin gerçek durumu da mikro seviyedeki olan bitenlerdir. Kendimizi ayrıcalıklı bir yere koymamamız gerektiğini iddia edenler için evrenin ele alınması gereken seviye işte bu tutarlılık ve mantık beklentisinin bittiği mikro seviyedir. Aksi halde kendimizin algıladığı evrene her şart ve koşulda üstünlük, ayrıcalık vermiş oluruz ki bunun olmaması gerektiğini savunanların tüm felsefi argümanları da bu tablo karşısında ne kadar insan gözüyle evreni algılayıp evreni buna göre değerlendirdikleri oranında çöker. Çünkü eğer kendimize üstünlük vermeyecek savunusunda isek evrene kendi baktığımız seviyeden bakmak ve onu buna göre tanımlamak için hiç bir geçerli nedenimiz yoktur. Ama eğer ki bunu yapıyor buna göre bir yaşam sürüyorsak ki buna mecburuz o zaman da işte burada yazdıklarımız bu argümanı pratikte anlamsız ve işlevsiz bırakıyor demektir ve böyle teoride kalan bir felsefi argümanın ise pratik imkansızlığı karşısında anlamı olduğunu da söylemek zordur.