Soruda geçen "varlık" kavramını belirlemek zorundayız öncelikle. Çünkü her varlığın algı kapasitesi sınırlı olduğu için, varlığın sadece bir kısmını algılayabilir. O da algı kapasitesinin izin verdiği hali ile. Olduğu gibi değil.
İnsan da bu algı kapasitesi sınırlılığına sahiptir (UMWELT) Bu yüzden farklı araçlar geliştiriyor mikro - makro keşifler için.
Ancak ALGI, insanın beyin-sinir sistemimizin ürettiği bir sinyal olduğu için, hiçbir sinyalin kaynağını mutlak anlamda belirlemek mümkün değil. Zaten fizik evrenin yaklaşık yüzde 5 inden haberi var, gerisi madde değil. Bu yüzde 5i de çözmüş değil sadece madde cinsi olduğu için varlığından haberi var. Diğer yandan ışık dalga boyunun 10milyarda 1ini görebiliyor olmaktan kaynaklı bir körlük söz konusu iken, hangi varlığın gerçekliğini nasıl ele alacak insan türü.
Kendi varlığının gerçekliğini bile sorgulamaktan uzak henüz. Belki de bu biyolojik yapı, gerçek bireylerin sadece avatarı. Hiçbir fiziksel uyaranın gerçekliğinin ayrımını yapacak bir mekanizmaya sahip değil..
Kısaca insan türünün algı seviyesi hiçbir gerçeklik düzeyini değerlendirecek nitelikte ve yapıda değil. Sadece kendi gerçeklik algısının izin verdiği kriterlere gerçeklik demek zorunda kalıp bu maruz kaldığı gerçeklik düzeyini referans almak durumunda kalan bir tür şimdilik. (Gerçekliğin niteliği ve kaynağı, tam olarak bir bilinmez)